29 Kasım’da TRT World tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen program sırasında, Siyonist barbarlara yönelik petrol ticareti protesto edildi. Eylemcilerden 9'u iki gün önce "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla tutuklandı.

Başta muhalefet olmak üzere siyasetçilerden ve toplumdan tutuklamalara büyük tepki geldi. Son olarak Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, tuutklama kararını sosyal medya hesabı üzerinden eleştirdi.

'ADALETE GÜVENİ SARSAR'

Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bir programı esnasında gerçekleştirilen protestonun neticesi olarak dokuz gencimizin tutuklanmasını yanlış bulduğumu ifade etmek isterim." dedi. Geçmişte bu gibi uygulamaların örnekleri olduğunu hatırlatan Arınç, "Toplumsal hafızada olumsuz izler bırakmakta, adalet sistemimize olan güveni sarsmaktadır." ifadelerini kullandı.

'CEZA ADALETİNE UYGUN BİR KARAR DEĞİL'

Olayda tutukluluk halini gerektirecek herhangi bir zorunluluk olmadığını, suç unsuru varsa bile tutukluluk yerine geçecek başka adli kontrol tedbirlerinin olduğunu vurgulayan Arınç, "Ceza adaleti ve sosyolojisi bakımından da uygun görmüyorum. Yasal sınırlar içerisinde protestolar olabilir. Devlet aklı, olayları münferit bazlı düşünmekten uzak olmalı ve toplum nezdinde doğuracağı sonuçları hesap ederek hareket etmelidir." açıklamasını yaptı.

'BU TÜR PROTESTOLAR OLAĞAN KARŞILANMALI'

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ve hükümetinin Filistin ve Gazze konusundaki yaklaşımı ve İsrail’in siyonist yönetiminin masum insanları katleden alçakça tutumuna karşı gösterdiği tavırların açık ve samimi olduğuna inanıyoruz. Türkiye diplomasi, uluslararası hukuk ve insan hakları konusunda her platforma Gazze halkının haklarını savunmaktadır. Ancak farklı düşünenler olabilir. Her zaman bu tür protestolar olağan karşılanmalı ve ceza tehdidi dışarısında kalmalıdır."