1. HABERLER

  2. DÜŞÜNCE - YORUM - ANALİZ

  3. Esad’dan Sonra: Suriye’yi Kim Yönetecek?
Esad’dan Sonra: Suriye’yi Kim Yönetecek?

Esad’dan Sonra: Suriye’yi Kim Yönetecek?

Suriye’de yeni dönem, ülkedeki parçalı muhalefetin, ortak düşmanları ortadan kalktıktan sonra, ülkede kapsayıcı, federal bir sivil hükümet kurmak için bir araya gelip gelmeyeceğine ve ülkeyi yeni bir iç savaşa götürecek bir iç çekişmeye sürüklenip sürükle

A+A-

SURİYE'DE MUHALİFLERİN ilerlemeye başlamasından 11 gün gibi, kısa bir süre sonra rejim düştü ve Esad ülkeyi terk ederek Moskova'ya iltica etti. Şam'da ve ülke genelinde Suriyeliler yeni bir başlangıç için ve dünyayla ilişkilerini yeniden tesis etmek üzere yeni bir döneme giriyor.

Peki, şimdi Suriye’yi kim yönetecek? Baas rejimi ve Esad yıkıldıktan sonra Suriyeliler ne tür bir başlangıç yapacaklar? Suriye’de yeni bir başlangıç, ülkedeki parçalı muhalefetin, ortak düşmanları aniden ortadan kalktıktan sonra, ülke üzerinde kapsayıcı, çoğulcu, federal bir sivil hükümet kurmak için bir araya gelip gelmeyeceğine veya ülkeyi yeni bir iç savaşa götürecek bir iç çekişmeye sürüklenip sürüklenmeyeceğine bağlı olacak.

İlk işaretler cesaret verici olsa da henüz kesin bir şey söylemek için çok erken. En başta, son birkaç yıldır kuzeybatı Suriye'nin bir bölümünü yöneten ve eski bir El Kaide birimi olan Hayat Tahrir eş-Şam (HTŞ) olmak üzere muhalifler, Arap dünyasındaki geçmiş rejim değişikliklerinden ders çıkardıklarını ifade ediyor. Irak ve Libya'nın aksine, geçiş dönemi, yabancı güçler ve ülkeye geri dönen sürgünler tarafından değil, yerel aktörler tarafından yönetiliyor. Bugüne kadar Esad'ın başlıca destekçileri olan Rusya ve İran, gölgelere çekilmiş durumdalar.

Muhalifler, polise ve sivil yetkililere, birlik hükümeti ilan edilene kadar görevlerinde kalma çağrısında bulundu. 8 Aralık akşamı itibarıyla başkentteki yağmalamanın büyük ölçüde önüne geçilmesini sağlayan bir sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Muhaliflerin çoğu, özellikle Alevi Esadlar tarafından terörize edilen Sünni çoğunluktan oluşsa da mezhepsel zafer sarhoşluklarını kontrol ediyorlar ve Suriye'nin çok sayıda azınlık gruplarını koruma sözü veriyorlar.

Ancak devrim sonralarında işler karmaşıklaşmaya meyillidir. Suriye'de de öyle. Esad döneminde gerçekleşen Suriye'nin fiili bölünüşü, onun düşüşünden bu yana derinleşti. Ülkenin kuzeyinden, doğusundan ve güneyinden gelen muhalifler son günlerde olağanüstü bir disiplinle toprak hakimiyetlerini genişletmeye çalışıyor. Ancak Esad'ın rejimi beklenenden çok daha hızlı çöktüğü için, muhaliflerin bir “ertesi gün” planı yapmaya vakitleri olmadı. Kuzeybatıdaki Türkiye destekli Sünni gruplar, kuzey ve doğudaki Kürt gruplar, güneydeki Ürdün destekli gruplar ve batıdaki Esad'ın Alevi mezhebinden kalan gruplar olmak üzere dört ana grubun her birinin kendi ordusu var. Hepsi son günlerde Esad'lardan ele geçirilen silahlar, topraklar ve ekonomik varlıklar üzerinde hakimiyet kuruyor. Her grup, harap olmuş ülkeyi yeniden inşa etmek için hazırlanan paketten bir pay isteyecek; ihtiyaçların yaklaşık 200 milyar dolara mal olması bekleniyor.

Suriyeliler, Irak ve Libya'da güçlü liderlerin devrilmesinin, olası halefleri arasında on yıllık bir iç savaşı tetiklediğini unutmadılar. Ayrıca, komşularıyla ilişkileri yönetmenin ne kadar zor olacağının da farkındalar. 

Suriye'yi yönetme konusunda en güçlü aday, sadece 11 gün önce (27 Kasım'da) kuzeybatı Suriye'deki İdlib’te, rejime karşı saldırıları başlatan HTŞ'nin 42 yaşındaki lideri Ebu Muhammed el-Cevlani. Asıl adıyla Ahmed Hüseyin el-Şara (Telegram kanalları artık ondan "Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara" olarak bahsediyor) Hıristiyanlara ve kadınlara katı kurallar uygulama planı olmadığı konusunda güvence verdi. 8 Aralık akşamı Şam'daki Emevi Camii’nde bir konuşma yaptı. Suriye devlet televizyonu, Cevlani’nin "gelecek bizim" ifadelerine dayalı bir açıklama yayınladı. Suudi Arabistan lideri Muhammed bin Selman ile karşılaştırılmayı sevdiği söyleniyor.

Ancak Cevlani'nin Suriye'deki El Kaide lideri olarak geçmişi ve rakiplerini acımasızca bastırması diğer grupları tedirgin ediyor. Suriye’deki diğer muhalif grupların onun liderliğini kabul etmesini sağlamak Cevlani’nin önündeki en zorlu görev olacak. Zira yıllarca Esad'dan daha fazla birbirleriyle savaştılar. Aralarındaki rekabet çok açık. Devrimin ilk saatlerinde güneydeki birkaç yüz eski muhalif, Cevlani’den önce Şam'a girdiler. Cumhurbaşkanlığı sarayına yürüdüler ve başbakan Muhammed Gazi El-Celali'yi gözaltına aldılar. Bunu sadece Esad'ın sadık adamlarını takip etmek için değil, aynı zamanda Cevlani’nin oraya daha önce varmasını engellemek için yaptılar.

Amerika, Rusya ve BM'nin Cevlani'yi bir terörist ve HTŞ'yi bir terör örgütü olarak görmesi, eğer Cevlani gerçekten görevi devralırsa işleri daha da karmaşık hale getirebilir. Cevlani’nin Türkiye ve Katar ile yakın bağları, bölgede bu iki ülkenin nüfuz alanını sınırlandırmak isteyen Arap ülkelerini rahatsız ediyor. Bazı muhalif figürler, ona yönelik bir suikastın ne kadar kolay olacağı konusunda tehditkar konuşmalar yapıyor. Cevlani’nin rakipleriyle yakın bağları olan bir analist, "En büyük endişe, başka bir Esad'ın ortaya çıkması" diyor. Birçok Suriyeli, yeni dönemde, bir diktatörün yerine başka bir diktatörü koymaktan endişe ediyor.

Esad’dan sonra Şam'da kim göreve gelirse gelsin, Suriye'nin tamamını kontrol etmekte çok fazla zorluk çekecektir. Kuzeydoğuda Kürt gruplar, kazançlı petrol sahalarını, Suriye'nin tahıl ambarını ve yönettikleri Arap şehirlerini tekrar merkezi yönetime devretmek istemeyeceklerdir. Bunun için de orada konuşlanmış birkaç yüz Amerikan askerine bakacaklardır. Bu gruplar, Münbiç ve Rakka'da, Esad döneminde elde ettikleri özerkliği korumak için halihazırda Türkiye destekli Arap güçlerle savaş halinde. Akdeniz kıyısının yukarısındaki dağ köylerinde toplanmış olan Aleviler de benzer şekilde, savaşmak ile Sünni çoğunluk yönetimini kabul etmek arasına bir karar vermek zorunda kalacaklar. Bu gruplar, rejimden geriye kalan ağır silahlara ek olarak, Türkiye ve Suriye'nin yeni yöneticileriyle müzakerelere tabi olarak, orada hala bir deniz ve hava üssü bulunduran Rusya'dan da koruma bekleyebilirler.

Türkiye'de sürgünde bulunan siyasi muhalefet, şimdilik kenara itilmiş gibi görünüyor. 2015'te kabul edilen bir BM yol haritasına göre, Suriye Müzakere Komisyonu'nun muhalefetin Suriye'deki geçiş sürecinde üstleneceği rolü denetlemesi gerekiyor. Müzakere Komisyonu, ülkede yeni bir anayasa hazırlanmasına yardımcı olmak, 18 ay içinde seçimlere hazırlanmak ve ülkedeki birçok milis gücünü, ülkenin etnik ve dini gruplarını yansıtan bir orduya entegre etme görevini üstleniyor. Ancak sahadaki güçler kenara çekilmek için acele etmeyecek gibi görünüyor.

Bu süreçte, yabancı güçlerin, muhaliflerin ülkede siyasi, askeri konseyler veya bir birlik hükümeti kurmasına ve böylelikle güç paylaşımı geçişinin önünü açmasına yardımcı olabileceğini umanlar var. Ancak Amerika yardımcı olmak için muhtemelen çok az şey yapacaktır. Donald Trump sosyal medya hesabında büyük harflerle "BU BİZİM SAVAŞIMIZ DEĞİL, BIRAKALIM SAVAŞSINLAR, KARIŞMAYIN!" yazdı. 13 yıllık iç savaş ve yoksulluktan sonra, bitkin bir toplum, Arap dünyasında çok nadir görülen barışçıl bir devir teslim için dua ediyor. Suriye'nin içinde ve dışında bu kadar çok bölünme varken, fikir birliğine varmak hayli zor olacak!


Bu yazı The Economist’te 08 Aralık 2024 tarihinde “Who will rule Syria now the Assad regime has been toppled?” başlığıyla yayınlandı. Çeviride editoryal düzenleme yapılmıştır.

Dunyasiyaset

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.