1. YAZARLAR

  2. Oral Çalışlar

  3. Demokratik anayasalarda öncelik halkta
Oral Çalışlar

Oral Çalışlar

Demokratik anayasalarda öncelik halkta

A+A-

“Anayasa yapalım mı?” tartışması sonunda varacağı yere vardı: “Dokundurtmam!” Özetle şu söyleniyor: “Devlet bu milletin sahibidir. Ülke de bu devletin ülkesidir.” Yani her şey devletin… Bu noktada, ufkumuzu değiştirecek bir örnek olarak, İspanya Anayasası’ndan yararlanabiliriz. İspanya Anayasası’nın ikinci maddesinde, ülkenin bölünmezliğiyle birlikte halkın bölünmezliğine de vurgu yapılıyor.

Yani devlet halktan daha öncelikli bir konumda yer almıyor. Fransa ve İtalya anayasalarında ise devletin bölünmezliğini belirten cümlelerden hemen sonra yerel yönetimlerin önemine ve merkezi devlet gücünün yerel yönetimler lehine kısıtlanmasına vurgu yapılıyor. Demokratik anayasaların temel ilkesi halkın merkezde olmasıdır. Anayasa, bir devletin ve ülkenin karakterini yansıtan en temel metindir.

Bizim yakın tarihimiz, anayasa yapım tartışmaları içinde geçti. Üç askeri darbe (1960-1971-1980) ardı ardına anayasa yaptı. Üçü de darbecilerin dayattığı, halka silahların gölgesinde kabul ettirdikleri metinlerle yeni düzeni kurdular. Demokrasiyi ve sivil hayatı geliştirecek bir anayasa yapmak, elbette ki darbecilerin istekli olduğu bir şey değildi. Ancak siviller de (iktidar/muhalefet) demokratik bir anayasa temelinde buluşup uzlaşamadılar.

Son günlerde iktidar sözcülerinin sık sık “Yeni anayasa yapmalıyız” şeklindeki açıklamaları gündemin ön sıralarında. İşin matematiği üzerinde de hesaplar yapıyoruz. İktidar üçte iki çoğunluğu bulabilir mi? İktidarın üçte ikiye ulaşması için muhalefetten yüzde 30-35 civarında oy alması gerekiyor. İktidarın gerekçesi şu: “Şu anki anayasayı, darbeciler yaptı. Artık sivil bir anayasa yapabiliriz…” Muhalefetin şu ana kadarki tutumuysa, “Önce hukuka uygun davranın, Anayasa Mahkemesi kararlarını, hali hazırda geçerli olan anayasayı ve yasaları doğru şekilde uygulamayı başarın, ondan sonra sizinle bu meseleyi konuşabiliriz” şeklinde.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş 3. maddedeki “devletin ülkesi”, “devletin milleti” mantığına ilişkin bir değerlendirme yaptı. HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, anayasadaki “değiştirilemez” sözcüğüne itiraz ettiklerini açıkladı. Başından beri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanıyla ilişkileri yumuşatmayı amaçlayan çıkışlarına tepki gösteren bir kesim, anayasa tartışmalarını da Cumhuriyet’e ve laik rejime yönelik bir kalkışma olarak yansıtmayı seçiyor. Kısacası, anayasa tartışması da sonunda “devlet” ve “beka” tartışmasına dönüşüverdi.

Türkiye’nin, yasaksız, özgürlükçü, kişi hak ve özgürlüklerini merkeze alan bir toplumsal uzlaşma metnine elbette ihtiyacı var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni topluma önerenler, oluşturma sözünü verdikleri dengeleyici ve denetleyici hukuk çerçevesinin artık sözünü bile etmiyor. Yeni anayasayı yapmak için bu tecrübelerin gözden geçirilmesi işe yarayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar