1. YAZARLAR

  2. Yusuf Ziya Cömert

  3. Kendilerini devletin sopası zannettiler
Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Kendilerini devletin sopası zannettiler

A+A-

İnsanların önemli bir kısmı fazla garantici.

Bir mürşide intisap edeceklerse mürşidin keramet gösterdiğine inanmak istiyorlar.

“Efendi hazretleri benim ne soracağımı bildi, ben sormadan cevabını verdi.”

Böyle şeyler herkesin başına gelebilir. Susarsın, cevabını alırsın. Belediye otobüsünde giderken bile, televizyon seyrederken bile.

Denk gelir. Tesadüftür. Ya da istiyorsan tevafuktur.

Tesadüf deme, şirk olur.

Abicim, artistliğin lüzumu yok, tesadüf de başıboş değildir.

Mürşid, Cenab-ı Allah ile temas halinde değilse onun elini niye tutayım?

Tut elini, gerisin merak etme. Dur, bırak kendini gassalın önündeki meyyit gibi. O, ruz-i cezada gelir, bizi azaptan kurtarır.

Kendisini kurtardı mı ki bizi kurtaracak?

Böyle yapınca aklını kiraya vermiş olmuyorsun.

Aklını süresiz izne çıkarmış oluyorsun.

Artık akılsız yaşayacaksın. Ya da başkasının aklıyla...

Cemaat, tarikat ilişkilerinde vardır böyle muğlak bir zemin.

Akl-ı selim sahiplerini tenzih ederim.

Akletmek farz.

Akletmeyi ‘neshederek’ doğru yere varamazsın.

Başkasının aklıyla yanlışı doğru, doğruyu yanlış görebilirsin.

Bir çeşit körlük.

Çalınmış sorularla sınav kazanmak.

İşe girmeyi hak eden birinin hakkını çiğneyip işe ‘bizden’ birini sokmak.

Allah’ın adalet istemediğini mi düşünüyorsun?

Var öyle tipler. Allahu Teala kendi partilerini tutuyormuş, kendi cemaatlerini kolluyormuş, gözetiyormuş gibi davrananlar.

Öyle bir özgüven vardı Fethullah Gülen’in örgütünde de.

‘Guguk kuşu’ metoduyla emniyeti büyük ölçüde kontrollerine almışlardı.

Yargıda da hakimiyet kurmuşlardı.

Maliyedeki örgütlenmeleriyle iş dünyasını da sindirmişlerdi.

TSK’da da güçlüydüler. Genelkurmay’ın personel başkanlığı ellerindeydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaveri bile onlardandı.

(Arkadaşım Mehmet Ocaktan’ın Akşam gazetesinde attığı ‘Karargâhta 40 paralel general” manşetini hatırlıyorum. Bütün taraflar tekzip etmişti haberi. Halbuki haber doğruydu, tekzipler yalandı.)

Her tarafa hâkim olmanın verdiği özgüvenle 17-25 Aralık operasyonuna cüret ettiler.

Yargıdaki ve emniyetteki hakimiyetleriyle iktidarı devireceklerini düşündüler.

Aslında sarstılar da.

Ak Parti ve Erdoğan, Meclis’teki yasama yetkisini kullanarak ilk sarsıntıyı atlattı.

Kuvvetli bir mücadele başladı.

(Bizim Star’da attığımız “7500 kişiyi dinlediler” manşeti de unutmadığım manşetler arasındadır. Dinlenen telefonlar listesinde benim numaram da vardı. Daha sonra kendi ‘tape’mi okumak da kısmet oldu. İtiraf edeyim, beni doğrudan dinlememişler, bir arkadaşımı dinlerken beni de dinlemiş olmuşlar. Bu, tek bir dinleme paketi. Belki başka bir pakette beni de dinlemişlerdir.)

Kasetler, telefon dinlemeler, kumpaslar, hileler, hurdalar…

Örgüt, iktidarın yanlışını göstermeyi hedeflerken kendi kirliliğini de gösterdi.

Dini bir cemaat kisvesiyle her türlü pis operasyonun içine girdikleri aşikâr oldu.

Halkın itimadına mazhar olamamalarının bir sebebi de bu kirliliktir.

Aynı özgüvenle 15 Temmuz’a cüret ettiler.

Devletin sopasını yemedikleri için mi?

Zannediyorum, devletin sopasının kendileri olduğunu düşünüyorlardı.

Akıl alır gibi değil!

TSK’nın uçakları Meclis’i bombalıyor, çevik kuvveti bombalıyor, özel harekâtı bombalıyor.

Askerler, korumakla yükümlü oldukları yurttaşlara, ülkenin gençlerine, çocuklarına ateş açıyor, mahallenin insanlarını öldürüyor.

Bir dini cemaat bu kadar vahşi olabilir mi?

Olabileceğini görmüş olduk.

Bu kadar vebalin altından kalkılabilir mi?

Kalkılamaz.

Sonra, bir kısmı suçlu oldukları için, bir kısmı da bir faizsiz bankanın önünden geçtikleri için sayısız insan cezaevine girdi.

(‘Önünden geçme’ lafında abartı var, farkındayım. Herkes gerekli tenzilatı yapabilir.)

Suçlular girsin.

Suçu olmayanların hesabını kim verecek?

Bu noktadan sonrası ahirete taalluk ediyor.

Ahiret komiserliği yapmak bana uygun değil.

Ama teferruata girmeden itikat ettiğim şeyi söyleyebilirim.

Fetö dahil, sorumluluğu olan herkes.

Önceki ve Sonraki Yazılar