Bazı kafalar kısa devre yapabilir
“Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.”
Türkiye’de başka biri söyleyemezdi bu cümleleri.
Söylese, kıyamet kopardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan söylese de kopar mıydı kıyamet?
Kopardı.
Sadece mezun olarak söylerse sorun çıkmayabilirdi?
Mezun?
Hayır bu işin diploması yok. Kimse tedirgin olmasın.
Mezun, izinli anlamına geliyor.
Şunu demek istiyorum; eğer Erdoğan Devlet Bey’le önceden bir mutabakata varır, projeyi ilan etme vazifesini üstlenir ve konuşursa maraza çıkmazdı.
Çıksa bile Bahçeli yatıştırırdı.
Erdoğan kendi başına, Bahçeli’nin müsaadesi olmadan sarf edebilir miydi bu cümleyi?
(Müsaade burada ‘izin’ anlamına gelmiyor, ‘müsait kılma’ gibi bir anlama geliyor. Nişanyan’a göre ’İzin’ anlamı 19. Yüzyıldan sonra ağır basmış.)
“Terörist başı gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.”
Bence Erdoğan diyemezdi, “Devlet Bey ne der?” diye düşünürdü.
“Söylenmesi teklif dahi edilemeyecek” bir cümleydi bu.
Tabu yıkmak, put kırmak ne derseniz deyin Bahçeli büyük iş yaptı.
Tamam, iş bitmedi henüz. Daha çok yürünecek yol, kırılacak put var.
Ama Bahçeli kendisinden başkasıyla asla yapılamayacak bir işin kapısını açmış oldu.
Kırılacak put?
“Kürt” kelimesini hayırhah bir sebeple ağzına alamayacak kadar mutaassıp, yobaz insanlarımız var.
Sırrı Süreyya Önder önceki akşam Mehmet Akif Ersoy’un programında söylüyordu.
Ahalinin gelebildiği en ileri nokta, Kürtlerden bahsederken “Kürt kökenli” tabirini kullanmaktı.
Doğrudan doğruya Kürt? Olamaz mıyız?
Türk olabilir miyiz? Müsaade var mı?
Bence gereksiz karın ağrıları.
O da sıkıntılı. ‘Türkiyeli’ lafı o sıkıntıdan çıktı.
İsteyen istediğini olsun. İstediği dili konuşsun.
İstediği dilde okusun yazsın. Dükkanına dilediği tabelayı assın.
Söylemesi kolay.
O kadar da kolay değil, söylediği için senelerce hapis yatan insanların haddi hesabı yok. Veya yazdığı için.
Söylediği için can verenler?
Söyletmemek için can verenler?
İnsanın insana ettiği eziyetin haddi hesabı yok. Yazık!
Eğer yeni bir dönem olacaksa, barış, kardeşlik, dostluk mevsimine gireceksek…
Hemen girebilir miyiz? Sabah olunca? Ya da Nevruz.
Bilemedin! Newroz.
Ne oldu şimdi W ile yazınca?
Eh, İngilizce karakter kullandın.
Sanki kullandığımız öteki karakterleri Ötüken’den getirdik!
Oğlum bugün kullandığımız harflere bütün dünyada ‘latin’ harfleri deniyor.
İntibak etmemiz biraz zaman alacak.
“Kart, Kurt”tan buralara gelmek kolay değil.
Hani 90’larda Sovyetler dağılmıştı, doğu bloku çözülmüştü, soğuk savaş bitmişti.
Ama kafalar alışmış, hala soğuk savaştalar.
Kafasındaki buzlar hala erimemiş sağcılarımız ve solcularımız var.
Eğer bir aksilik çıkmazsa, kaza bela olmazsa.
Şeytan araya girmezse.
Şart şurt yok, şarttan şurttan bahsetmek caiz değil ama bu adımlar atılacak.
Eğer atılacaksa.
Silahlar bırakılacak, eğer bırakılacaksa.
Dem’i şeytanlaştırmak kabalık, terbiyesizlik sayılacak, eğer sayılacaksa.
Bu aşamalarda bazı tiplerin kafası kısa devre yapabilir.
Maazallah, yanabilir.
Sabırlı, anlayışlı ve müşfik olmamız gerekiyor.