1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. "Demokraside düzeltme olmadığı sürece Kürt sorununda mesafe alınmaz"
"Demokraside düzeltme olmadığı sürece Kürt sorununda mesafe alınmaz"

"Demokraside düzeltme olmadığı sürece Kürt sorununda mesafe alınmaz"

Gazeteci Hasan Cemal, Türkiye’deki demokrasi sorununu çözmeden, Kürt sorununun çözülmesinin zor olacağını belirterek, Kürt kültürünün ve dilinin kabul edilmesinin Türkiye’nin demokratikleşmesinde önemli bir adım olacağını söyledi.

A+A-

Gazeteci ve yazar Hasan Cemal, Kürt meselesiyle ilgili başlayan barış sürecini olumlu bir adım olarak gördüğünü, Türkiye’de barışın sağlanmasının, yalnızca Türkiye’deki Kürtler için değil, tüm bölge Kürtleri için önemli bir dönüm noktası olacağını vurguladı.

PKK’nın silah bırakması gerektiğini belirten Cemal, sürecin başarıya ulaşması için dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Ancak, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununa yönelik ciddi adımlar atılmadığı sürece kalıcı bir barışın sağlanamayacağını ekledi.

PKK’nın silah bırakması gerektiğini yineleyen Hasan Cemal, Abdullah Öcalan’ın çağrısının önemine değindi. Öcalan’ın yapacağı çağrının sadece silah bırakma ile sınırlı kalmayıp, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve hukuk düzeni konusunda da mesajlar verebileceğini belirtti.

Gazeteci Hasan Cemal, Türkiye’deki demokrasi sorununu çözmeden, Kürt sorununun çözülmesinin zor olacağını belirterek, Kürt kültürünün ve dilinin kabul edilmesinin Türkiye’nin demokratikleşmesinde önemli bir adım olacağını söyledi.

Cemal, Kürdistan Bölgesi'nin de bu süreçte önemli bir rol oynayabileceğini ve bölge yönetiminin Türkiye'ye demokrasi konusunda cesaret vermesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Kürtlerin yaşadığı dört ayrı ülkede barış sağlanmasının kolay olmadığını, ancak yaşanan acılardan ders çıkartıldığını ve bunun olgunlaşmaya yol açtığını belirtti.

Gazeteci ve yazar Hasan Cemal TV sunucusu Muhammed İzeddin’in sorularını yanıtladı:

Rûdaw: Şu sorarak başlamak istiyorum, Kürt meselesiyle ilgili başlatılan bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hasan Cemal: Bu bölge Kürtleri dört parçaya, dört ülkede yaşayan İran'da, Türkiye'de, Irak'ta, Suriye'de yaşayan bütün bu Kürtler, bu bölge Kürtleri bir tarih içinde yakın tarihte bugünlere kadar çok büyük acılar yaşadılar. Onun için bütün Kürtler için barış çok önemli. Ve bu barış dediğimiz vakit hem Türkiye'deki barış hem Irak'taki hem Suriye'deki hem İran'daki barış demek. Ama eğer Türkiye'de barış gerçekleşme yoluna girerse, Türkiye kendi Kürtleriyle, barış yapabilirse, yalnız kendi Kürtleriyle değil, aynı zamanda bütün bölge Kürtleriyle de barış yolunda adımlar atarsa bu hem bölgenin barışı, hem Kürtlerin barışı, hem de bütün bu ülkelerde barış ve istikrar için çok önemli bir adım olur. Onun için bu konuyu biz Ekim ayından beri Türkiye'de Devlet Bahçeli'nin çıkışıyla birlikte yeni bir dönem başladı ve barışa da ben ihtiyatlı konuşmakla birlikte bir kapı aralandı diyorum. Ve önemsiyorum bu süreci. Eğer yarın, öbür gün Öcalan, İmralı'dan yeni bir barış çağrısı yapar, barış çağrısıyla birlikte PKK'nın silah bırakma çağrısını da yapar ve bundan da iyi bir sonuç alınırsa bu çok büyük bir adım olur. Çok büyük bir başlangıç olur. Bu konuda bir yerde umudum var. Ama umutla birlikte bazı tabii tedirginliklerim ya da kayıtlarım da var. Onu söyleyeyim. Ama bir başlangıç olarak, başlangıç olarak iyi bir başlangıçtır. Bir yerde iyimserlikle bakıyorum.

Rûdaw: Daha önce PKK lider Abdullah Öcalan ve diğer yetkilileriyle söyleşi yaptınız, bu tecrübeden yola çıkarak sizce PKK şu anda gündemde olan süreçle ilgili nasıl bir yol izleyecek?

Hasan Cemal: Şöyle söyleyeyim, doğru ben ilk defa 93 yılında Öcalan'la, Apo'yla Beka Vadisi'nde görüşmüştüm. Sonra Kandil'e de 2009'da, 11'de, 13'te, 14'te Kandil'e de dört kere çıktım. Orada da Murat Karayılan'la, Cemil Bayık'la bütün PKK'nın lider kadrolarıyla da görüştüm. Aynı zamanda Erbil'de, Şaklawa'da, Selahaddin'de, Süleymaniye'de, Mam Celal'le de, Kak Mesud'la da, Neçirvan Barzani'yle de, Barham Salih'le de bütün bölgenin liderleriyle de konuştum ve bu Kürt sorunu ile ilgili dört kitabım var. Bütün bunlardan benim çıkardığım şu, bu gelinen noktada, daha doğrusu şöyle başlayayım. Yıllardır son on küsur yıldır yazdığım bir şey var. Silah miadını zamanını doldurdu. Silahla bundan sonra bir yere gidilmez. Ben eminim PKK'da, Kandil'de bu gerçeğin farkında. Yani silahla gelinecek bir yol vardı, gelindi. 93 yılında Öcalan bana Beka’da demişti ki Hasan Cemal beni bütün dünya muhatap alıyor. Batı'da benim muhatabım, Doğu'da muhatap almayan yok. Bir tek Türkiye'de ben muhatap alınmıyorum. Ve ben ne zaman Mam Celal'le, Kak Mesut'la konuşsam her zaman onların da söyledikleri muhatap Öcalan’dır dediler bana. Eğer Türkiye'de PKK konusunda bir yere gidilecekse Öcalan'ın muhatap alınması bir numaralı muhatap Öcalan'dır demişti. Sonuç olarak yıllar geçti. Öcalan muhatap alındı ve doğru yapıldı Öcalan'ın muhatap alınmış olması. Öcalan çağrısını yaptığı vakit muhtemelen barış çağrısı yapılacak. Muhtemelen silah bırakma çağrısı yapacak ve bu çok doğru çağrı olacaktır. Çünkü silahla bir yere gitmek mümkün değildir artık.

Rûdaw: Herkes Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrıyı merak ediyor, ancak ben farklı bir perspektiften sormak istiyorum, Öcalan’ın çağırısında bu kez hangi mesajlar olmayabilir?

Hasan Cemal: Valla tam ne olur bu konuyu bilmiyorum. Yani bunu en iyi bilenler bugün hepimizin beklentisi bir barış çağrısı yapacak. PKK'ya silah bırakma çağrısı yapacak. En önemli yanı bu. Fakat bununla birlikte Türkiye'de barışın gelmesi için acaba Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda da bir iki mesajı olacak mı? Bunu bilmiyoruz henüz. Ama bunu daha iyi bilme durumunda olanlar Öcalan'ın bu konuda da mesaj verebileceğini söylüyorlar. Benim kulağıma gelen de bu. Şunu söylemek istiyorum. Barış yolu silah bırakmayla birebir önemli. Ama silah bırakmak, silahın bitmesi, silahın bırakılması önemli. Ondan sonra barış yolu açılacak ama benim sorum şu peki Kürt sorunu ne olacak? Kürt sorunu ne olacak dediğiniz vakitte Türkiye'de demokrasi, demokratikleşme, hukuk düzeni geliyor. Türkiye'de demokrasi, hukuk düzeni, demokratikleşme konularında Türkiye'de işler iyi gitmiyor. Epeyce perişanlık var. Bu konuda bir düzeltme olmadığı sürece Kürt sorununda mesafe alınması olmaz, mesafe kolay alınamaz. Gerçek, kalıcı, adil bir barış olması için Türkiye'de Kürt sorununun çözülmesi yolunda ciddi adımlar atılması lazım.

Rûdaw: PKK’nin silah bıraktıktan sonra Türkiye’nin atması gereken adımlar neler olmalı?

Hasan Cemal: Hepimizin bildiği şeyler nedir? Bir defa Kürt dilinin ve Kürt kültürünün inkârından Türkiye Cumhuriyeti Devleti vazgeçmesi lazım. Bunu anayasasına da getirmesi lazım. Kürtçe eğitimi Kürtçe eğitimin önünü açması lazım. Kürtçe eğitimde, ana dilde eğitimde önünü açması lazım. Ve bir yerde Kürtçe ve Kürtlerin bir yerde eşitliğini kabullenmesi lazım. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapmaya başladığı vakit Türkiye Cumhuriyeti de demokratikleşmeye başlayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda bazı hatalar yapılmıştır. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasiyle taçlandırılmaması nedeni de kuruluşta yapılan hatalar vardır ama onlardan daha çok, çok partili dönemde 77 yıldır hatta 78 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi kadroları, siyasi partileri Kürt meselesinde çözümü getirmemişlerdir. Kürt meselesini çözüm rayına oturtamadıkları için de Türkiye'de demokrasi önce ikinci sınıf sonra üçüncü sınıf olmuş. Şimdi demokrasiden kolay kolay söz edemeyeceğimiz bir dönemi yaşıyor Türkiye.

Rûdaw: DEM Parti heyeti Kürdistan Bölgesi’nde, başkent Erbil bu süreçte nasıl bir rol üstlenebilir?

Hasan Cemal: Kürdistan, Irak Kürdistan'ı ya da Irak Kürdistan yönetimi hiç kuşkusuz burada çok önemli bir rol oynar. İki açıdan rol oynar. Hatta birkaç açıdan. Bir defa Ankara'yı Tayyip Erdoğan'ı bir yerde demokrasi konusunda da cesaretlendirmesi lazım. Ankara'da, Türkiye'de demokrasi yerli yerine oturmadan, rayına oturmadan, Türkiye'de barış ve istikrar, bir temele oturmaz.

Bu konuda, Kürdistan yönetiminin de bir yerde Erdoğan yönetimine destek vermesi, cesaretlendirmesi ve demokrasi konusunda bir şeyler yapması gerektiğini kapalı kapılar arkasında da anlatabilir ve anlatması gerekir diyorum. Bu çok önemli bir şey olur. Ama aynı zamanda bölge öyle bir halde ki Suriye'deki son durum, yeni yönetim, ondan sonra Suriye'nin Baas belasından kurtulmuş olması, ondan sonra bir yerde İran'ın etkisinin sınırlandırılmış olması yeni bir fırsat ve umut penceresi açıyor bölgede. Ama bu konuda da dikkatli olunması lazım. Çünkü Trump bu konuda biraz ne yapacağı belli olmayan bir unsur olarak sahneye çıkıyor. Yani olmadık şeyler de yapabilir. Ama dediğim gibi bir yerde İsrail'in ve Amerika'nın Birlikte varlığı hiç kuşkusuz bölgede hem Türkler açısından barış konusunda önemli bunu görmezlikten gelmek mümkün değil.

Bütün bunlarla birlikte Kürtlerin varlığı ve kendi içindeki farklılıkları da çok dikkatle değerlendirmek zorunda bütün ilgili taraflar. Ben bu çerçevede kolay değil biliyorum dünyanın bu bölgesinde Kürtlerin yaşadığı dört ayrı parçada yaşadığı dünyanın bu bölgesinde barış ve barışın kolay kolay kurulmasının güçlüklerini tarihte yaşadığımız acılarla gördük. Ama bu konuda bütün bu yaşananlardan, ders çıkarıldığına inanıyorum. Hem Irak, hem Türkiye Kürtleri, hem Suriye Kürtleri bir yerde bütün bu yaşadıklarından, yaşananlardan ders çıkarmışlardır. Ve bütün bunlar sanıyorum hepimizi bir yerde olgunlaştırdı diyebiliriz. Ben İmralı sürecinin klasik deyişle hayırlara vesile olmasını diliyorum ve önemsiyorum.

Rûdaw: Süreçle ilgili çok fazla soru vardı ancak, bize ayrılan sürenin sonuna geldik. Sayın Hasan Cemal bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Değerli izleyicilerimiz bizleri izlediğiniz için sizlere de teşekkür eder iyi günler dilerim.

Rudaw

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.