1. YAZARLAR

  2. Taha Akyol

  3. Güney Kore ve Tunus
Taha Akyol

Taha Akyol

Güney Kore ve Tunus

A+A-

Güney Kore ve Tunus’ta, seçilmiş cumhurbaşkanlarının otoriter ve şahsi rejim kurmaya kalkmaları farklı sonuçlar doğurdu. Güney Kore’de parlamento ve halk bunu engelledi, demokrasi kazandı... Tunus’ta ise bu mümkün olmadı, otoriter rejim kuruldu.

Ayrıca her iki ülkedeki gelişmeler, “başkanlık sistemi” denilen bin bir çeşit şekillerini gözden geçirmek bakamından da önemlidir.

Çünkü geniş yetkileri başkanda toplayan bu sistemlerde, eğer sağlam ve güçlü kuvvetler ayrılığı ve denetim ve denge kurumları yoksa, sonuçta otoriter iktidarlar ortaya çıkıyor.

GÜNEY KORE

Güney Kore bir ekonomik mucize ülkesidir. Tabii bunu sağlayan da iyi eğitimli nüfus, iş bölümünü ileri derecede gerçekleştiren profesyonelleşme, dünyaya açıklık, farkındalık, bireysel hak ve hürriyetler şuuru…

Böyle bir zeminde sağlam kurallar ve kurumlar…

G. Kore’de yaşananları biliyorsunuz. Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol, 2022 yılında yüzde 47.8 oyla tek turda seçilmişti. G. Kore sisteminde en çok oyu alan ilk turda seçiliyor.

Yoon ve bakanları, haklarındaki yolsuzluk araştırmalarıyla hayli yıpranmıştı.

Nisan 2024’te yapılan parlamento seçimlerinde muhalefetteki Demokratik İttifak, Meclis’te 176 sandalye kazanarak çoğunluğu elde etmişti. Cumhurbaşkanı Yoon’un Halkın Gücü Partisi 108’de, Yeniden Kore Partisi 18’de kalmıştı.

Belli ki 2027’de yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerini Yoon kaybedecek, büyük bir ihtimalle yolsuzluk araştırmaları soruşturmaya dönüşecekti.

Yoon, muhalefeti “düşman Kuzey Kore’nin işbirlikçisi” ve “devlet karşıtı” diye çamur atarak ülkenin tehlikede olduğu iddiasıyla sıkıyönetim ilan etti. Ordu sokaklara indi. Siyasi faaliyet ve yayın yasaklandı ama bu 6 saat sürdü ancak. 7. Saatte demokrasi galip geldi.

SİSTEM FARKI

Güney Kore’de muhalif milletvekili genç kadın Ahn Gwi-ryeong'un, askerin kendisine doğrulttuğu makinalı tüfeğin namlusundan tutup itmesi, simge haline geldi. İktidar ve muhalif milletvekilleri, asker barikatlarını, duvarları aşarak Meclis’e girdiler, sıkıyönetimi iptal ettiler.

Milli Savunma Bakanı istifa etti.

Sistem bakamından çok önemli iki nokta:

-Bir, G.Kore’de cumhurbaşkanı ve parlamento seçimleri farklı tarihlerde yapılır ve süreleri de farklıdır. Aynı siyasi konjonktürde yapılacak seçimlerde yasama ve yürütme tek elde toplanmasın diye…

-İki, ABD’de olduğu gibi Kore’de de yasama organı seçimleri için aday belirlemede cumhurbaşkanın yetkisi ve etkisi yok veya çok sınırlıdır. Nitekim Yoon’un partisindeki milletvekilleri de sıkıyönetimin iptaline oy verdiler.

Bizdeki CB sisteminde, kuvvetler ayrılığını hayata geçirecek bu mekanizmalar yoktur: Cumhurbaşkanı ve Meclis Seçimleri aynı günde, aynı politizasyonla yapılıyor. Vekil adaylarını Genel Başkan olarak Cumhurbaşkanı belirliyor.

TUNUS HÜSRANI

Arap Baharı fırtınasından demokrasiyle çıkan tek Arap ülkesi Tunus’tu. İslamcılar ve laikler kuvvetler ayrılığı ilkesinde anlaşarak anayasa yapmışlardı.

Zamanımızdaki en büyük İslam düşünürlerinden Raşid El Gannuşi, Nahda Partisi lideri olarak “siyasetle dinin ayrı” olduğunu gerekçeleriyle açıklamıştı.

Fakat seçilmiş Cumhurbaşkanı Kays Said, 2019 seçimlerinde ikinci turda yüzde 73 oyla seçilince “güç bozar” hastalığına tutuldu. Tunus Anayasa’sının 80. Maddesindeki “olağanüstü şartlar”ı ileri sürerek hükümeti lağvetti, parlamentoyu askıya aldı. Muhalefetin kolunu, kanadını kırdı. Gannuşi hâlâ hapiste…

Ve Kays Said, muhalefetin boykot ettiği Ekim 2024 seçimlerini, yüzde 90.69 oyla kazandı!

Güney Kore ile Tunus arasındaki kültürel ve sistemik farkları siz düşünün.

‘GÜÇ BOZAR’

Tarihçi Lord Acton, 1887’de “güç bozar, yozlaştırır; mutlak güç mutlaka bozar, yozlaştırır” diye yazmıştı.

Zamanımızın önde gelen siyaset bilimcilerinden Juan Linz, 1990’de yazdığı “Başkanlık siteminin Tehlikeleri” başlıklı klasikleşmiş akademik makalesinde, bu sistemlerde iktidarın “şahsileşeceğini”, bunun da “gerilim ve kutuplaşmayı” ve “iktidar tutkusunu” büsbütün artıracağını yazmıştı. Çünkü bu sistemlerde Başkan, sadece “yürütme erkinin başkanı olmakla kalmıyor, devlet başkanı olduğunu” düşünüyordu.

Yani yasama ve yargının da başkanı.

G.Kore ve Tunus, iki laboratuvar örneği…

Özetin özeti: Kuvvetler ayrılığı ve bunun güçlü kurumlarıyla kültürü olmadan, olmuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar