1. YAZARLAR

  2. Yıldıray Oğur

  3. Michelle Nwando Opara’ya ne oldu?
Yıldıray Oğur

Yıldıray Oğur

Michelle Nwando Opara’ya ne oldu?

A+A-

Michelle Nwando Opara’ya ne oldu?

Her şey 27 Mart 2023 günü CİMER’e Bağcılar’dan gönderilen, ismi açıklanmayan bir kişinin ihbarıyla başladı:

“Eski pkk hükümlüsü ve şu anki iyi parti üyesi reyap hastanesi yenidoğan yoğun bakım doktoru fırat sarı ve ilker gönen ssk yı dolandırmaktadır.Reyap hastanesi beylikdüzü medilife hastanesi bağcılar şafak hasnesi doğa hastanesi medicine bağcılar hastanesi eski olarak ethica hastanesi duygu hastanesi ve birçok hastanenin yenidoğan yoğun bakımlarını kiralayarak gece nöbetçi doktor bulundurmadılar ve insani ve tıbba uygun olmayan koşullar ve bunun gibi birçok sebepten birsürü bebek insanlık dışı bir şekilde öldü bu şahıslar 1. Basamak olan hastayı epikrizlerde hep 3. Basamak göstererek ve 112 komuta kontrol merkezine rüşvet vererek bebek satın alarak kaç yıldır milyonlarca tl para kazandılar ve yüzlerce bebeğin ölümüne sebep oldular bu satılan bebekler fırat sarı ve ilker gönenin yoğun bakımlarında kötü şartlar altında can verdi bebek ölümlerinin durması için bu kan emici vatan hainlerine dur denmeli dediğim hastaneler ani bir şekilde baskınla denetlenirse demek istediğimi çok iyi anlarsınız bu ölen bebekler sizinde bebeğiniz olabilir aziz devletimin gerekeni yapacağından hiç kuşkum yoktur.’’

İhbarın hızlı bir şekilde dikkate alındığı görülüyor. İhbardan bir ay sonra 5 Mayıs 2023’de İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek konuyla ilgili soruşturma açılmasını istedi.

İddianameden soruşturmanın hızlı ilerlemesinde etkili olduğu anlaşılan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastanelerin denetiminden sorumlu birimin yetkilisi Doktor Malik Türkay Esin, 22 Mayıs 2023 günü Emniyet’e bilgi sahibi kişi olarak ifade verdi.

İfadeden Yenidoğan Çetesi’ni İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün CİMER’deki ihbardan iki ay önce tespit ettiği anlaşılıyor:

