Hamas ve İslami Cihad hareketleri, Ramazan ayının son cumasına denk gelen Dünya Kudüs Günü ve Toprak Günü münasebetiyle ayrı ayrı açıklamalar yayımladı.

Her iki direniş örgütü de Kudüs'ün Müslümanlar için merkezi önemini vurgulayarak, İsrail'in Gazze Şeridi ve işgal altındaki Batı Şeria'daki saldırılarını kınadı ve uluslararası topluma harekete geçme çağrısı yaptı.

Hamas yöneticilerinden Mahmud Mardavi, perşembe günü yaptığı basın açıklamasında, "Kudüs, ümmetin merkezi meselesi ve asla kırılmayacak pusulası olarak kalacaktır," dedi.

Mardavi, Kudüs'ün sadece siyasi başkent olmadığını, aynı zamanda tüm ümmet için "inançsal, tarihi bir sembol ve birleştirici bir kimlik" olduğunu belirtti.

Mardavi, "Kudüs ve Filistin davası, tüm tasfiye ve önemsizleştirme girişimlerine rağmen ümmetin merkezi meselesi ve kırılmaz pusulası olmaya devam edecektir. Bu davadan taviz vermek veya Kudüs'ün Yahudileştirilmesine sessiz kalmak, şehitlerin fedakarlıklarına ve halkların tarihine ihanettir," ifadelerini kullandı.

Mardavi, Dünya Kudüs Günü'nde Filistin davasının "gelip geçici siyasi dosya değil, özgürlük ve insanlık onuru meselesi" olarak güçlü şekilde dile getirilmesinin önemine işaret etti.

Hamas yöneticisi, "Kudüs davası, Gazze'nin tanık olduğu her tufan ve kanlı sahneyle, Batı Şeria'da yükselen her intifadayla, diasporadaki her destek ve protesto eylemiyle yeniden canlanmaktadır. Dava ölmedi, aksine tüm tasfiye ve önemsizleştirme çabalarına rağmen yenileniyor ve güçleniyor," diye ekledi.

Gazze'deki duruma da değinen Mardavi, "Direnen Gazze'deki halkımız, mücadele tarihinin en acımasız dönemlerinden birini yaşıyor. Sürekli saldırganlık, tekrarlanan katliamlar ve boğucu insani kriz, uluslararası sessizlik ve bölgesel suç ortaklığı ortasında devam ediyor. Ancak halkımız hâlâ toprağına ve hakkına tutunuyor, katliam ve soykırım makinesine kırılmaz bir direniş ve yenilmez bir iradeyle karşı koyuyor," değerlendirmesini yaptı.

Mardavi, içerideki ve diasporadaki Filistinlilerin "tek bir siperde durduğunu ve farklı araçlarla ama işgalden mutlak kurtuluş, topraklara geri dönüş ve başkenti Kudüs olan bağımsız devleti kurma hedefiyle savaştığını" vurguladı.

Hamas yöneticisi, Arap ve İslam ümmetini "sessizlik halini kırmaya ve şekilsel beyanlar dairesinden çıkarak Filistin'e, Kudüs'e ve ümmetin merkezi davasına itibarını iade edecek gerçek eylemlere geçmeye" çağırdı.

'Filistin halkının direniş mirasının devamı'

İslami Cihad Hareketi tarafından yapılan açıklamada ise Dünya Kudüs Günü ve Toprak Günü'nün, Filistin halkının direniş mirasının devamı olduğu belirtildi.

Açıklamada, "Bu mübarek Ramazan günlerinde, Dünya Kudüs Günü ve Toprak Günü anılarını yâd ederek, mücadelemizin ve direnişimizin, bugünün tanıklık ettiği ve tarihin ölümsüz bir destan olarak kaydedeceği, kesintisiz bir direniş mirası olduğunu dünyaya ilan etmek için dimdik duruyoruz," denildi.

İslami Cihad, Dünya Kudüs Günü'nü, "Arap ve Müslümanlara, başta Mescid-i Aksa olmak üzere Filistin'deki kutsal değerler düşmanların elinde rehin kaldıkça onurları ve gelecekleri olmayacağını hatırlatma günü" olarak tanımladı.

Açıklamada, "Bu gün, gece gündüz ümmeti bölmeyi, aşağılamayı ve zayıflatmayı planlayan düşmanların elindeki kutsallarımızı hatırlatır. Aynı zamanda, Filistin'e katliamlar, savaşlar ve yalanlarla ekilen gaspçı Siyonist yapının, bu bölgedeki ve hatta tüm dünyadaki şer, savaş ve krizlerin sebebi olduğunu tüm dünya özgürlerine hatırlatma günüdür," ifadeleri kullanıldı.

Hareket, Dünya Kudüs Günü'nü "tüm ümmetin ve dünya özgürlerinin çabalarını, zulüm ve zorbalığa karşı hak ve adalet için zafer kazanma gibi kader belirleyici tek dava etrafında birleştirme çağrısı" olarak niteledi.

Toprak Günü'ne de değinilen açıklamada, bu günün "Filistin halkının mübarek toprağına sarsılmaz bağlılığını somutlaştırdığı; yerinden etme ve tehcir projelerine karşı her zaman fedakarlık yapmaya ve direnmeye hazır olduğunu cesaretle ilan ettiği bir gün" olduğu belirtildi.

Açıklama, "Filistin'deki direniş güçleri, her Filistinli ailenin davası olan esirler davasına, kadınlar, çocuklar, siviller, sağlık ve medya ekiplerinden oluşan mazlum şehitlerin ruhlarına ve başta büyük komutanlar Mücahid İsmail Heniyye, Mücahid Yahya es-Sinvar, Seyyid Hasan Nasrullah, Seyyid Haşim Safiyuddin ve Mücahid Abdülaziz el-Minavi olmak üzere Kudüs yolunda tüm cephelerde şehit düşenlerin kanlarına sadık kalacaktır. Bu bir cihattır... Ya zafer ya şehadet," ifadeleriyle son buldu.

YDH