1. HABERLER

  2. MAKALELER

  3. Ağrı Direnişi Hakkında …
Ağrı Direnişi Hakkında …

Ağrı Direnişi Hakkında …

Gelîyê Zîlan’da yaşananlar bir soykırımdır. Bu süreci M. Nuri Güneş, Kürdün Zemyan Yarası isimli çalışmasında şöyle anlatmaktadır: ‘’ Gökten ve yerin her tarafından ateş yağıyordu..."

A+A-

İsmail Beşikçi - Nerinaazad

Araştırmacı yazar Nihat Gültekin (1971, Doğubeyazıt) 1926-1932 Ağrı direnişini yaşayan Kürdlerle, 2011- 2012, 2015-2019  yıllarında,  uzun uzun görüşmüş. Onlarla röportajlar yapmış. Bunlar genellikle 1870-1910 doğumlu Kürdlerdir. Sözü edilen bu röportajları kitaplaştırmış. Bugüne kadar bu  görüşmelerle, röportajlarla ilgili olarak üç kitap yayımlanmış. Bu kitaplar şunlar:

Şahideki Komkujîya Geliyê Zîlan Tahir Nas, Weşanxaneya Lîs, Diyarbakır, 2020 186 s.

Êsmane Sor, Şahidên Komkujîya Gelîyê Zîlan 1930, Adar 2022, Doz Yayınları, İstanbul 236.s.

Dîwarê Me Jî Hilweşandin,  Şahidên Komkujîya Geliyê Zîlan 1930, Îlon 2023, Doz Yayınları, İstanbul,  376 s.

Bu kitapların üçü de Kürdçe’dir. Nihat Gültekin, bu dizinin beş kitap olacağını söylüyor. Dizinin dördüncü kitabı 2025 yılı ortalarında  yayımlanabilir.
                                                         ***
Birinci kitap, tamamen Tahir Nas’la yapılan bir söyleşidir. Bugün, 101 yaşında olduğu söylenmektedir. Direnişin gerçekleştiği yıllarda on yaşlarında bir çocuktur. Kitabın sonundaki fotoğraf  albümünün olayı anlatma yönü, olayları açıklama yönü vardır. Ayrıca fotoğraf albümü kitaba zenginlik katmaktadır.

İkinci kitabın adındaki Êsmane sor kavramının üzerinde durmak gerekir. Êsmane sor kırmızı gökyüzü demektir. Gelîyê Zîlan’da o kadar çok kan akıyor ki, gökyüzüne akseden bu kan, gökyüzünü kızıllaştırıyor. Bu kitapda  hem fotoğraf albümü var hem de  metin içinde dağıtılmış fotoğraflar da var. Bu fotoğraflar arasında  Nevala Fedê (Utanç Deresi), Gündê Milkê, Gündê Kunduk fotoğrafları dikkate değer.

Üçüncü kitabın adındaki, Dîwarê Me Jî Hilweşandin, ‘duvarımızı da yıktılar ‘ anlamına gelmektedir. 1930’larda direnişe katılan aileler, Gelîye Zîlan’da bulabildikleri kemiklerle yakınları için mezarlar yapmış. Gelîye Zîlan’da su yülseldiği zaman mezarlığı su basmasın diye, Gelîye Zîlan ile mezarlık arasına bir duvar yapmış. Devlet sözü edilen o duvarı da yıkmış. Bu kitapda da hem fotoğraf albümü var, hem de metin içinde dağıtılmış fotoğraflar var. Adaxeybê, Nevala Fedê, Topê Mêran fotoğrafları ilgi çekici.
                                                                ***
Ağrı Direnişi ile ilgili olarak yazılmış başka kitaplar da var. Bunları şu şekilde belirtmek mümkündür: 

Sedat Ulugana, Ağrı Kürt Direnişi ve Zîlan Katliamı, 2. Baskı, Yeni önsöz ve düzenlemelerle, Pêrî Yayınları, Kasım 2012, İstanbul, 272 s.
Sedat Ulugana, Kürdün Üç Hali, Direniş, Katliam, Sürgün, Dara Yayınları, Kasım 2019, Diyarbakır, 244 s.
M. Nuri Güneş, Kürdün Zemyan Yarası, Grafist Yayınları, Şubat 2018, İstanbul, 520 s. 
M. Sadık Varlı, Gelîye Zîlan, Tebanî,  Sîtav Yayınları, 2021, Van, 461 s. Kürdçe
M. Sadık Varlı,  Jî Legenhen, Gelîye Zîlan, Reşoyê Silo û Zeyneê, Sîtav Yayınları, 2025, Van, 244 s. Kürdçe
İkram İşler, Zilan Dosyası I, Sitav Yayınları, Mayıs 2015, Van, 653 s.
İkram İşler, Zilan Dosyası 2, Sitav Yayınları, Mayıs 2015, Van,  786 s.
                                                      ***
Gelîyê Zîlan’da yaşananlar bir soykırımdır. Bu süreci M. Nuri Güneş, Kürdün Zemyan Yarası isimli çalışmasında şöyle anlatmaktadır: ‘’ Gökten ve yerin her tarafından ateş yağıyordu Kürdlerin üzerine, kırımları için seferberlik başlamıştı.  Bütün yollar kapatılmış, açık bırakılan yollar ise,  bir tek Zemyan’a akıyordu.  Göz gözü görmüyor, gökyüzü de görünmüyordu. Gökyüzünün bir anda rengi değişmiş siyaha boyanmıştı.  Siyahı içine karışan tek renk,  barutun ateşe dönem kızıllığıydı.  Gurcê ile bir kayanın dibine saklandılar.  Bulundukları yerden, Zemyan’a düşen,  hayvan, insan karışımının çıkardığı sesleri duyuyor, ha bire kurtuluş diye Zemyan’a akan,  oranın ölüm yolu olduğunu bilmeyen, canlıları izliyorlardı.  Herkes, her şey sözbirliği etmişçesine,  sağa-sola sapmadan,  aynı yöne doğru akıyordu.  Cenaze tepelerine eklenceklerinden habersizce, bir tek mermi yemeden,  Ropê’nin  masrafa girmesine bile izin vermeden,  bir çaresizliğin zorunlu yolcuları olarak gönüllü ölüme gediyor gibilerdi. Onlara, düşünme ya da seçim yapma şansı verilmiyordu.  Onların, bir tek ölümlerden ölüm beğenme şansları vardı.  Oysa o gün şansları teke indirilmişti. Tek adresleri Zemyan’dı.   Zaman onlar için anlamını yitirmişti. Mekanda ise tek yolları vardı.  Bombardımandan kurtulabilecekleri bir yer aramak! ‘Riya Teyra’ onlara bir seçenek olmuştu.  Bu yol yolcularını acımasızca Zemyan’a teslim ediyordu.’’ (s. 41-42)

Geliyê Zîlan uzun yıllar yasak bölge olarak kalmıştı. 1980’lerde, Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı döneminde  Kürdlerden boşaltılan köylere, evlere vs. İran-Pakistan Afganistan olayları sırasında zarara uğramış Kırgız aileler yerleştirildi. Yasak Orta Asya’dan getirilen bu Kırgız ailelerle yasaklar kaldırıldı.  Zarara uğramış Kırgız  ailelerin acılarını azaltmaya çalışırken, Kürdlere çok daha büyük acılar yaşatmak … Bu, devletin Kürd politikasının özünü oluşturuyor.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.