Halit Meşal'in Türkiye Halkına mesajı
.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Alemlerin Rabbine Hamdolsun, Peygamberlerin sonuncusu efendimiz Hz. Muhammed'e, ailesine ve ashabina salat ve selam olsun...
Sevgili Türkiye'mizdeki Kıymetli kardeşlerim,
Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle; tüm kurumları ve partileriyle bugün burada, Gazze'deki, Batı Şeria'daki, Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki kardeşlerimize destek olmak, Aksa Tufanı Operasyonu'nun yıl dönümünü anmak ve Gazze'deki kardeşlerinizin zaferini kutlamak için meydanları dolduran sizlere en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.
Allah sizlerden razı olsun.
Aksa Tufanı'nın üzerinden koca bir yıl geçti. Bu süre zarfında, sizlerin savaş meydanındaki kardeşlerinize destek olmak için gösterdiğiniz yoğun çabaya ve gayrete hepimiz şahidiz
İzzet, şeref ve kahramanlık destanlarıyla dolu Kutlu Tufan'ın başlangıcından bu yana tam bir yıl geçti. Bu bir yıl içerisinde öne çıkan üç önemli hususu sizlerle paylaşmak istiyorum:
İlk olarak:
Gazze'de sergilenen destansı direniş, tüm zorluklara ve saldırılara rağmen dimdik ayakta duran fedakâr halkımızın başarısıdır.
Kahramanlık destanları yazan, Kassam Tugaylarındaki, Kudüs Seriyyeleri ve diğer direniş gruplarındaki mücahit kardeşlerimiz, düşman ordusuyla aralarındaki büyük imkan farklarına rağmen işgalcileri nasıl dize getirdiklerini ve hezimete uğrattıklarını bütün dünyaya bir kez daha gösterdiler.
Benzersiz bir direniş ve sabır sergileyerek direnişine sahip çıkan halkımız, kahraman mücahitlerimizle birlikte düşman askerlerini çılgına çevirdi. İşgalci düşman, dağılmış ve tarumar olmuş bir halde de başladığı noktaya geri dönmek zorunda kaldı
Katliamlara, açlığa ve yerinden edilmeye rağmen sabreden, dağlar gibi dimdik ayakta duran fedakar halkımızın, üzerimizdeki hakkı çok büyüktür.
İkinci olarak
Kıymetli Kardeşlerim, Siyonizmin işlediği korkunç suçlara hep birlikte şahit oluyoruz. Bu Siyonist düşman her yerde insanları katlediyor ve her coğrafyada kaos-kargaşa oluşturuyor.
Ümmete ve hatta insanlığa karşı düşmanlık besliyor.
Sadece Siyonistlere, kendisi gibi düşünen siyonistlere yaşam hakkı tanıyan bu düşman, Müslümanlara, Hristiyanlara, ümmete ve hatta insanlığa karşı düşmanlık besliyor.
Bu Siyonist düşman, vuruyor, öldürüyor ve soykırım gerçekleştiriyor. Çocukları ve kadınları katlediyor, Hastaneleri, camileri, okulları, kiliseleri, hedef alıyor. Sivillerin sığındığı barınakları, bakım evlerini ve sivil yerleşkeleri vuruyor.
Bu Siyonist düşman, bizleri toprak altında görmek ve bölgeye hükmetmek istiyor.
Görüyoruz ki bu düşman, katliamlarını sadece Filistin topraklarıyla sınırlı tutmuyor, farklı coğrafyalarda da aynı suçları işliyor. Bazıları, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği bu soykırımın sebebi olarak 7 Ekim'deki Aksa Tufanı'nı gösterse de, katliamlar bu işgalin ortaya çıktığı 1948 yılından beri devam etmektedir.
Yakın zamanda tanık olduğumuz en önemli şey, bu düşmanın tüm bölgeyi hegemonyası altına alarak kontrol etme arzusudur.
Peki bizler, sevgili Türkiye halkı, İsrail'in bizi kontrol altına altına almasına rıza mi göstereceğiz? İsrail'in hedefi sadece Filistin'le sınırlı değil; İsrail, sizin topraklarıınızı da işgal ederek kontrol altına almak ve size boyun eğdirmek istiyor. Son zamanlarda ABD'nin bölge stratejisinde İsrail'le nasıl bir iş birliği içinde olduğunu, en ince detaylarına kadar ortaya koyan gelişmeler, şüpheye yer bırakmayacak şekilde gözler önüne serilmiştir. İsrail, kendisini besleyen eli bile ısıracak kadar kontrolden çıkmış durumda. Bu durum, Siyonist İşgalcilerin insanlık için ne kadar tehlikeli olduğunu bize bir kez daha kanıtlamaktadır.
Üçüncü olarak:
Geçtiğimiz bir yıl boyunca bu ümmetimizin asaleti her alanda kendisini gösterdi. Bu durumu, Aziz Türkiye’mizde, doğudan batıya ümmetin her coğrafyasında gördük.
Filistin davası, İslam ümmetini her parçasıyla, her rengiyle bir araya getiren ortak bir dava haline geldi. Bu dava, bize aramızdaki ihtilafları aşmak için bir fırsat sunuyor.
Özellikle Filistin davası etrafında birleşmek, ümmetin daha önemli ve büyük meselelerinde bir araya gelmesi için bir fırsat teşkil ediyor.
Bugün burada, bu üç önemli meseleyi dile getirmemiz, üzerimize düşen sorumlulukları idrak etme ve bu sorumlulukları yerine getirmek için harekete geçme yükümlülüğümüzden kaynaklanıyor.
Bir araya gelerek, asaletimizi gösterdik. Kararlılığımızı, gücümüzü, imkanlarımızı ve Gazze halkıyla dayanışma ruhumuzu ortaya koyduk.
Bugün sorumluluğumuzu yerine getirmiş olsak da, bu yalnızca bir başlangıç, önümüzde uzun bir savaş ve yerine getirilmesi gereken birçok sorumluluk var.
Kıymetli Kardeşlerim, Değerli Bacılarım,
Kendinizi hazırlayın!
Önümüzdeki günlerin daha zorlu, savaşın daha çetin geçeceğini biliyoruz
Bu nedenle, bugünü hatırlayın, Gazze'deki kardeşlerinize karşı sorumluluğunuzu hatırlayın
Onları unutmayın. Onlar bizim kardeşlerimiz, ailemiz ve sevdiklerimizdir.
Üzerimize düşen görev, onları yalnız bırakmamak, onlara destek olmak ve onların mücadelesine ortak olmaktır.
Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya karşı sorumluluğumuzu hatırlayın. Aksa, bizim ilk kıblemizdir, Peygamber efendimiz Hz.Muhammed'in (s.a.v) Miraç'a yükseldiği yerdir.
Siyonist Düşman ise bu mescidi yıkmak ve sözde heykelini inşa etmek istiyor. Batı Şeria halkını Ürdün'e sürerek dinimizin ve ümmetin güvenliğini sarsmak istiyor.
Bu düşmanın hepimiz için bir tehdit olduğunu hatırlayın.
Allah-u Teala'nın Münafikun Suresinde buyurduğu üzere: "Onlar düşmandırlar, onlardan sakının, Allah onları kahretsin, nasıl da haktan yüz çeviriyorlar” ayetini hatırlayın.
Kardeşlerim, Gazze için, Mescid-i Aksa'mız ve Kudüs'ümüz için, Aksa Tufanı için harekete geçip mücahit kardeşlerinize destek veriyor ve onlarla birlikte oluyorsunuz.
Gazze'deki, Batı Şeria'daki Kudüs'teki kardeşlerinize verdiğiniz bu desteğinizle aynı zamanda kendi milli güvenliğinizi, bağımsızlığınızı ve onurunuzu da savunuyorsunuz.
Siz, Siyonist işgalcilere "hayır" dediğinizde, İşgalcilerin, Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'daki saldırılarına ve bölgedeki hakimiyetine karşı çıktığınızda aslında kendi bağımsızlığınız için, izzetiniz ve şerefiniz için işgalcilere biz özgür ve onurlu bir ümmetiz, sizin hakimiyetinizi tanımıyoruz diyorsunuz. İşte bu, işgalcilere iletilmesi gereken asıl mesajdır.
Kıymetli Kardeşlerim, Değerli Bacılarım,
İşgalcilere bu mesajı nasıl ileteceğiz? Savaşın bütün cephelerine katılarak ancak bu mesajı iletebiliriz
Mesajımızı İşgalcilere ve Amerika'ya duyurmak için neler yapmalıyız:
Meydanları dolduralım. Meydanlarda ve sokaklarda milyonlarca insanın toplanması, Siyonistlere, Amerika'ya ve tüm dünyaya, Gazze'yi yalnız bırakmayacağımızın bir göstergesi olacaktır.
1. Meydanlara dönmeliyiz.
Kardeşlerim, milyonlarca insan olarak meydanlara geri dönün; siyasi baskıyı artırın, Arap ve İslam ülkelerinin liderlerine, hükümetlerine, Gazze'ye destek vermemiz gerektiğini, bu savaşa hayır dememiz gerektiğini, saldırıların ve katliamların durması gerektiğini hatırlatın.
2. Kardeşlerinize maddi yardımlarda bulunun; insani yardımlar gönderin. Gazze halkının yaşadığı bu açlık zincirini kırın ve her türlü destekle onların yanında olun. Onların acılarını hafifletecek her şeyi onlara gönderin.
3. Medya'da ve Sosyal Medyada da sürdürülen savaşta da aktif bir şekilde yanımızda yer alın, İsrail'in yalanlarına, manipülasyonlarına ve saçmalıklarına karşı durun, doğruları anlatmak, gerçekleri haykırmak için mücadele edin
Eğitim yılının başlaması ile birlikte üniversitelere geri dönen öğrenci kardeşlerim, her şeyden önce Rabbim sizleri muvaffak kılsın. Bu savaşın cephelerini, meydanlarını boş bırakmayın, yaşadığımız bu günler Rabbimizin bizi denediği, bizlerinse rabbimize yaptıklarımızı sunduğumuz günlerdir.
Yaşadığımız bu tarihi anlarda ne Gazze'den, ne Kudüs'ten, ne de Mescid-i Aksa'dan asla vazgeçmeyeceğimizi haykırın.
İrademizden, özgürlüğümüzden ve egemenliğimizden vazgeçmeyeceğiz. Siyonizmin bizleri, bölgemizi ve dünyayı yönetmesine izin vermeyeceğiz.
5. Rabbimiz hafif ve ağır olarak cihada çıkınız diye bizlere emretmiştir. Bu üzerimize düşen bir vazifedir. Herkes gücü nispetince kimi malı ile, kimi sözü ile, kimi de eliyle, silahıyla cihat etmelidir.
Muzaffer oluncaya kadar, bu barbarlığı durduruncaya ve büyük zafere ulaşıncaya kadar mücadele edin.
Tarihe, bu ümmetin asaletini ispat edip bu büyük dava uğruna bir araya geldiği, Filistin'den, Kudüs ve Mescid-i Aksa'dan vazgeçmediği yazılıncaya ve özgür ruhlu bir ümmet olarak varlığını hak ettiğini ispatlayıncaya kadar mücadeleye devam edin
Aziz Türkiye Halkı,
Rabbim sizleri muhafaza eylesin ve sizlerden razı olsun.
Mücadelenize yılmadan, yorulmadan devam edin, Rabbim bu fedakarlıklarınızı kabul buyursun.
Filistin halkı bu asil duruşunuzu asla unutmayacaktır.
Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.