DEM eş-başkanları: Süreç yol temizliği ile başlamalı
O gün, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin önce kendilerini süzdüğünü fark etmişler… İçlerinden biri, “Selam mimikleri yolluyor” demişken, Bahçeli’nin birdenbire yanlarında bitip elini uzatttığını görmüşler.
Tuncer Bakırhan, “Hiç beklemiyorduk, şaşırdık tabii” dedi.
Memnunlar…
Kendilerine uzatılan eli ve ardından başlayan ‘Kürt sorunu’ etrafındaki tartışmaları… Bahçeli’nin sözlerini… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ona bu konuda çıktığı desteği… Ve sürekli ‘birinci parti’ diye sözünü ettikleri CHP’nin lideri Özgür Özel’in karşı çıkmak yerine süreci sahiplenmesini…
Bu gelişmenin bütününü önemli buluyor DEM’in eş başkanları…
Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan…
DEM’in İstanbul/Taksim’de düzenlenen basınla sohbet toplantısında dinlediklerim, son bir hafta içerisinde yaşananları, onların, yeni bir süreç içinde bulunduğumuz biçiminde yorumladıklarını düşündürüyor.
Gelişmeye habersiz yakalanmış sayılmazlar…
Dünyanın geçirmekte olduğu hızlı değişim, o değişimin Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgeye kanlı çatışmalarla yansıması, hükümetin izlediği politikaların ekonomik sıkıntılar doğurması, halkın içine düşürüldüğü fakirlik, iktidarın yeni çıkışlar arayacağını zaten düşündürüyormuş…
2013-2015 arasında yaşanan ‘çözüm süreci’ döneminin şartlarıyla günümüzün şartlarını mukayese ettiklerinde, Türkiye’nin uluslararası alanda daha sorunlu, iktidarın da o günkünden daha güçsüz olduğunu görüyorlar.
“Türkiye her zamankinden daha büyük tehdit altında” dedi Bakırhan.
Ülkenin en büyük sorunu durumundaki ‘Kürt sorunu’ bu tabloyu değiştirmek için bir fırsat olabilir. “Türkler Kürtleri hasım değil hısım olarak görmeli” de dedi.
‘Kürt sorunu’nun varlığının ülkeye bugüne kadar en az üç trilyon dolara mal olduğunu da hatırlatan oydu.
Daha demokratik bir Türkiye’de çözümün kolaylaşacağına inanıyorlar.
İstedikleri, ‘Demokratik Cumhuriyet’ ve ‘Demokratik Ulus’ kavramları etrafında buluşmuş, 85 milyonun refahını getirecek bir Türkiye’de eşit haklara sahip vatandaşlar olarak yaşamak…
Üç saati bulan toplantıda, DEM’in eş-başkanları, kendilerine yönelik “Türkiye partisi olsunlar” beklentisine uygun bir üslupla konuştu.
Hatimioğulları, yeni bir süreç girişimi olacaksa, buna yol temizliği ile başlanması gerektiğini defalarca tekrarladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanması…
Anayasaya da aykırı olan tutuklulara tecritin kaldırılması…
Kadınların İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan daha güvende olacakları şartlara kavuşturulması…
‘Yol temizliği’ ile bu ve benzeri iyileştirmeler beklentisindeler.
“Tecridin kaldırılması” ile, 43 aydır kimselerle görüştürülmeyen Abdullah Öcalan’a, yakınları ve avukatlarıyla görüşme imkanının tanınması kast ediliyor. Yalnız Şanlıurfa milletvekili yeğen Ömer Öcalan’ın değil, DEM’in diğer üyelerinin de kendisiyle görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruları varmış; başvurular cevapsız kalmış…
Silahların susmasını ve çatışmacı ortamın sona ermesini istiyorlar, ama bunun muhatabının kendileri olmadığını da hatırlatarak… “Çatışanlar konuşur, demokratik güçler katkı sağlar” diye özetlediler sürecin nasıl çalışacağını…
“Devlet Bahçeli konuşmasında üç ayrı muhatap bulunduğunu hatırlattı. PKK’dan beklenenlerde muhatap doğal olarak İmralı ve Kandil… Siyasi muhatap ise biziz” dedi Bakırhan.
Tabii bir de gerekli düzenlemeler için Meclis’in devreye girmesi gerekecektir.
Hatimioğulları, yıllar önce Yaşar Kemal ve Hrant Dink önderliğinde oluşmuş Barış Meclisi türü bir girişime ihtiyaç duyulabileceğini, TBMM’nde de bütün siyasi partilerin temsilci vereceği bir Barış Komisyonu kurulabileceğini söyledi.
Bu arada, Bakırhan’dan, sınırın Suriye tarafındaki PYD yapılanmasının Türkiye için tehdit teşkil ettiği tespitine katılmadıklarını öğrendik. “PYD’nin tehdit olduğu ispatlansın, biz de karşı duralım” dedi. Suriye’de nihai duruma Suriye halklarının karar vermesi gerektiği görüşündeler…
“Türkiye o konuda hakemlik yapabilir” de dedi Bakırhan.
Sanki Türkiye’nin gündemine yeni bir ‘çözüm süreci’ gelmiş gibi konuşuluyor ama, bir yandan da bunun gerçekten söz konusu olduğunu söylemekte de zorlanıyorlar. Samimiyet olursa süreç bu defa başarılı olur görüşündeler ve bu sebeple de iyi niyetli adımların atılabileceği umudundalar.
Eş-başkanlar, Hatimoğulları ve Bakırhan, bizimle buluştukları gün Edirne’ye gidip Selahattin Demirtaş’la görüşmüşlerdi. Konuşmaları içerisinde birkaç kez, görüşlerinin Demirtaş tarafından da paylaşıldığını söylediler.
İstanbul/Taksim’deki Elite World Otel’den, DEM yönetiminin, kendilerine Devlet Bahçeli tarafından uzatılmış elin bir sürece dönüşebileceğine dair kuvvetli bir umut taşıdıkları kanaatiyle ayrıldım.