“Ben halen İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünde özel hastanelerin denetiminden sorumlu birimin yetkilisiyim. 2023 yılının Ocak ayında yapmış olduğumuz hastane denetimleri esnasında bazı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde doldurulması gereken defterlerin doldurulmadığını gördüm. Ayrıca bebeklerin dosya üzerinde gösterilen sağlık durumları ile fiili sağlık durumlarının uyuşmadığını örneğin entübe olarak kayıtlı gösterilen bebeğin gayet sağlıklı ve nefes alabilir durumda olduğunu gördük. Durumu hastane yetkililerine sorduğumuzda az önce düzeldi gibi cevaplar aldık. Hatırladığım kadarıyla bu hastanele Zeytinburnunda bulunan Özel Santa Plus Hastanesi, Bayrampaşada bulunan Özel Baypark Hastanesi vardı. Ayrıca yine bu durumda olan başka hastanelerde vardı. Ancak şuanda isimlerini hatırlayamamakla birlikte evraklarını daha sonra size teslim edebilirim. Ben daha önceki tarihlerde 112 Acil Sağlık Başhekimliği yaptım. Burada görev yaparken kulağımıza 112 çalışanlarının para karşılığında hastaları sürekli aynı hastanelere yönlendirdiği duyumlarını alıyorduk. Özel hastanelerde görmüş olduğumuz durumlar ve kulağımıza gelen duyumlar üzerine denetimleri sıklaştırdık. Yapmış olduğumuz denetimlerde yoğun bakımdaki bebeklere ait tedavi dosyalarının günlük olarak doldurulmadığını, bazı tedavi şekillerinin bebeğin durumu ile uyumlu olmadığını tespit ettik. Bu konudaki tutanaklarımızın bir kısmını istenildiği takdirde ibraz edebiliriz. Ayrıca yaptığımız denetimler sırasında Özel Reyap Hastanesinde çalışan Fırat SARI isimli doktor ile Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalıştığı söylenen yenidoğan doktoru İlker GÖNEN’in birlikte özel hastane yönetimlerini ziyaret ederek sizin yenidoğan ünitenizdeki gelirinizi artırabiliriz, bu sayede SGK’dan yüksek ücret tahsil edebilirsiniz diyerek yenidoğan yoğun bakımlarını devraldıklarını ve buraların sürekli dolu kalmasını sağlayarak üst sınırdan SGK’dan ücret tahsil ettiklerini duyduk. Ayrıca anlaşma sağladıkları özel hastanelerin yoğun bakımlarına irtibat amacıyla bir sağlık personeli koydukları ve bu kişilerin yatak boşaldıkça 112’de anlaşmalı oldukları kişileri arayarak yoğun bakıma yeni hasta getirilmesini sağladıklarını ve bunun karşılığında da 112’de çalışan bu kişilere aylık hak ediş adı altında belli ödemeler yaptıklarını öğrendik. Burada yapılan işlemde bebekler yeni doğduğunda kısa süreli yada uzun süreli yoğun bakım ihtiyacı duymaktadır. Bebeğin doğduğu hastanede yoğun bakım yeterli sayıda yok ise başka bir hastanede yer bulmak üzere doktor 112 nakil birimini arar. Bebeğin durumunu bildirerek uygun bir yoğun bakım bulunmasını ister. Nakil birimindeki 112 görevlisi de ekranlarında kamu hastanelerinde boş yatak olup olmadıklarına bakar eğer yok ise özel hastaneler ile kurumun resmi ve kayıt altına alınan telefonundan arayarak boş yatak bulmaya çalışır. Ancak kulağımıza gelen duyumlarda 112 nakil birimi çalışanlarından bazılarının resmi kanaldan yapmaları gereken bu görüşmeyi kendi özel telefonları ile yaparak istedikleri hastaneye yönlendirerek çıkar sağladıkları ve yapmış oldukları usulsüzlüğü gizlemeye çalıştıklarını öğrendik. Bu duyumlardan sonra bu duyumlarla aynı nitelikte olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezinin 27.03.2023 tarih ve 2302695203 başvuru numaralı isimsiz ihbar İl Sağlık Müdürlüğüne geldi. Bizde bu durumu emniyete bildirme ihtiyacı hissettik.”

Bu ifadeyi okuyunca insanın aklına aynı şüphe düşüyor.

Acaba bu tespitlere rağmen neden İl Sağlık Müdürlüğü Ocak ayında düğmeye basmadı?

Ve yine acaba CİMER’e ihbarı yapanlar ile İl Sağlık Müdürlüğü’ndeki tespitleri yapanlar aynı kişiler miydi?

Soruşturmayı açmak için mi CİMER ihbarı ile Cumhurbaşkanlığı’nı konuya dahil etme yöntemi mi seçildi?

Bu şüpheleri şimdilik bırakıp iddianameden devam edelim.

İddianameye göre savcılığın talimatıyla Haziran 2023’den itibaren başta doktor Fırat Sarı olmak üzere Yenidoğan Çetesi’nin mensupları hakkında telefon dinleme kararları çıkarıldı.

Yani Yenidoğan Çetesi Haziran 2023’den bu yana takipteydi.

