1. YAZARLAR

  2. Yusuf Ziya Cömert

  3. Masanın öbür tarafına geçince
Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Masanın öbür tarafına geçince

A+A-

Son zamanlarda zuhur eden güzel şeylerden biri, Filistin İçin 1000 Genç.

Herhalde beni içlerine almazlar. Ben bu yaştan sonra ancak adı Filistin için 1000 ihtiyar olan bir gruba iştirak edebilirim.

İtiraz ediyorlar.

Neye?

Soykırıma.

İsrail’le iş birliği yapmadıklarını ısrarla söyleyen siyasetçiler dahil herkesi sorguluyorlar.

İlk ortaya çıktıkları günlerden beri kolluk kuvvetlerinden, devlet yetkililerinden kötü muamele görüyorlar.

İlk hatırladığım İstiklal Caddesi’nde yaptıkları gösteri.

Şu bir ajans haberi.

AA’nın haberi değil. ANKA’nın.

"Filistin İçin Bin Genç" grubu tarafından İstiklal Caddesi'nde Filistin'e destek eylemi yapıldı. “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Nehirden denize özgür Filistin” ve “İsrail’e kınama yetmez, ticareti kes” sloganları atan eylemciler, kınamayla yetinilmemesini istedi. Bir süre sonra eylemcilerin çevresi çevik kuvvet tarafından kuşatıldı. Eylemcilerden çoğu aşırı tokat ve tekmeyle şiddet uygulanarak ters kelepçe ile gözaltına alındı.”

Habere göre 1’i çocuk 43 genç gözaltına alınmış.

Haber başta Karar olmak üzere birçok mecrada çıktı.

Hatırladığım son haber de TRT World Forum’da İsrail’le ticareti protesto eden 9 gencin gözaltına alınıp tutuklanması.

Gençlerden biri “Siyonistler faaliyetlerini denizlerimizde ve limanlarımızda sürdürüyor” diye bağırmış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gence “Yavrum siyonistlerin burada dili, ağzı olma” demiş.

Genç adamın söylediklerinin siyonistlerin ağzı dili olmakla ne alakası var?

Tam tersi. Genç adam siyonistlere destek olmayalım diye çırpınıyor.

Mamafih, “yavrum” ifadesi şefkat çağrışımı yapan bir ifade.

Fakat çocuklar yine sert bir şekilde gözaltına alınıyor, ardından tutuklanıyor.

Sonradan serbest bırakıldıklarını da belirtmemiz lazım.

Gençler bazen anlı şanlı ‘şafak operasyonları’na da maruz kalıyorlar.

Bazen Ak Partili bakanların, vekillerin konuştuğu toplantılarda da gözaltına alınıyorlar.

Bursa’da, seçim toplantıları sırasında eski bakan Mustafa Varank konuşurken de gözaltına alınmışlardı.

Varank’ın böyle bir şeye müsaade etmemesi gerekirdi diye düşünmüştüm.

Makul, tutarlı ve doğru bir açıklama yerine neden gözaltı, kötü muamele?

Belli ki gençlerin, İsrail’le alışverişlerin bir şekilde devam ettiğine dair kuvvetli şüpheleri var.

Hepimizin var.

Keza, Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan hattı üzerinden İsrail’e nakledildiğine dair.

Ak Parti milletvekili Özlem Zengin “Biz borunun içindeki petrole karışmıyoruz” demişti. Varil başına 1 dolar 27 sent kazandıklarını da Özlem Zengin’den öğrenmiştik.

Bu hattan petrol sevk eden şirketlerin Türkiye’nin hassasiyetine riayet ederek İsrail’e petrol sevkiyatı yapmadıklarını söylemişti ve eklemişti:

“Buradan gelen petrol dünyanın farklı yerlerine dağılıyor nihayetinde.”

Dağılırken İsrail’e de gider mi gitmez mi?

Yani hala ikna edici bir açıklama yok.

Bildiğim kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın menşei de o gençlerinkiyle hemen hemen aynıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mazisinde de Filistin, Kudüs mitingleri eksik değildir.

Aslında biz hepimiz, protesto eden, eleştiren, itiraz eden taraftaydık.

Polisin copunu salladığı tarafta.

Gözaltına alınan tarafta.

Ak Partililerin bu gençleri siyonizmle yaftalamaya uğraşmak yerine kendi hatıralarının hatırına anlamaya çalışması daha doğru olurdu diye düşünüyorum.

Sadece masanın diğer tarafına geçtiler.

Masanın diğer tarafına geçince her şey bu denli değişir mi?

Birden hatırıma geldi. Çok eskiden dinlediğim ya da okuduğum bir dini hikâye.

Saliha bir kadın evinin penceresinden sokağa bakıyor.

Tesettüre pek riayet etmemiş.

Şehirde dedikodu var. Filan kadın pencereden bakıyordu, saçı görünüyordu ve saire.

Güya ehli irfandan bir zat da kadını o halde görmüş.

Neden böyle yapıyorsun diye sorma ihtiyacı hissetmiş.

Kadın, o zatı içeri çağırmış. Gel buradan bak demiş.

O zat, kadının baktığı pencereden bakınca ne görse iyi?

Sokakta insan falan yok.

Yılanlar, çiyanlar, böcekler, irili ufaklı hayvanat gelip geçiyor.

“Bunların nesinden sakınayım?” demiş güya o saliha kadın.

Hikâye bence de pek tutarlı sayılmaz.

Ama masanın öbür tarafına geçince bu taraftakiler börtü böcek gibi mi görünüyor sorusu için uygun.

Önceki ve Sonraki Yazılar