1. YAZARLAR

  2. Salih Tuna

  3. İmamoğlu açlık grevi yaparsa
Salih Tuna

Salih Tuna

İmamoğlu açlık grevi yaparsa

A+A-

Ekrem İmamoğlu ya cezaevinde açlık grevi yaparsa. Bununla da kalmayıp maazallah ölüm orucuna yatarsa!
Muhtemelen iktidar çevreleri bunu hiç hesaba katmamıştır... Yargının zaten böyle hesapları olmaz, kim ölmüş kim kalmış yargının umurunda olmaz. Gözünü kapatır, teraziyi tutturmaya bakar sadece. Zamanlama veya algı gibi bir derdi hiç olmaz. Yoksa "diploma usulsüzlüğünü" unuttururcasına yolsuzluk soruşturmasına başlamaz, uygun bir vakti beklerdi. Neyse...
Hadi İmamoğlu'nun açlık grevi neyse de Özgür Özel boykot işini ya ilerletirse!
Demem o ki, "Hangi kahveyi içerseniz için ama sakın Espressolab'dan içmeyin! İstiklal'de Demirören AVM var biliyor musunuz, karşı kaldırımdan geçin... Kilim Mobilya diye bir şey varmış, parayı sizden kazanıyormuş, haberi saraya yapıyormuş. Kilim Mobilya'yı evinize sokmayın... Bayram geliyor, uçak bileti, otobüs bileti, otel, ETS'den sakın ha! ETS'yi yerin dibine gömene kadar bize huzur yok..." şeklinde açıkladığı boykot listesini, "AKP'nin yaptığı okullara, üniversitelere, hastanelere gitmeyin, AKP'nin yaptığı tünellerden, köprülerden, yollardan geçmeyin, hele ki Marmaray'a sakın binmeyin..." diye genişletirse ne olacak?
Yani, CHP bir nevi kendi kendine sokağa çıkma yasağı koyarsa bunun bedelini kim ödeyecek?
Soru şudur: İktidar milyonlarca CHP'linin kendi kendini mağdur etmesine, eve hapsetmesine hazır mı bakalım?
Gülmeyin, bu çok ciddi bir soru(n)dur!
AK Partililer, "Hırsızlığı yapan CHP'li, ihbar eden veya suç duyurusunda bulunan CHP'li, hırsız CHP'liyi mahkûm eden de yargı, neden suçlu biz oluyoruz?" dedikleri gibi bu sefer de "Boykot eden de CHP'li, mağdur olan da CHP'li, bize ne?" deyip işin içinden sıyrılmaya mı çalışacaklar?
Hiç kusura bakmasınlar, o iş öyle değil. Memleketi yönetmeye talipsen mecburen CHP'lileri de yönetmek zorundasın. Çünkü onlar da "yurdum insanı" olarak nihayetinde bu memlekete dâhildir.
Hülasa, iktidar olmak kolay, CHP'yi idare etmek zordur. Bundan daha zoru CHP'nin CHP'liyi idare etmesidir.
Baksanıza, bunların Genel Başkanları Özgür Özel Saraçhane'de hançeresini yırtarcasına günlerdir konuştuktan sonra veda vakti gelince "Hadi evlere..." diyor, CHP'li genç çeriler "Biz seni mi dinlemeye geldik buraya?" karşılığını veriyor. Özgür Özel naçar "Ayıp, çok ayıp!" diye tepki gösterince de "Hee, ayıbın yolu kayıp..." diye dalga geçiyorlar.
En trajikomiği, CHP'li Mamak Belediye Başkanı meydanda toplanan CHP'lilere Gençliğe Hitabe okurken yaşandı... Adamcağız bir yerde Hitabe'yi yanlış okuyunca meydandan şappadak "yuh" sesleri yükseldi. Kürsüdeki bir kadıncağızın sükûneti sağlamak için doğrusunu okumaya çalışması da fayda etmedi, yuh sesleri meydanı kapladı. En sonunda içlerinden biri çareyi, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atmakta buldu. Tıpkı Atıf Yılmaz ustamızın Şekerpare filminde, esnafı rüşvete bağlayan Ziver Bey'in (Şener Şen) karakola baskın veren esnafı yatıştırmak için "Padişahım çok yaşa!" dediği gibi.
Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Mansur Yavaş da sanıyor ki CHP'liler kendilerine bayılıyorlar.
Yıllar yılı müstevli artıklarıyla birlikte beşinci kol faaliyeti yürüten algı operatörlerinin yerleştirdikleri AK Parti ve Erdoğan nefreti olmasa CHP'li genç çerileri nezdinde beş paralık değerleri yoktur.
Gözlerini AK Parti ve Erdoğan nefreti bürümüş sadece. Bu nefrete hizmet edenleri de güya seviyorlar. Gerçekte kimseye, kimseciklere sevgileri yok.
Cumhurbaşkanı'nın ölmüş annesine küfredecek kadar alçalmaları da onca vandallıkları da hep bu sevgisizliğin eseri.
Şuracığa yazıyorum: Erdoğan bugün AK Parti'ye kilit vurup siyasi arenadan çekilsin Özgür Özel'i yolda görse tanımazlar, İmamoğlu'nu Silivri'de unuturlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar