‘İzlenimimiz Önder ve Buldan’ın gideceği yönünde’
İmralı’da yapılacak görüşmeye ilişkin Artı Gerçek'e konuşan DEM Parti kaynaklar, kendilerine henüz bilgilendirme yapılmadığını belirterek, "İzlenimimiz Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan görüşmeye katılabileceği yönünde" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “DEM ile İmralı” görüşsün çağrısının ardından DEM Parti Adalet Bakanlığı’na İmralı ile görüşme başvurusunda bulundu. Bir aya yakındır henüz bir gelişme yaşanmazken, partililer sürecin uzatılmaması gerektiği vurgusunda bulunuyor. Artı Gerçek’e konuşan bir partili henüz İmralı’ya yapılacak görüşmeye ilişkin bir bilgilendirme yapılmadığını belirterek, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın gidebileceği yönünde izlenimleri olduğunu aktardı.
‘İKTİDAR TEMKİNLİ, SURİYE SAHASI NETLEŞMEDEN ADIM ATMAYA NİYETLERİ YOK’
MHP’nin istikrarlı bir tutum içinde olduğunu ancak AKP'nin daha temkinli olduğunu belirten DEM Partili bir kurmay, iktidarın bu süreç içinde kamuoyunun nabzını tutmaya çalıştığını aktardı. Aynı kaynak sürecin uzamasına ilişkin, “İktidarın, Suriye’deki bazı dengelerin yerine oturmasını beklediklerini düşünüyoruz. Suriye sahası netleşmeden, burada çok adım atmaya niyetleri yok” açıklamasında bulundu. Bahçeli’nin daha gelecek perspektifiyle baktığını belirten DEM Partili kurmay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise güncele hapsolduğunu ve uzun erimli düşünmediğini aktardı.
‘İKTİDAR YENİ BİR SÜREÇ Mİ YOKSA ALGI MI YARATMAK İSTİYOR GÖRECEĞİZ’
Suriye’deki gelişmelerin görüşmelerde belirleyici bir rol aldığını belirten partili, bu sürecin yavaş ilerlemesindeki bir etkenin de bütçe görüşmeleri olduğunu aktardı. Aynı kaynak, “Diğer bir konu da bu görüşme trafiğinden ne bekledikleri de biraz süreci uzatan bir şey. Bu görüşmenin sonucundan ne çıkmasını istedikleri birazcık süreci de uzatan, öteleten nedenlerden birisi olabilir. Görüşmeden gerçek anlamda kafalarının arkasında bir barış, diyalog, yeni bir çözüm süreci meselesi mi var yoksa kamuoyunda bir algı yaratıp, Kürt seçmenin üzerinde yeniden bir pozitif algı yaratıp, bu pozitif algı üzerinden mi bir yol yürüme meselesi var, bunu bilemiyoruz” dedi.
‘İMRALI GÖRÜŞMESİ İLE TARTIŞMALAR NETLEŞMİŞ OLACAK’
DEM Partili kaynak, AKP’nin kendini sağlama alarak yol yürümeye çalıştığını belirterek, "öncelikleri kendileri, kendi ajandaları ve durduğu yer" dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durduğu yeri çok iyi tarif ettiğini, Kürt siyasal hareketinin ve bileşenlerinin de durduğu yeri çok iyi aktardıklarını belirten partili, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kürtler açısından bütünlüklü baktığınız zaman aslında bir çelişki yok, bir nifak yok, bir soru işareti yok. Herkes bir bütün olarak başlayacak bütün bu tartışmaların çözüm sürecine evirilmesini, gerçek bir barışa evrilmesini istiyor. Bunun için de elini taşın altına koymaya hazır. Ama AKP'nin gerçek anlamda bir çözüm isteyip istemediği bir belirsizlik içeriyor. İmralı'ya gidişten sonra bütün bu tartışmalar biraz daha netleşmiş olacak. İmralı'nın vereceği mesaja göre hükümetin tutumu belirleyici olacak. Şu andaki tutumda şunu görüyoruz; 23 Ekim'de Sayın Öcalan, tecridin devam ettiğini söyledi. Halihazırda tecridi devam ettiriyorlar, tecritte ısrar var. Bir sonraki görüşmede eğer olursa, o görüşmede Sayın Öcalan’ın söyleyeceği söze hükümetin nasıl tutum alacağı, nasıl adım atacağı, bütün o mesajı nasıl karşılayacağı, yeni bir süreç, yeni bir diyalog olacak mı olmayacak mı cevabını da hepimiz açısından verecek diye düşünüyorum.”
