Esad rejimi neden bu kadar hızlı çöktü?
"Kimse dikkat etmezken, Suriye rejimi içeriden çöküyordu"
Charles R. Lister Ortadoğu Enstitüsü Terörle Mücadele Bölümü Başkanı
Geçen hafta Beşşar Esad rejiminin geleceği doğrudan sorgulanır hale geldi.
Suriyeli silahlı muhalif gruplardan oluşan bir koalisyon, Suriye'nin kuzeyinde bir saldırı başlatarak 250 kadar şehir, ilçe ve köyün kontrolünü ele geçirdi ve kontrol ettiği toprakları iki kattan fazla arttırdı.
Kontrolü ele geçirilen yerlerden biri Suriye'nin ikinci büyük şehri Halep'ti. Halep 24 saat içinde düştü.
Suriye rejiminin cephe hatları birer birer çöktü. Ve Esad rejimi devrildi.
Bu dramatik gelişmeler, ülke genelinde yaklaşık 5 yıldır donmuş halde olan bölgesel kontrol hatlarının ardından oyunun kurallarını değiştirecek nitelikteydi.
Ancak bu son gelişmelerin hiçbiri kimseyi şaşırtmasın.
Zira Esad sadece ülkesindeki iç savaşı kazanamamakla kalmadı, aynı zamanda yönetimi bir süredir zayıflıyordu ve her zamankinden daha kırılgandı.
Suriye'deki krizinin yıllarca donmuş halde kalması, çatışmaların geçmişte kaldığı ve Esad rejiminin kaçınılmaz galip olduğu inancına sebep oldu.
Bunun sonucunda uluslararası toplumun Suriye'ye yönelik ilgisi azaldı.
Suriye odaklı diplomatik çabalar neredeyse durma noktasına geldi.
Hükümetler yavaş yavaş kaynaklarını Suriye ile ilgili politikalardan başka küresel sorunlara kaydırmaya başladı.
Suriye'deki durum kötüleştikçe, Arap ülkeleri 2023 yılından itibaren Esad ile toplu olarak yeniden ilişki kurma yönünde bir adım atarak Esad'ın konumunu Ortadoğu'da etkili bir şekilde normalleştirdi.
ABD'li politika yapıcılar için bölgesel aktörlerin Suriye dosyasının sorumluluğunu üstlenmeye başlaması cesaret verici bir işaret ve rahatlama kaynağı oldu.
Avrupa Birliği'nin (AB) Esad'ı izole etme ve Esad'ın iç savaşı kazanarak iktidarını sağlamlaştıracağına inandığı politikasına karşı çıkan İtalya öncülüğündeki 10 Avrupa ülkesinden oluşan bir grup, Esad rejimiyle yeniden temas kurma ve mültecilerin Suriye'ye geri dönmesi için diplomatik yollar arama çabalarına kısa süre önce katıldı.
Tüm bu gelişmeler, Suriye'deki durumun her ne kadar kötü olsa da dondurulmuş ve kontrol altına alınabilir bir kriz olduğu ve Esad'ın konumunu korumakla kalmayıp pekiştirdiği varsayımına dayanıyordu.
Ancak bu yanlış bir varsayımdı.
Suriye ekonomisi yıllardır kaos içinde ve çatışmanın her iki tarafının da ana destekçileri olan Türkiye'nin ve Rusya'nın 2020 yılı başlarında üzerinde anlaştığı ateşkes yürürlüğe girdiğinde 1 dolar yaklaşık bin 150 Suriye lirasına eşitti.
Ancak 1 hafta önce muhalif grupların saldırısı başladığında 1 dolar 14 bin 750 Suriye lirasından işlem görüyordu.
Çatışmaların yeniden başlamasından 1 hafta sonra, 4 Aralık'ta ise 17 bin 500'e düştü.
Çatışmaların durması, ülkeye istikrar getirmek ve Suriyeli sivillere 10 yıldan fazla süren savaşın ardından biraz nefes aldırmak yerine ateşkesten sonra Suriye'deki insani kriz daha da kötüleşti.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriyelilerin en az yüzde 90'ının yoksulluk sınırının altında yaşadığını bildirdi.
Rejimin organize suçlara kucak açması, sadece bir tür sentetik uyarıcının satışından yılda en az 2,4 milyar dolar kâr elde edilmesini sağlarken bu kârların hiçbiri Suriye halkının hayatını olumlu yönde etkilemedi.
Aksine, hükümet son yıllarda yakıt ve gıda için sağlanan devlet sübvansiyonlarını büyük ölçüde azalttı.
Hama Valilik Binası önünde silahlı gruplardan üyeleri, 5 Aralık / Fotoğraf: Reuters
Ancak Rusya'nın ekonomisinin Ukrayna'da yürüttüğü savaş nedeniyle ağır hasar almış ve İran'ın ekonomisi de kötü seyrederken Esad'ı devletin iflasından kurtaracak kimse yoktu.
Esad, 2023 yılında Suriye ile ilişkilerini normalleştiren bölgedeki Arap ülkelerinin hükümetleriyle yapıcı bir etkileşime girseydi ve bu yılın başlarında Türkiye'nin kendisiyle normalleşme yönünde attığı adımlara karşılık verseydi, Suriye bugün çok farklı bir konumda olurdu.
Dünyanın yardım etme isteği ve kabiliyeti azaldıkça, Suriye halkının çektiği acılar daha da arttı. Ufukta hiçbir umut olmadığına ikna olan Suriyeliler, Esad'ın düşmesi talebiyle yeniden sokaklara döküldü.
6 yıl önce yapılan bir anlaşma uyarınca rejimle "uzlaşan" eski muhalifler, birkaç ay önce yeniden rejim güçlerine meydan okumaya başladılar ve bazı zaferler elde ettiler.
Bu arada, Suriye'nin ekonomik çöküşünün ortasında, organize suç ekonomisi ve endüstriyel ölçekte uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı Esad rejiminin güvenlik aygıtının merkezine sızıyordu.
Aslında Esad rejimi, yaygın olarak "Captagon" olarak bilinen amfetamin üretiminde belki de dünyanın en büyük uyuşturucu devletiydi.
Son gelişmeler, Rusya'nın Esad rejiminin ordusunu yeniden inşa etmek için 8 yıldır yaptığı yatırımın, rejimin baskı altında etkili bir şekilde savaşma kabiliyeti üzerinde çok az etkisi olduğunu gösterdi.
Uyuşturucu ticareti (Beşşar Esad'ın kardeşi Mahir Esad'ın komuta ettiği) Suriye Silahlı Kuvvetleri 4. Zırhlı Tümeni tarafından yürütülüyor.
Uyuşturucu ağı Suriye ordusu ve ona sadık milis ağlarının neredeyse her köşesine yayılmış durumda.
Bu arada Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü savaş ve İsrail'i 2023 ekiminden bu yana İran ve vekil ağlarıyla karşı karşıya getiren bölgesel gerilimler, Rusya'nın ve İran'ın dikkatini Suriye'deki güvenlik aktörlerini bir araya getirme çabasından uzaklaştırdı.
Rusya ve Lübnan Hizbullah'ı ile birlikte İran, 27 Kasım'da muhaliflerin saldırısı başladığında ön saflardaydı ve her üçü de daha en başında kayıplar verdi.
Suriye'nin orta kesimindeki Hama kentini ele geçirdikten sonra ateş eden bir muhalif grup üyesi, 5 Aralık / Fotoğraf: Reuters
Ancak yabancıların ön saflarda yer almasıyla Suriye rejiminin, kendisine bağlı güçlerin kaosa sürüklenmesini önleme kabiliyeti ciddi şekilde sınırlandı.
HTŞ'nin planları ekim ayı ortalarından beri bilindiği için saldırı kimse için sürpriz değildi, ancak Türkiye saldırıyı durdurmak için müdahale edince Rusya da buna karşılık birkaç gün süren yoğun hava saldırıları başlattı.
Son gelişmeler, Rusya'nın Esad rejiminin ordusunu yeniden inşa etmek için 8 yıldır yaptığı yatırımın, rejimin baskı altında etkili bir şekilde savaşma kabiliyeti üzerinde çok az etkisi olduğunu gösterdi.
Rusya'nın bu alandaki çabaları, 25. Özel Görev Tümeni gibi belirli askeri birimlerde bazı verimlilikler sağlamış olsa da Suriye Silahlı Kuvvetleri bir bütün olarak parçalanmış ve zayıf bir durumdaydı.
Rejimin askeri yapısı son yıllarda durgunlaştı, içeriden erozyona uğradı ve dışarıdan parçalandı.
Rejim yanlısı milislerden oluşan tutarsız bir ağ, muhtemelen ordunun kendisinden daha fazla askeri kapasiteye sahipti.
Rusya'nın son yıllarda Suriye ordusuna yaptığı tek niteliksel katkı, canlı yayın yapan kamikaza insansız hava araçlarının (İHA) kullanılmasıydı.
Ancak HTŞ'nin insansız hava araçları birimi (Şahin Taburları), geçen haftalarda rejimin cephe hattındaki mevzilerine, tanklarına, topçu birliklerine ve önde gelen askeri komutanlarına karşı yüzlerce İHA kullandığını açıkladı.
Durum, HTŞ ve diğer silahlı muhalif grupların 2020 yılından bu yana askeri yeteneklerini güçlendirmek için yoğun bir şekilde çalıştığı cephenin diğer tarafındaki büyük çelişkiyi gözler önüne serdi.
Özellikle HTŞ, son günlerde çatışmaların seyrini önemli ölçüde değiştiren tamamen yeni olan birlikler oluşturdu.
HTŞ'nin Kızıl Tugaylar olarak bilinen elit özel birliği gündüz operasyonlarında önde yer alırken, bir diğer birliği Saraya el-Harari (Termal Tugay) de geçen hafta gece çatışmalarında önemli kazanımlar elde etti.
HTŞ'ye göre yaklaşık 500 üyeli Saraya el-Harari, gece görüş gözlükleriyle donatılmış silahlar taşıyor.
Şahin Taburları, cephe hatları boyunca rejimin ağır silahlarını imha etmeyi başardı.
HTŞ ayrıca tahrip gücü yüksek bomba dolu bir intihar kamyonuna eşdeğer olan ev yapımı seyir füzeleri de kullandı.
HTŞ ve müttefiki olan silahlı gruplar, günün her saati faaliyet gösteren keşif uçağı filolarıyla Suriye ordusuna tamamen üstünlük sağladı.
Rejimin Suriye genelinde düşmesi ve muhaliflerin önemli ilerlemeler kaydetmesi, ülke genelindeki silahlı grupların harekete geçmesine neden oldu.
Güneyde Dera, merkezde Humus ve doğuda Deyrizor gibi rejimin kontrol ettiği şehirleri ve cephe hatlarını zorladılar.
Esad en son 2015 yılında ülkesinin belirli bölgelerindeki kontrolüne yönelik eş zamanlı olarak başlatılan saldırılarla karşılaştığında rejimi çöküşün eşiğine gelmiş ve Rusya onu kurtarmak için askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmıştı.
Bugün ise böyle bir kurtarıcı bulamadı.
Bu makale Independent Türkçe için Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.