Avrupa siyasetinde ABD etkisinin yeni dönemi başlıyor
NYT'de yer alan analiz, ABD'de yeni Trump dönemi beklenirken MAGA hareketi ve Trump'ın en büyük finansal destekçisi Elon Musk'ın giderek büyüyen etkisinin Avrupa siyasetindeki yansımalarını aktardı
Katrin Bennhold / The New York Times
Avrupa hükümetleri uzun yıllardır Rusya ve Çin gibi düşmanların gizli etki operasyonlarına karşı direnmeye çalışıyordu. Şimdi ise çok farklı bir meydan okumayla karşı karşıyalar: Elon Musk ve Donald Trump’ın MAGA (Make America Great Again) hareketinin, toprak elde etme, seçilmiş liderleri devirmeye yönelik açık girişimlerini ve aşırı sağ davalar ile partileri güçlendirme çabalarını engellemek.
Trump, göreve yeniden başlamadan önce bile, NATO müttefikleri olan Kanada ve Danimarka gibi ülkelerin topraklarını elde etmekle tehdit ediyor. Bu tehditlerin ne kadar ciddi olduğu belirsiz. Öte yandan, Trump’ın en büyük finansal destekçisi olan Elon Musk, sosyal medya platformu X’i kullanarak Almanya’nın aşırı sağ partisi Alternatif für Deutschland’ı (AfD) ana akıma taşımaya ve İngiltere’nin merkez sol İşçi Partisi liderlerini karalamaya çalışıyor.
Avrupa’nın siyasi bağışıklık sisteminin bu yeni saldırılara karşı direnebilecek "antikorları" olup olmadığı net değil.
Trump’ın bir müttefiki daha önce de Avrupa’daki aşırı sağ ile bağlantı kurmaya çalışmıştı.. 2018 ve 2019 yıllarında Trump’ın danışmanı olan Steve Bannon, Avrupa genelinde aşırı sağcı politikacılarla toplantılar gerçekleştirmişti. Ancak şu anki siyasi manzara oldukça farklı. Almanya ve Fransa hükümetleri çökmüş durumda. Bu ülkelerde aşırı sağ partiler yükseliyor ve Avrupa kıtasında birçok ülkede zaten iktidardalar.
Trump’ın ilk yönetiminde kıdemli bir yetkili olarak görev yapan ve ikinci dönemde daha üst düzey bir pozisyona gelmesi beklenen bir yetkili, değerlendirmesinde açık konuştu: “Avrupa’nın karşısına çıkacak olan şeye dair hiçbir fikri yok”
Elon Musk, 400 milyar dolarlık servetinden 250 milyon doları Donald Trump’ın yeniden seçilmesine yardımcı olmak için harcadı. Musk’ın ABD siyaseti üzerindeki etkisi, belki de kendi şöhreti ve eski adıyla Twitter olan sosyal medya ağı X’in sahibi olmasıyla daha da belirgin hale geldi.
Musk, Kamala Harris’e karşı agresif bir kampanya yürüttü. Harris’in kendisini “çeşitlilik nedeniyle işe alınmış biri” olarak tanımladığı ve “ülkeyi yönetme konusunda en ufak bir fikri olmadığını” söylediği sahte bir video paylaştı. Trump’ı X platformunda canlı yayında röportajla ağırladı. Musk şimdi ise benzer bir stratejiyi Avrupa’da uyguluyor.
Musk’ın İngiltere çekişmesi
Musk, İngiltere’de merkez sol İşçi Partisi’nin lideri ve şu anda başbakan olan Keir Starmer’ın başsavcı olduğu dönemde yaşanan on yıllık bir “çocuk istismarı çeteleri” skandalını yeniden gündeme getirdi.
Sağcı medya kuruluşlarının körüklediği bu tartışmaları daha da alevlendiren Musk, Starmer
için “tamamen iğrenç” ifadelerini kullandı ve “hapiste olmalı” dedi. Musk geçen hafta ise, 212 milyon takipçisine “Amerika, İngiltere halkını tiranik hükümetlerinden kurtarmalı mı?” diye sorarak bir anket başlattı.
İngiliz medyasına göre, Elon Musk, İngiltere’nin aşırı sağ Reform Partisi’ne 100 milyon dolarlık bir bağış yapmayı değerlendiriyor. Bu bağış, ülkenin şimdiye kadar gördüğü en büyük siyasi bağış olabilir. Brexit kampanyasının önde gelen isimlerinden biri olan partinin lideri Nigel Farage, Trump ile birkaç kez bir araya geldi.
“Fikirlerini ifade eden çok zengin biri”
Eski bir Trump yönetimi yetkilisi, NYT’ye açıklamasında “MAGA, Starmer’dan nefret ediyor” dedi. Yetkili, İtalya’nın sağcı başbakanı Giorgia Meloni’den bahsederek “MAGA, Meloni’yi seviyor, tabii ki sınır dışı etme hedeflerine ulaştığı sürece” dedi.
Musk’ın SpaceX şirketi, Starlink uydu ağı aracılığıyla güvenli askeri iletişim sağlamak için Meloni’nin hükümetiyle görüşmeler yürütüyor. Geçen hafta düzenlediği bir basın toplantısında Meloni, Musk’ı “fikirlerini ifade eden çok zengin bir kişi” olarak tanımladı.
Elon Musk, gelecek ay erken genel seçimlere gidecek olan Almanya’da seçmenlere aşırı sağcı AfD (Almanya için Alternatif) partisinin yanında yer almaları çağrısında bulunuyor. Uzun süredir Almanya’nın iç istihbarat servisi tarafından neo-Nazi bağlantıları nedeniyle izlenen bu partiye, Musk tarafından şimdiye kadar reddedilen bir meşruiyet sunuluyor.
Aşırı sağcı AfD için "son umut" dedi
28 Aralık’ta Almanya’nın önde gelen bir gazetesinde yayımlanan bir görüş yazısında Musk, AfD’yi Almanya için son “umut kıvılcımı” olarak nitelendirdi. Ülkenin “ekonomik ve kültürel çöküşün eşiğinde” olduğunu ifade etti.
Perşembe günü ise, AfD’nin başbakan adayı Alice Weidel ile yaptığı 75 dakikalık bir görüşmeyi X platformunda canlı yayınladı. Musk’ın beş ay önce Trump’a sunduğu aynı platformu Weidel’a da sağlamış oldu.
Musk, Aralık ayında AfD’yi desteklediğini açıkladığından bu yana, Weidel’ın X’teki paylaşımları düzenli olarak viral hale geliyor. Bunun bir nedeni de Musk’ın bu paylaşımları yeniden paylaşması ve daha önce yasaklanan birçok neo-Nazi hesabını yeniden aktif hale getirip öne çıkarması. İnternet ortamlarını izleyen araştırmacılar, aşırı sağcı Alman influencer’ların Musk’ın dikkatini çekmek için artık X’te İngilizce paylaşımlar yaptığını belirtiyor.
Almanlar, yalnızca bir Amerikalı milyarderin isteğiyle AfD’ye oy vermeyecek. Öte yandan sosyal medya, kamuoyunu değiştirebilen bir araç. Bir zamanlar aşırı olarak görülen fikirler, sosyal medyada zamanla ana akım söylemin içine yerleştirebiliyor.
AfD’nin, ülkenin ikinci en popüler partisi olmasına rağmen iktidardan uzak kalmasının nedeni, aşırı sağ ile iş birliği yapmaya yönelik ulusal tabu. Hitler’in merkez sağ muhafazakârlarla bir koalisyon kurmuş olması, bu bariyerin yerinde kalmasını sağlıyor. AfD’nin eş başkanı Tino Chrupalla, "AfD ile Beyaz Saray arasındaki bariyer resmen kalktı ve bu durum Alman bariyerini gülünç gösteriyor. Musk bizi normalleştiriyor” dedi.
Soğuk Savaş sırasında Amerika, dost ülkeleri ve partileri desteklerken, ideolojik olarak düşman olarak görülen ülkelere, bazen agresif bir şekilde, müdahalede bulundu. Öte yandan MAGA hareketi, kasıtlı olarak ABD'nin müttefikleri arasında bölünme yaratıyor gibi görünüyor. Bu durum, İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerikan demokrasi dersleriyle büyüyen Avrupalılar için kafa karıştırıcı bir tablo oluşturuyor.
Ukrayna'daki savaşın gösterdiği gibi, ABD Avrupa güvenliğinin ana garantörü olmaya devam ediyor. Ayrıca, Avrupa’nın en büyük ihracat pazarı konumunda bulunuyor; bu da gümrük tarifeleri olasılığını Avrupa ekonomileri için güçlü bir tehdit haline getiriyor. Bunun yanı sıra, Avrupa, Musk’ın X platformu ve SpaceX uydu şirketi gibi Silikon Vadisi’nden çıkan teknoloji devleriyle boy ölçüşebilecek teknoloji şirketlerine sahip değil.
Avrupa’nın Rus enerjisine olan bağımlılığı, Kremlin’in müdahalelerine karşı tepkisini uzun süre engellemişti. Ancak, ABD’ye olan bağımlılık çok daha büyük. Bunun üzerine bir de Amerikan müdahalelerinin gizli değil, herkesin gözü önünde gerçekleştiği gerçeği ekleniyor. Bu durum, bu müdahalelere karşı koymayı çok daha zor hale getiriyor.
Kampanyalar mevcut rahatsızlıkların üzerine etki ediyor
Etki kampanyaları, en iyi şekilde mevcut rahatsızlıkları hedef aldığında etkili olur. ABD’de olduğu gibi, Avrupa’da da 2008 finansal krizinin ve pandeminin ardından kurumlara duyulan güven azaldı. Seçmenler, göçmenlere karşı daha düşmanca bir tavır sergilemeye başladı. Yaşam maliyeti ve ekonomi konularında endişeler artıyor. Sol ve sağdaki merkez liderlerin bu sorunlar karşısında başarısız olduğuna dair büyüyen bir algı mevcut.
Muhafazakâr yazar ve yorumcu Matthew Goodwin, Avrupa’da milyonlarca insanın düzene öfkelendiğini söyledi. Goodwin “Bu, Trump ya da Musk tarafından yönlendirilmiyor,” diye ekledi.
Musk’ın Avrupa’daki provokasyonları, seçim başarısından çok, maksimum kaos yaratmayı hedefliyor olabilir. Musk İngiltere’de, aşırı sağ Reform Partisi’nin lideri Nigel Farage’ı, aşırı sağ bir provokatörün hapisten salıverilmesi talebine destek vermeyi reddetmesi üzerine eleştirdi.
Berlin’deki Global Public Policy Institute’un direktörü Thorsten Benner, Alman gazetesi Die Zeit’e yaptığı açıklamada, “Hem Kremlin hem de Musk’ın etrafındaki libertaryen-otoriter kamp, Avrupa’da kaos yaratmak ve liberal demokratik elitleri ortadan kaldırmak istiyor. Buna karşı kendimizi savunmalıyız. Ancak demokrasilerimiz için en büyük tehlike dışarıdan değil, içeriden geliyor. Seçim kampanyalarını yürütenler, seçmenleri ilgilendiren sorunlara odaklanmalı,” dedi.
Benzer bir iç çekişme ve kaos, MAGA hareketinin içinde de mevcut. ABD’de, Trump’ın göç karşıtı sert çizgideki çevresinde yer alan isimlerin, özellikle yüksek vasıflı göçmenler için çalışma vizelerinin genişletilip genişletilmeyeceği konusunda çıkan bir tartışmanın ardından Musk’tan bıktığına dair işaretler var. Steve Bannon, İtalyan gazetesi Corriere della verdiği bir röportajda Musk için “gerçekten şeytani” ifadesini kullandı ve “bu adamı devireceğiz” diye söz verdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.