‘ÖCALAN’IN SURİYE’DEKİ GELİŞMELERİ GÖRMEK GİBİ TERCİHİ OLABİLİR’
DEM Partili kaynak, Öcalan’ın Kürt sorununun temel aktörü olduğunu belirterek, “Geçmiş dönemlerde de bu sorunu bütünlüklü görmüş birisi. Kuzeydoğu Suriye'yi, Rojava'yı Türkiye'deki Kürt sorunundan ayrı el almış biri değil. Kürtler derken de bütünlüklü bir Kürt'ten bahsediyor. Bir bütün olarak Kürtler açısından bir kazanım, gerçekten eşit, özgür, demokratik var olma meselesini önceliyor” dedi ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın Öcalan'ın Suriye'deki süreci, Suriye'deki diyalogları, Suriye'deki yeni geçiş dönemini, taşlarının oturmasını, buraya etkileri, buradaki hükümetin Suriye'deki gelişmeleri nasıl karşıladığını görmek gibi bir tercih olabilir. Ancak bunların her birisi spekülatif, yorum yapıyoruz. Sayın Öcalan ile yapılacak görüşme ile bu soruların yanıtlarını öğrenebiliriz. Şu an sadece yorum ve çıkarsama yapıyoruz. Ama bu hiç olmaz diyebileceğimiz bir şey değil. Dört parça Kürdistan'da Kürtler var ve Suriye'de şu anda yakıcı bir geçiş süreci yaşanıyor. Kürtlerin orada gelecekte Suriye'de var olmaları gibi çok temel bir mesele var. Kuzeydoğu Suriye yönetimi var, uluslararası güçler var, bir sürü denge var. Bütün bunlara buraya etkileri için o da bekleyelim, biraz görelim demiş olabilir.”
Aynı partili CHP’nin tutumuna yönelik ise şunları söyledi:
“Bu dönem açısından en temel şeylerden birisi bence bütün bu aşılmaz denilen eşikleri daha hızlı aşmasını sağlayan şeyin MHP'nin çağrısı ve Devlet Bahçeli’nin çağrısı olduğunu altına çizmek gerekiyor. Bu geçmiş dönemden çok özel, özgün ve çok önemli bir fark. Bunun yarattığı bir pozitif iklim oluştu ve bu pozitif iklimde de her siyasal parti aslında çok yakıcı olan, çok terörize edilmiş, çok kriminalize edilmiş, barışın çözümü gibi bir meselede çok daha rahat söz kurabileceği bir zemin açığa çıktı. Partilerin de bu anlamıyla bir iki parti hariç çok aykırı bir yerde durduklarını düşünmüyorum. En sosyal demokratından en sağına kadar birçok kesim sürecin ilerlemesi gerektiğini, süreci samimiyetle yaklaşılıyorsa sorunun çözülmesi için onların da katkı sunacaklarını çok özel ifade ettiler.”
Yaşanan sürece ilişkin herkesin güven sorunu yaşadığını belirten aynı kaynak, CHP’nin geçmiş dönemlere nazaran daha iyi bir pozisyon aldığını aktardı. Özgür Özel'in ‘tarihin doğru tarafında yer almak istiyoruz’ sözlerinin önem taşıdığını belirten DEM Partili kurmay, şu değerlendirmede bulundu:
‘CHP’NİN PROJESİ YOK, DAHA ETKİN ROL ALMALI’
“Kürt’ün kendini ait hissettiği bir ülke, bir devlet ya da o kavramsallaştırmalarla ifade edilen şeyin kendisi çok kıymetli. Ancak CHP’nin bir projesi yok. Ana muhalefet partisi ama bir çözüm formülü halihazırda oluşturabilmiş ve toplumun önüne koyabilmiş değil. Oysa ki ana muhalefet partisi karakter olarak sosyal demokrat bir parti, en fazla Kürt sorunu üzerine görüşmesi gereken, en fazla konuşması gereken, en fazla yol haritası sunması gereken bir parti pozisyonunda ve CHP’nin daha etkin bir rol oynaması gerekiyor. Sadece bir söz söylediğinde ona yanıt oluşturan, doğrudur, yanlıştır ya da biz böyle düşünüyoruz denilen yerden çıkmalıdır. Daha somut yol haritasını içeren bir değerlendirme yapmalıdır. Bu anlamıyla yetersiz olduğunu ifade etmek gerekiyor.”
Kürt sorunun 85 milyonu ilgilendiren bir sorun olduğunu söyleyen partili, bu meselenin AKP ve MHP’nin sınırlarında bırakılmaması gerektiğini aktardı. Aynı partili, tüm kesimlerin bu soruna ilişkin söz söylemesi ve yol yöntem önermesinin önemli olduğunu vurguladı. Kürt sorunu üzerine yapılan tartışmaların pozitif etkilerinin olduğunu belirten DEM Partili kurmay, MHP gibi milliyetçi kodları olan bir partinin tecrit ve Öcalan’ı aktör olarak görmesinin önemine işaret etti. Yapılan değerlendirmeler ve tespitler olmadan yola çıkmanın mümkün olmayacağı belirten aynı partili, şu değerlendirmelerde bulundu:
‘EZBERLERİ BOZMAK KOLAY DEĞİL, DAHA İYİ BAŞLANGIÇ YAPABİLİRİZ’
“Bu sorunu sadece AKP ve MHP’nin inisiyatifine bırakmadan hep beraber bunun altını nasıl dolduracağımızı konuşmamız gerekiyor. Kürt sorunu ilişkin tespitimiz hepimizin var ve çözülmesi için hepimiz ortaklaşıyoruz. Aktörlerde de çok zaman ortaklaşıyoruz. O zaman Kürt sorunun hep beraber konuşabiliriz. Sorunu konuşmaya başladığımızda, asıl çözümü de konuşmanın şansı açığa çıkacaktır. Tartışmalar içerisinde ilerletici bir yere evrilebileceğini düşünüyorum. Tabii ki bu konularda hemen yol alınır, hemen sorunlar çözülür, hemen bu tartışmalar tükenir diyemeyiz. Türkiye'nin realiteleri var, siyasetin kodlanmış başlıkları var ya da kendini herkesin konumlandırdığı ideolojik, politik bir yer var, tahkimiüüüyet diye bir yer var. Buraları aşmak, bu ezberleri bozmak çok kolay değil ama ben geçmişe göre daha iyi bir başlangıç yapabileceğimize dair en azından inancımı koruyorum.”
‘İZLENİMİZ BULDAN VE ÖNDER’İN GİDECEĞİ YÖNÜNDE’
Bir süredir kulislerde İmralı’ya yapılacak ziyarette Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın isimlerinin konuşulduğunu ve bu yönde kendilerine bir bilgilendirme yapılıp yapılmadığını sorduğumuz partili, henüz kendilerine resmi bir bilgilendirme yapılmadığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Eş başkanlarımızın başvurusu var ancak yapılan haberlere baktığımızda Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in ismi geçiyor. Biz de şöyle bir çıkarsama yapıyoruz, bizim de izlenimimiz ilk görüşmede Sırrı Bey ve Pervin Hanım'ı gönderecekleri gibi. Ama muhataplar bize gelmiş, bize sormuş, bizimle konuşmuş, bize bilgi vermiş değil.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.