Hammada işkence altında terörist olduğunu, silah bulundurduğunu ve hükümet askerlerini öldürdüğünü itiraf etmeye zorlandı. İtiraf etmeyi reddettiğinde, ajanlar gelip ona işkence yapmak üzere çağrıldı. Dövüldü ve bileklerinden asıldı. Acısını hafifletmek için, göstericileri korumak için silah bulundurduğunu kabul eden zorla bir itirafname imzalamayı kabul etti, ancak herhangi bir suç işlediğini kabul etmeyi reddetti. Daha sonra başka bir sorgu odasına nakledildi ve burada soyularak cinsel tacize uğradı. Bu işkenceden sonra tüm belgeleri imzaladı.
2013’ün başında hastalandı ve diğer tutuklular tarafından “mezbaha” olarak adlandırılan 601 numaralı askeri hastaneye götürüldü. Hastaneye götürülürken Hamada fiziksel saldırıya uğradı. Kendisine adını unutması söylenmiş ve ona “1858” numarası verilmişti.
Orada tutukluların işkenceyle öldürüldüğünü, cesetlerin tuvaletlerde yığıldığını ve hastane personelinin hastaları öldüresiye dövdüğünü gördü. Hamada, doktorun tutukluluğuna geri dönmesi için yalvardı.
Mezzeh havaalanında tutuklu bir doktor tarafından bir ay boyunca tedavi edildikten sonra 1 Haziran 2013’te Kabun askeri polisine, 5 Haziran 2013’te de yaklaşık iki ay kalacağı Adra Cezaevi’ne nakledildi.
Mazen sonunda terörle mücadele mahkemesine çıkarıldı, mahkeme de 3 Eylül 2013’te serbest bırakılmasına karar verdi.
Hammada, 1 yıl 7 ay süren tutukluluğu sırasında şiddetli işkence gördü. Fiziksel, zihinsel ve cinsel istismara maruz kaldı. Çocuk sahibi olmayı imkansız kılan genital yaralanmalar da dahil olmak üzere kalıcı fiziksel ve psikolojik yaralalar aldı.
Birlikte gözaltına alındığı iki yeğeni gözaltında öldü.
Serbest bırakıldıktan sonra Suriye’den ayrılmaya karar verdi ve Hollanda’ya sığınma talebinde bulundu.
Hollanda’da katıldığı yayınlarda ve STK etkinliklerinde Esad rejimi hapishanelerindeki işkenceleri anlattı.