Savcı şebekenin korkunç suçunu şöyle tarif etmiş:

“Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat SARI ve çalışanı olarak görülen Dr. İlker GÖNEN İstanbul ili içerisinde birçok özel hastanenin yeni doğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla alıp, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaşmış oldukları bu hastanelerin yeni doğan birimlerine yerleştirerek, 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü olan Gıyasettin Mert ÖZDEMİR, 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan Fehmi ALPEREN, il dışı hasta sevklerini yapan Serdar YÜKSEL ve o dönemde yine Esenyurt Belediye Başkanlığı Sağlık Hizmetlerinde çalışan Renas KILIÇ aracılığıyla devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları kurmuş oldukları suç örgütü sayesinde keşfedip kendi anlaşmalı oldukları hastanelere tedavi yöntemleri uygun olup olmadığına bakılmaksızın alması ve alınan bebek hastaların hayatın olağan akışına aykırı olacak kadar hastanede uzun sürelerde kalmasını sağlayıp SGK’dan yüksek miktarda ödeme alınmasını neden olarak kamu kurumunu zarar uğrattıkları aynı zaman da uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölümüne sebebiyet verdikleri değerlendirilmektedir.”

Yani ortada sadece bir grup yoldan çıkmış doktor ve hemşire yok.

İddianamede 19 hastanenin ve hastanelerin bağlı olduğu şirketin adı geçiyor.


Bazı özel hastaneler doğrudan gelirlerini artırmak için yenidoğan servislerini Fırat Sarı ve şirketine vermişler ve bu suça ortak olmuşlar.

Medilife gibi bazı özel hastanelerin Fırat Sarı ce “Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi” ile ilişkisi ise İstanbul’da sayıları az olan Yenidoğan Acil Servis doktoru (neonatolog) olarak Dr. Fırat SARI’nın ortağı Dr. İlker GÖNEN ile çalışmaları.

Sarı, yerleştiği hastanelerdeki bazı hemşire ya da sekreteleri de şebekesine dahil etmiş.

Fakat işte tam da sorun burada başlıyor.

Soruşturma hızlı bir şekilde başlıyor ama çete üyelerinin telefonları dinlenirken suçlar işlenmeye yani bebekler ölmeye devam ediyor.

Bunu nereden anlıyoruz?

İddianamede maktul olarak geçen 10 bebeğin doğum tarihlerinden.

Bebeklerin biri hariç tamamı soruşturmanın başlamasından sonra, çete üyelerinin telefonları dinlenirken doğmuş, soruşturma sürerken de ölmüş.


Havanur (15 Ağustos 2023)

Michelle Nwando Opara (8 Mart 2023)

Öykü (28 Kasım 2023)

Ayaz (26 Kasım 2023)

Kaya (13 Kasım 2023)

Mive Serdarova (30 Ağustos 2023)

Melek (21 Haziran 2023)

Kerem (14 Ağustos 2023)

Roua Kadan ( 5 Temmuz 2023)

(Maktul bebeklerden üçünün yabancı olduğu anlaşılıyor. Biri Afrikalı (ülkesi yazılmamış), biri Suriyeli, biri de Orta Asya ülkelerinden birinden (yine ülke ismi yok)

Maktul bebeklerin hepsi de soruşturma sürerken, örgüt üyelerinin telefonları dinlenirken ölmüşler.

Peki neden bebekler ölürken soruşturmayı yapanlar çeteye müdahele etmemiş?

Bu sorunun cevabını Michelle Nwando Opara bebeğin trajik hikayesi üzerinden arayalım.

Çünkü en büyük maktul o!

Altı aylıkken bu çetenin eline düştü ve hayatını kaybetti.

İstanbul’da yaşayan Afrikalı bir ailenin kızı olarak 8 Ağustos 2023’de Esenyurt’ta bir tıp merkezinde doğmuş Michelle Nwando.

Altı aylıkken 14 Ocak 2024 günü sabah erkenden 32 yaşındaki babası Benedict Nnayereugo, şiddetli öksürük ve soğuk algınlığı şikayeti ile Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne götürmüş.

Doktor bir akciğer enfeksiyonu olan RSV teşhisi koymuş ve hastaneye yatırmış.

3. günün sonunda doktor “Buranın yoğun bakımı 1 aylık bebekler için bir yer, sizin bebeğiniz burada kalırsa ölür, ona yeni bir hastane bulun” demiş.

Çaresiz aile İstanbul’da yetişkin bebekler için yoğun bakım ünitesi olan bir hastane aramış ama bulamamış.

Tam bu sırada yoğun bakımdan sorumlu olan doktoru devreye girmiş ve onlara “Beylikdüzü Birinci Hastanesi’nde yer olduğunu buraya geçebileceklerini” söylemiş.

Aynı doktor Birinci Hastanesi’nin günlük ücretinin 7000 TL olduğunu, bebeğin 2 hafta tedavi olması sonucunda sağlığına kavuşacağını da söylemiş, tabii çaresiz aile bunu kabul etmiş.

Bu doktorun kim olduğu iddianameye yazılmıyor. Ama hastanenin Yenidoğan yoğun bakım servisinim anlaşmalı neonatologu Dr. Fırat SARI’nın ortağı Dr. İlker GÖNEN.

Bebek Beylikdüzü Birinci Hastanesi’ne ambulansla sevk edilmiş.

Baba hemen girişte beş günlük yatış ücreti olan 35.000 TL’yi peşin ödemiş.

Ama altı aylık bebek yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bir küveze konmuş.

Babadan biberon, şampuan, bebek bezi ve bazı ilaçları alması da istenmiş.

Sonra bir kadın hemşire gelmiş, hastanede beklememeleri gerektiğini, ertesi gün 14.00’da gelebileceklerini söylemiş. Aile de altı aylık bebeklerini yenidoğan küvezinde bırakıp eve gitmiş.

Sabah hastaneden aranmışlar. Bebeğin durumunun kötü olduğu hastaneye gelmeleri gerektiğini söylenmiş.

Hastaneye gittiklerinde altı aylık bebeklerinin sabah 06.00’da öldüğü haberi verilmiş.

Altı aylık Michelle Opara bebeğin başına ne geldiğini, hastanede vefat ettiğinde telefonları dinlenen çete üyelerinin telefon konuşmalarından okuyalım şimdi de.

Bebeğin sevkinin yapıldığı Medlife Hastanesi’ndeki çete üyesi olmayan hemşire ile sevk edildiği Birinci Hastanesi’ndeki çete mensubu hemşire bebeğin ölümünün ardından konuşuyor.

Konuşmalarda geçen arrest, ani kalp durması demek.

Epikriz ise bir hastanın hastaneden çıkarken verilen ve hastalığın seyrinin ve yapılanların anlatıldığı raporun adı.

(İddianamedeki yazım hatalarıyla)

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : Bu dün gelen hastayla alakalı bir şey soracaktım bu çocuğun arrest geçirdiğini hoca biliyor muydu fırat hoca?

FATMA KARUÇ : fırat hocayla ben konuştum bebek kötü dedim biz müdahale ettik dedim hatta çocuğa entübe ettik çocuğu diye hatta bebeğin odasında konuştum bence o hatırlamıyor ne konuştuğunu ve şey epikrizde de yazıyordu zaten ...

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : evet evet epikrizde yazıyor

FATMA KARUÇ : yazıyor yani

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yani epikrizde yazan şeyi hoca nasıl bilmiyor onu anlamadım ben de

FATMA KARUÇ : yenidoğan yoğunbakımda duracak bir çocuk değildi ki

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yok bende de ben de başladım da

FATMA KARUÇ : sen yenidoğana mı aldın onu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hı

FATMA KARUÇ : yav yenidoğana alınacak çocuk muydu oraya niye aldın

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : öyle oldu arrest geçirdi zaten öldü

FATMA KARUÇ : ex olmuş duydum evet

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : ailesi de çok iyi daha söyleyemedim ailesine hala durumu kötü dedim babası kafayı oynatacak inanamıyor hala şey de yapamıyorum baya sıkıntı oldu bu arrest geçirdiğini biliyor mu peki aile
FATMA KARUÇ : aileye kötüleşti dedik solunum cihazına bağladık dedik söylendi onların hepsini

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : kötü dedi ama arrest felan söylemedi

FATMA KARUÇ : Arrest dediğim gibi arrest öyle arrest olmadı zaten hemen böyle

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : epikrizine bile ben bakmadım

FATMA KARUÇ : niye bakmadınız epikriz yazmışız vermişiz bir bakın ama şey değil şimdi ben bu çocuğun yeni doğan yoğun bakımda yeri yoktu erişkin de olsaydı belki daha daha şey olurdu ben çünkü yenidoğan yoğunbakımda nasıl bakacaksın sen küveze mi aldın o çocuğu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : küveze aldım

FATMA KARUÇ : nasıl sığdırdın küveze ben buraya yatak çektirdim

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : bizim geniş ... vardı da müdahale etmek için baya problem

FATMA KARUÇ : yani ben buraya şey aldım bir dakika yani hayır onu işte oraya almak
hata yenidoğanlık bir şeyi yoktu o çocuk pediyatrik yoğun bakıma yada erişkin yoğunbakıma alınması gerekiyordu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : söyledim de işte her dediğimizi dinletemiyoruz bazen maalesef neyse tamam ben seni şey yapmayım işinden alıkoymayım

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : şimdi biz şöyle kapatacağız olayı fatma haberin olsun senin de

FATMA KARUÇ : ne diye

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : sizin orada arrest geçirdiğini söylemeyeceğiz tamam mı şimdi çünkü biz onu başta söylemedik ben bilmiyordum zaten

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : aldık bebek kötüydü burada arrest geçirdi yapacak bir şey yok

FATMA KARUÇ : geçmiş hastalarınkine ben giremiyorum ya hayır şey değil bizim burada da böyle üzüldük yani o çocuğa ama onun hata o çocuk yenidoğan değildi yenidoğanda gitmeyecekti o çocuk ... kabul etmişti önceleri hasta da ailede para konusunda sıkıştığı için göndermedi ailenin sıkıntısı bu aile götürmedi para problem diye

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : aynen

FATMA KARUÇ : yani aile de götürmedi

***

FATMA KARUÇ : sen niye söylüyorsun söylesin konuşsun doktorun yok mu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yok bizde

FATMA KARUÇ : senin doktorun yok mu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yok yok bizim yok

FATMA KARUÇ : aa ciddi misin

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hı

FATMA KARUÇ : hı neyse allah kolaylık versin sana

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : neyse tamam ben şu aileyle felan konuşim kolay gelsin sana da

FATMA KARUÇ : görüşürüz sağ olasın”

Çok vahim konuşmalar bunlar.

Altı aylık bir bebeğin yetişkin bebek acil servisi olmadığı için sevk edildiği hastanede doktor yok, hemşire sevk kağıdına bile bakmıyor, altı aylık bebeği yeni doğan yoğun bakım küvezine koyuyor. Ve bebek ölüyor.

Peki Fırat Sarı’nın rolü ne? İddianameden okuyalım:

“Opara bebeğin Birinci Hastanesinde eks olması ile alakalı olarak Hakan Doğukan'ın "Hocam bu o. evlatları çocuğu öldürmüş, ölmüş farkında değiller" dediği, Fırat'ın " Nasıl çocuğu öldürmüş onun başına özel hemşire koymadın mı, çoktan ölmüş cpr yapmadınız mı " dediği, Hakan Doğukan'ın " çocuk kaskatı, yapayım da hiçbir şey olmaz bitmiş çocuk yani" dediği Fırat'ın " Hiçmi bakmamış bunlar çocuğa çok korkunç birşey, sakin ol cpr yap, entübe yap, adrenalin yap" dediği, 1. kolluk fezlekesinin 1092. sayfasında yer alan görüşme içeriğinde Opara bebeğin ölümü ile ilgili yapılan değerlendirmede Opara bebeğin sorumlu doktor Şeyhmus Çelik'in bilgisi olmadan Fırat Sarı'nın talimatı ile yenidoğan yoğun bakım ünitesi küvezine alındığı, bebeğin 6 aylık olması nedeni ile küveze konulmasının tıbbi uygulamalara aykırı olduğu, bebeğin öldüğü esnada doktor müdahalesi bulunmadığı, şüpheli Fırat Sarı'nın nöbetçi doktor bulundurulmaksızın Opara bebeğin yoğun bakım ünitesine alınması talimatı verdiği, ayrıca küveze koyulduğu, Fırat Sarı'nın durumu ağırlaşan bebeği muayene etmek ve tıbbi müdahalede bulunmak için hastaneye gelmediği, görevin gereklerine aykırı hareket ettiği”

Tapelerde çete üyesi olan iki farklı hastanedeki hemşire panik halde birbirleriyle konuşuyorlar. Berbat bir üslup ve cehaletle:

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : Kanka çok kötü bişey oldu a. k..m

HASAN BASRİ GÖK: noldu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : Dün Medlife’dan aldığım çocuk var ya ölmüş kanka

HASAN BASRİ GÖK : nasıl yani

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : kanka ölmüş ölü teslim ettiler çocuğu abi böyle bişey olamaz
çocuk zenci diye farketmemişler çocuk ölmüş geldim kanka baktım çocuk ölü kanka

HASAN BASRİ GÖK : a. s..m ahh ahh

HASAN BASRİ GÖK : doğukan şu esmeronu bırak kanka artık

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : oğlum çok düşük dozdan verdim a. k..m

HASAN BASRİ GÖK : kanka senin alandakiler esmeronu kanka kullanamıyo bak başına bela olucak bu esmeron bırak şu esmeronu

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : aha bu başıma bela oldu zaten y.. yedim çocuk bide a.. koyum altı buçuk kilo napcaz öldü çocuğu yoğun bakıma almakta yasak başından sona y… yedim

HASAN BASRİ GÖK : ne göstericen ki endikasyon onu da anlamadım

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : bi çocuk zenci tamam mı çocuk zenci diye yav nasıl anlamazsın be a.. k… çocuğu ya yav dudaklarına bi baksana abi”

Michelle Nwando Opara’nın ailesinden hastane bir de para isteyince, aile şikayetçi olmuş.

Şikayet üzerine İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri hastaneye incelemeye gelmiş.

Bunun yarattığı paniği, nasıl belge uydurulduğunu da tapelerden okuyabiliyoruz.

ZEHRA NUR ÇETİNKAYA : denetim geliyor

HASAN BASRİ GÖK : heh denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın dosya mosya hiçbir şey kalmasın

ZEHRA NUR ÇETİNKAYA : tamam da tekim ben biri gelsin yardım etsin

HASAN BASRİ GÖK : ben sivilim giremem doğukan oyalıyor acil şey yapın

ZEHRA NUR ÇETİNKAYA : ne dosyası ne denetimi evrakları mı kaldıralım

HASAN BASRİ GÖK : eks için gelmişler

ZEHRA NUR ÇETİNKAYA : tamam

HASAN BASRİ GÖK : galiba bilmiyorum

ZEHRA NUR ÇETİNKAYA : tamam tamam hadi bay bay

HASAN BASRİ GÖK : hadi bay bay

FIRAT SARI : hıı sen konuştun mu diğer doktorla

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hocam bari söyle telefonu açmasın adamlar aradığı zaman

FIRAT SARI : e tamam bari onlarla konuşmasın kimseyi açmasın

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : şerefsiz ya


HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : alo

HASAN BASRİ GÖK : allah senin belanı versin ya

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hasan çabuk çocuğa epikriz yaz çabuk çabuk çabuk

HASAN BASRİ GÖK : lan ne biliyom ki epikriz yazcam

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : epikriz istiyolar on üç on üç on ölüm saati ben sana şimdi
dosyasını getiricem hasan sen başla

HASAN BASRİ GÖK : tamam at bişeyler hadi

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : tamam iki günlük başla

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : masaüstünde çarşaf var mı ölen çocuğun hasan bir baksana masanın üstüne çarşaf o çocuğun çarşafı kalmış mı

HASAN BASRİ GÖK : bekle ismi ney

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : opara


GÖK : hocam hala alandalar onbir onikiye kadar oradalar.

Fırat Sarı: ne istiyorlar ki onbir onikiye kadar alanda

Gök: hocam bu ölen var ya eks olan
FIRAT SARI : hee

(FIRAT YANINDAKİ ERKEK ŞAHISA TELEFONU VERİR)

X ERKEK ŞAHIS : Hasan abi nasılsın

HASAN BASRİ GÖK : he

X ERKEK ŞAHIS : hayatımı kurtardın bugün

HASAN BASRİ GÖK : voşş haha

X ERKEK ŞAHIS : yalanların hayatımı kurtardı valla bugün tamam bay bay


Denetimden sadece yalanlar, sahte ekspriz raporları, uydurma belgelerle yırtmıyorlar.

Denetleyenlerden birinin de onlara yardım ettiği anlaşılıyor.

İddianameye göre teftişe gelen doktorlardan biri, arkadaşı olan çete üyesi hemşireyi haklarında gizli bir soruşturma yürütüldüğü konusunda illegal olarak bilgilendirmişti.

Yine tapelerden okuyalım:


HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hocam denetim çok kötü geçti

ŞEYHMUS ÇELİK : denetim miydi ben çocuk için geldi diye biliyorum

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : çocuk için geldiler işte

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : mahvoldum daha yeni gittiler işte az önce beş dakka önce. Ordaki doktorla konuştum tanıdık çıktı. ben Bağcılarda staj yaptığım zaman tanışıyoduk onla

ŞEYHMUS ÇELİK : hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : iyi falan dedi gel bi beş dakka sigara içelim

ŞEYHMUS ÇELİK : hı hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : çekti beni köşeye dedi ki çabuk dedi hemen dedi şu dediklerimi yap dedi

ŞEYHMUS ÇELİK : hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : ee bunları yaparsan dedi tekrar denetlemeye gelmiş gibi bakarım dedi

ŞEYHMUS ÇELİK : hıı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : ondan sonra bir iki bişey söyledi onları hemen ayarladık
ŞEYHMUS ÇELİK : hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : tekrar denetime geliyomuş gibi yaptı

ŞEYHMUS ÇELİK : hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : tekrar baktı bir iki şeyden geçirdi bizi ama

ŞEYHMUS ÇELİK : hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yani büyük sıkıntı çocuk ölümü diyo sizin başınıza bela olucak
yani diyo ayrıca diyo sizde diyo farklı bişey var diyo ıı sizin diyo hakkınızda gizli bi dava var diyo ıı yaklaşık üç dört ay önceden diyo

ŞEYHMUS ÇELİK : ne davası

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hocam dava diyo böyle dedi dedi ki hakkınızda dava var ıı sağlık il sağlık müdürü yani diyo ki sağlık bakanından sonra ki en yetkili kişi size kafayı takmış diyo

ŞEYHMUS ÇELİK : hee

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : haberiniz olsun bi dava var diyo gizli bi dava var diyo hakkınızda hepiniz diyo bu örgütleşme gibi bu davanın içindesiniz diyo o yüzden dedi hemen dedi işten ayrıl kendini kurtar dedi

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yok hocam ben çalışmayacam fırat hocayla artık

ŞEYHMUS ÇELİK : hıı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : ben geceleri doktor polikliniği yapıyorum diyo ki ondan tehlikeli bi iş diyo bu bak diyo diğer herşeyin patlar diyo ben diyo bilmiyo muyum senin burda hepsini biliyoruz oğlum diyo sen diyo burda doktor yok işte bana yalan söylüyosun gerçek aslında yalan söylemiyorum gerçekten annenin yanına gittin ama

ŞEYHMUS ÇELİK : hı

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : biz dedi bilmiyo muyuz doktor yok işte neonatologun adına üçüncü basamak hasta alıyosunuz neonatologun sadece kaşesi var biz dedi bilmiyo muyuz sanıyosun hıyar dedi sen burda aile bilgilendirmesi yapıyosun e müdahale ediyosun dedi

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : beni dinle dedi kendine yazık edersin haberlerde çıkarsın dedi

ŞEYHMUS ÇELİK : yani fıratla ilgili sıkıntı var anladım yani fırat

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : evet evet

ŞEYHMUS ÇELİK : fıratı şikayet

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : hocam adamlar dava dava hakkımızda dava açmışlar gizli dava yürütüyolar


HÜSEYİN GÜNERHAN : kanka bu fırat a k. pkk ya mkkya para aktarıyor olmasın a. k.

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : ne

HÜSEYİN GÜNERHAN : bu fırat pkk ya para aktarıyor olmasın

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : kanka bilmiyom şey durumları varmış zamanında hani ifadeye falan çağırmışlar çok ama o tarz yok kanka o tarz birşey yoktur yani

HÜSEYİN GÜNERHAN : emin misin kanka bunun eskiden böyle işleri varmış biliyorsun

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : yani duydum kanka ama ektra hani duyacak bir şey

HÜSEYİN GÜNERHAN : kanka bu şirket mirket kuruyor para mara milyonlardan bahsediyorsun kanka belki a. k. şeyi falandır kasası falandır para mara aktarıyor bir şey yapıyordur paralarını falan aklıyordur

HAKAN DOĞUKAN TAŞCI : kanka bilmiyom ama adamlar il sağlık a. k. yani adamlar

HÜSEYİN GÜNERHAN : kanka il sağlıkta kanka a. k. zamanında ümitler daha beterini yaptılar a. k. .. ümitler direkt cinayet işlediler bebekleri hepsini aldılar a. k. çamlık hastanesi ölü bebeği yatırdı aylarca üzerine fatura etti sgk ya mgk ya çamlık hastanesi çamlık hastanesi bütün istanbul duydu anasını satiyim tabi ex olan bebekleri kanka şey yapıyorlardı küvezlerde tutuyorlardı fatura ediyorlardı kanka.

***

27 Mart 2023’de CİMER’e yazılan ihbardan sonra Mayıs 2023’de başlayan polis soruşturması ve Haziran 2023’de başlayan dinlemeler sırasında 10 bebeğin ölümünü soruşturmayı yürütenler bizzat izledi.

Hastanelerin denetimlerindeki usulsüzlükler, yalanları kulaklarıyla dinledi.


Peki, çete üyeleri ilk ne zaman gözaltına alındı?

CİMER ihbarından 13 ay sonra. 10 bebeğin ölümünden aylar sonra.

27 Nisan 2024’e kadar çete üyelerinden hiçbiri tutuklanmadı.

Hastaneler ise geçen hafta sonu kapandı.

Michelle Nwando Opara bebek, çetenin CİMER’e şikayet edilmesinden 10 ay sonra, dinlemelerin başlamasından 8 ay sonra hayatını kaybetti.

Eğer zamanında soruşturma yapılsa, hastaneler kapatılsa Michelle Nwando ve diğer bebekler belki de yaşayabilirdi.

Peki bütün bu gecikmenin sebebi neydi?

İşte bu soruşturmada esas cevabının aranması gereken soru bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar