1. YAZARLAR

  2. Bercan Tutar

  3. Alevler içindeki Amerikan sistemi
Bercan Tutar

Bercan Tutar

Alevler içindeki Amerikan sistemi

A+A-

Başkan adayına suikast girişimi, terör saldırıları ve yangınlarla sarsılan ABD'ye baktığımızda süper gücün her tarafından döküldüğünü görüyoruz.
Bu kritik olaylar dışında ABD'yi içeriden kanser tümörü gibi saran kutuplaşma, çöken sağlık sistemi, evsizlerdeki artış, hayat pahalılığı, siyahilere yönelik devlet terörü, artan kültürel ırkçılık ve yabancı düşmanlığı gibi birçok kronik olgusal kriz başlığı daha var.
İkinci kez başkan seçilen Donald Trump'a 13 Temmuz 2024'te Pensilvanya'daki seçim mitingi sırasında düzenlenen suikast girişiminden sonra iç savaşın eşiğinden dönülmesi nedeniyle çoğu yorumcu "Tanrı Amerika'yı korudu" demişti.
Yeni yılın ilk günü gerçekleştirilen New Orleans ve Las Vegas'taki iki ayrı terör saldırısı ise ABD'nin bürokratik-oligarşik çürümüşlüğünü gözler önüne serdi.
Nitekim iki askerin başrolde oynadığı saldırılarda DEAŞ'ın ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'a çöreklendiği ortaya çıktı.
DEAŞ Suriye'de değil meğer ABD'nin göbeğindeymiş. İsyan eden Trump, FBI ve yargıyı suçlayarak sistemin kokuşmuşluğundan şikâyet etti.
20 Ocak'ta yemin eder etmez "ABD'yi şiddet yanlısı pisliklerden temizleme" sözü verdi.

***

Daha Pentagon'un karıştığı terör skandalının şoku geçmeden bu kez dünyanın beşinci ekonomik gücü olarak gösterilen ABD'nin en zengin eyaleti California'da 7 Ocak'ta başlayan ve sonra da bir türlü söndürülemeyen yangınların yol açtığı 'yetersizlik cehennemi' patlak verdi.
Yangın başladıktan sonra 'rüyalar ülkesi ABD'de kovalarla alevleri söndürmeye çalışan itfaiye erlerini gördük.
Üçüncü dünya ülkelerindeki manzaralardan beter olan bu tablolar dünyanın zihnindeki süper güç ABD imajına ağır bir darbe daha indirdi.
Alevler 'hayal fabrikası' Hollywood ile Malibu gibi sinema, sanat, moda ve müziğin kalbi konumundaki yerleşim birimlerinin yer aldığı ABD'nin küresel çaptaki kültürel hegemonyasını simgeleyen melekler şehri Los Angeles'ta birçok mahalleyi ve semti adeta haritadan sildi.
Kültür başkenti Los Angeles'in yangından aldığı darbeyi finans ve ticaret başkenti New York'un İkiz Kuleler'ine yönelik 11 Eylül 2001 saldırıları ile karşılaştıranlar bile var.
Biri doğal diğeri ideolojik olsa da her iki felaketin merkezinde de siyasi, ahlaki ve bürokratik çürümüşlük bulunuyor.

***

Öyle ki yangının yok ettiği Los Angeles manzarası yoğun bombardımanlarla enkaza dönen savaş kurbanı kentlere benzetiliyor. Kimileri Siyonist rejimin yerle bir ettiği Gazze ile karşılaştırma yaparken oyuncu ve yazar Steve Guttenberg, küle dönen Pacific Palisades semtini dolaştıktan sonra "II. Dünya Savaşı'nda bombalanan Berlin'e benziyor. Her şey yanmış. Bu korkunç" ifadelerini kullandı.
Amerika şaşkın. Ülkenin en zengin bölgeleri enkaz halinde. Hükümet seyrediyor. Su yok. Kaynak yok. Yardım yok. Dünya ülkelerinden kimse de yardıma koşmuyor. Trump'ın ilhak ile tehdit ettiği komşu Kanada kılını bile kıpırdatmıyor. Herkes kaderine terk edilmiş gibi.
Başkan Biden sessiz. Trump 20 Ocak'ı bekliyor. Her konuda ahkâm kesen Bernie Sanders gibi senatörler suçu düşmeyen yağmura bağlıyor. Pasifik Palisades'ten Malibu'ya uzanan lüks sahil semtlerini alevler birer birer yok ediyor. Jet sosyete malikânelerini kaybetmenin travması içinde. Yangının ulaşmadığı yerlerdeki insanlar devletten umudu kesmiş halde.
Çünkü ortada devlet yok. İnsanlar 145 kilometre hızla esen rüzgârın dinmesi ve yağmurun yağması için dua ediyor. Maddi zarar açıklanan 200 milyar dolardan katbekat fazla. Sigorta şirketleri batıyor.
Fakat siyasetçiler hâlâ birbirini suçlamakla meşgul. Zülfiyâre dokunan yok. Kimse alevlerin sadece Los Angeles'ı değil çürümüş sistemi de yok ettiğini söyleyemiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar