1. YAZARLAR

  2. Nasuhi Güngör

  3. MHP'den Misakı Milli vurgusu
Nasuhi Güngör

Nasuhi Güngör

MHP'den Misakı Milli vurgusu

A+A-

Bir yandan ABD seçimlerinin sonucunda ortaya çıkan yeni durumu anlama çabası; diğer yandan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin peş peşe yaptığı konuşmalarda ortaya çıkan öneriler. Gündemin iki ana konusu özetle böyle.

Bahçeli’nin Türkiye’nin etrafındaki mevcut tehditleri de merkeze alarak yaptığı önerinin, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından nasıl karşılandığı, aralarında görüş ayrılığı olup olmadığı ve varsa bunun nelere kapı aralayacağı uzun uzun tartışıldı. Nihayet iki liderin geçtiğimiz perşembe akşamı yaptığı baş başa görüşmeyle, Cumhur İttifakı içinde ana çerçevede bir görüş ayrılığı olmadığı bir kez daha vurgulanmış oldu.

Bu görüşmeden birebir kulis yazan ve aktaran henüz olmasa da, gerçek anlamda bir görüş ayrılığının olmadığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önceki beyanları da dikkate alınarak rahatlıkla söylenebilir. Bu durumu önceki yazıda özetle şöyle tarif etmiştim. İttifak içinde görüş ayrılığı olmasıyla, farklı yaklaşımlar sergilenmesi arasındaki dağlar kadar mesafe var. Ancak üzerinde mutabık oldukları ana zeminde bir çatlama ya da ayrışma söz konusu değil.

KİM NEYİ MERAK EDİYOR

İttifak içinde ayrılık olup olmadığı merakının, siyaseten birden fazla odağı var kuşkusuz. İlk sıraya, kendi içinde birbirini kollamayı çoktan bırakıp “dosya”lar üzerinden rekabete giren muhalefeti yazabiliriz. Doğal bir refleksle, muhalefet içindeki güç çatışmalarının geri planda kalması için, Cumhur İttifakı’na yönelik bir hamle yapılıyor.

İkincisi, Devlet Bahçeli’nin işaret ettiği çerçevenin, farklı tanımlarla olsa bile varlığı ortada olan sorunun çözümüne katkısını gerçekten merak edenler. Sözgelimi DEM tarafı başta olmak üzere belli siyasi çevreler, kendilerinin bile hala şaşkınlıkla karşıladığı bir yeni yaklaşımın, ittifak ortakları arasında ne denli “ortak görüş” olduğunu anlamaya çalışıyor.

Üçüncü sıraya, bizatihi ittifakın ortağı olan partilerin kendi içinde ve tabanında ortaya çıkan soruları yazabiliriz. Türkiye’nin 40 yıldır ağır şartlar altında mücadele ettiği, büyük zararlara ve kayıplara uğradığı bir sorunun; bölgemizdeki yeni gelişmeler üzerinden kazandığı/kazanacağı boyutlar herkesi olduğu gibi onları da yakından ilgilendiriyor. Son 45 gündür tartışılan yaklaşım ve başlıkların, nasıl bir yol haritasına sahip olduğu, sürecin nasıl yönetileceği ve bu durumun kendi siyasi zeminlerine hangi boyutta etkileri olacağı, gerek AK Parti, gerekse MHP tabanında da yoğun biçimde tartışılıyor.

MHP'DEN MİSAKI MİLLİ VURGUSU

Tam da böyle bir dönemde iki partinin de Türkiye’yi kuşatan ölçekte gerçekleştirdiği faaliyetleri var.

MHP, Türkiye’nin dört bir yanında “Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru Türkiye” toplantıları düzenliyor. Bu toplantıların gündeminde son dönemin ana başlığı geniş yer buluyor. Partinin üst düzey yöneticileri, Bahçeli’nin PKK elebaşı Öcalan’la ilgili yaptığı önerinin çerçevesini anlatıyor.

Şu cümleler Elazığ’da gerçekleşen toplantıda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım’a ait: “Devlet Bahçeli, ‘Ben bu hamleyi yaparsam MHP’ye oy gelir ya da oy kaybeder’ hesabında değil. ‘Ben bu hamleyi yaparsam toprak vermem, devletin ve vatanın bütünlüğü devam eder. Sıkıntıyı çekeceksem ben çekerim. Ama bu hamleyi yapmazsam Türkiye toprak kaybeder. O zaman iktidarı ne yapayım?’ anlayışında.”

Samsun milletvekili Prof. Dr. İlyas Topsakal’ın Samsun’daki değerlendirmelerini de kısaca aktarmak istiyorum: "Büyüklerimiz Cumhuriyet kurulurken Kürtleri Misakı Milli'nin içinde saymışlar ve sınırlarımızı ona göre belirlemişlerdir. Bizim liderimizin sözlerini iyi dinleyin. 'Misak haktır' demesi, her konuşmasında misaka dair atıfta bulunması tesadüfi değil, bizatihi derin bilginin tezahürüdür. Büyük liderler en kritik zamanda kimsenin söyleyemeyeceği doğruları söyler ve milletine büyük ufuklar açar.”

Prof. Topsakal da genel başkan yardımcısı ve milletvekilliğinden önce de önemli sorunlara dair hazırlanan raporlara katkı sağlamış bir isim.

Bu konuşmaları ve olup biteni tabana anlatma çabalarını iki bakımdan önemli buluyorum. Birincisi MHP’nin, bizzat lideri tarafından ortaya konulan çerçeveyi, tabana yayma konusunda kararlı olması. İkincisi, bu meselelerin milliyetçi camia içinde farklı boyutlarıyla ele alınmasının sağlanması.

AK Parti’ye gelince. Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in koordinasyonunda gerçekleşen kongre sürecinde, aynı zamanda Ortak Akıl başlığı altında toplantılar yapılıyor. Bu çalışmaların kongreye yönelik boyutları kadar, teşkilattan ve tabandan gelen görüşleri, öneri ve eleştirileri değerlendirmek gibi bir hedefi var. Burada ele alınan konuları ve ortaya çıkan başlıkları da yarınki yazıya bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar