CHP’li dostlarıma müjde!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "proje" olduğunu siyasete girdiği günden itibaren bizzat "gözlemlediğini" dile getiren CHP'li dostumu aradım.
"Hani projeydi..." dedim.
Usulsüz diploma vakasının İmamoğlu'nun ayağına dolandığını kastettiğimi şappadak anladı. Kesik bir kahkaha attı ve kendinden gayet emin biçimde, "Henüz proje bitmedi, sonunu bekle..." dedi.
Sonu tastamam muamma. Hâliyle neyi bekleyeceğimi bilemiyorum.
Benim bildiğim şudur: "Usulsüz diploma" hadisesi İmamoğlu'nun oylarında kuvvetle muhtemel artışa neden olmuştur. Fakat malumunuz oy artışı cumhurbaşkanı olmak için yeterli değil, ayrıca üniversite diploması şartı var.
Pardon, oylarının arttığını nereden mi çıkarıyorum?
Her şeyden evvel, "Koskoca ABD telekomünikasyon şirketi Motorola'yı kazıklayan Türkiye'de neyi başaramaz..." düşüncesiyle Cem Uzan'a rağbet eden sayın lümpen takımı zamanla azalmak yerine katbekat arttı.
Erdoğan düşmanlığı belasına triger kayışını kopartmış "siyasi şizofrenler" de zaten diploma usulsüzlüğünü mesele yapmazlar. Ellerinden gelse İmamoğlu'nu doktora mezunu yaparlar.
Biraz daha kaptırsalar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği yazının İmamoğlu'nun diplomasının sıhhatiyle alakasız olduğunu gündüz gözüyle söyleyecekler!
Zira, "Yükseköğretim Kurulu 17/02/2025 tarihli araştırma raporu kapsamında, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı tarafından tanınırlık, yatay geçiş kontenjanları, ilan süreleri ve yatay geçiş kabulüne dair idari işlemlerin Yükseköğretim Kurulu kararlarına aykırı olarak yapıldığı tespit edilmiş olup, bahse konu diplomanın kullanılmaya (Yüksek Seçim Kurulu vb.) devam edildiği, bu kapsamda diplomanın dayanak gösterilerek kurulacak iş ve işlemlerin hukuka aykırı olmaması adına gerekli işlemlerin bir an önce yapılması..." ifadelerinin yer aldığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın söz konusu yazısına gösterdikleri tepki bunun göstergesi.
İddia ediyorum:
İmamoğlu yarın bir basın toplantısı düzenleyip, "Ben o yatay geçişi kişisel çıkar elde etmek için değil, bugünleri düşünerek yaptım. Cumhurbaşkanı seçilip 85 milyona hizmet etmek için o zahmete katlandım. Mümkün olsaydı, işbu diplomamı, devlette memur olmak isteyenlerden askerde yedek subay olmak isteyenlere kadar ihtiyacı olan herkesle de paylaşırdım..." yollu bir açıklama yapsın, ossaat "halk kahramanı" ilan etmezlerse ben bir şey bilmiyorum.
AK Partililer, İmamoğlu veya Mansur Yavaş'a rağbetin kendilerinden kaynaklandığını fehmedemediği sürece yeni bir "kahraman" bulmakta zorlanmayacaklarını CHP'li dostlarıma müjdelemek isterim.
Sakın ola, "İmamoğlu diplomadan gitti" diye karalar bağlamasınlar. Tamam, Mansur Yavaş'la olmaz; o daha İmamoğlu'nun kolunun altından kendini kurtaramadı, kaldı ki memleketi kurtarsın.
Bir gülüşüne öldükleri Muharrem İnce ne güne duruyor. Ayrıca Mustafa Sarıgül var ki, Kemal Kılıçdaroğlu ile yan yana geldiklerinde (bunların bir profesörü isimlerinden mürekkep) Mustafa Kemal üretmişti, o derece yani.
Müstakbel "kahramanlarının" fikri mi?
Valla hiç sorun değil. CHP'nin Ankara Belediye Başkanı MHP kökenli Mansur Yavaş bir defasında, ANAP kökenli İmamoğlu hakkında "Fikir ayrılığımız yok" demişti. CHP kökenli Özgür Özel de onlarla aynı fikirde olduğuna göre fikir ayrılığı diye bir sıkıntıları olmaz.
Hayır yani ne fikri, ne düşüncesi?
İçlerindeki Atatürkçülüğü kimseye vermeyenlerinin bile fikir ve zikirlerinin hülasası şundan ibaret değil mi: Erdoğan'ı devirsin de isterse "Atatürk düşmanı" olsun.