
Muhsin Kızılkaya: Sırrı Süreyya Önder’in hastalığıyla süreç yara aldı
.
Kürt yazar ve entelektüel Muhsin Kızılkaya, Sırrı Süreyya Önder’in hastalığıyla ilgili sürecin yara aldığını ifade etti.
Kürt yazar Muhsin Kızılkaya, birkaç gün önce Sırrı Süreyya Önder hakkında bir yazı kaleme aldı.
Şiirsel bir dille Önder’e iyileşme temennisinde bulunan Kızılkaya, onun varlığının gerekli olduğunu ve aramızdan ayrılmaması gerektiğini belirtti.
Muhsin Kızılkaya yazısında Önder’e, “Sen bedenini öyle büyük bir sorunun önüne koydun ki, kimliğini ortaya koyan bir soru. Gönlünü geriye çekmedin. Turgut Özal da buna benzer bir çaba gösterdi ama onun kalbinden bir şey geçmedi. Bu öyle bir sorudur ki, kalbini geri çekmezsin ama bir kez olsun kalbinin sesini dinleme ve gitme.”
"Cumartesi günü görüşecektik"
Kızılkaya, Rûdaw’ın 15.00 bültenine konuk oldu. Sima Abkxizer’in sorularını yanıtlayan Kızılkaya, Sırrı Süreyya Önder’den bahsetti.
Yaklaşık bir hafta önce Önder ile görüştüğünü ifade eden Kızılkaya,“Ben ve Sırrı Süreyya Önder yaklaşık 25–26 yıldır birbirimizi tanıyoruz ve eski dostlarız. Onun hastalığını İstanbul’da öğrendim. Şu anda İstanbul’dayım. Türkiye’ye gelmeden önce telefonla görüştük ve birbirimize, ‘cumartesi günü görüşelim’ dedik. Maalesef o hastalandı ve nasip olmadı” dedi.
Bunun üzerine oturup Mevlana Celaleddin Rumi’nin Şems’in kaybı üzerine yazdığı ‘Gitme’ şiirinden ilham alarak bir yazı kaleme aldığını vurgulayan Kızılkaya, “Benim ve Sırrı Süreyya Önder’in ilişkisi Mevlana ile Şems’in ilişkisi gibi değil, ama biz çok yakın iki arkadaştık” diye konuştu.
Muhsin Kızılkaya, Sırrı Süreyya Önder ile olan tanışıklığını şu sözlerle anlattı:
“2000 yılında Sırrı Süreyya Önder bir senaryo getirmişti çalıştığım yapım şirketine.
O zaman onun senaryosunu ilk kez okudum ve bu filmin yapılması gerektiğini önerdim.
Filmin adı 'Beynelmilel'di ve Türkiye'de yaklaşık bir milyon kişi tarafından izlendi.
İlişkimiz böyle başladı. O Türkmen’di, ben Kürt’tüm. O, Kürtler hakkında çok şey bilmiyordu. Bu meseleye gerçeğin ne olduğunu anlayarak başladık.”
“Kürt meselesi insan kalbini yaralar”
Sırrı Süreyya Önder’in hastalığı hakkında da konuşan Muhsin Kızılkaya, “Ben bir suikast oldu demiyorum ama kalp krizleri insan sağlığından kaynaklanır. Gerçekten Sırrı kendine çok iyi bakmıyordu. Bugüne kadar zorlu bir yaşam sürdü. Yaklaşık 7,5 yıl cezaevinde kaldı. İşsiz ve aşsız kaldı, birçok zorluk yaşadı. Ta ki bugüne kadar, milletvekili olana kadar.
Bir insanın hayatına bakıldığında, bu hayat karşısında kalbini korumak zordur. Kürt meselesi insan kalbini yaralar. Her kalp bu yükü taşıyamaz. Mela Mustafa Barzani’den diğer isimlere kadar... Kimisi beyin kanaması geçirdi, kimisi kalp krizi... Büyük hastalıklar bu insanlara musallat olur” ifadelerini kullandı.
“Şu anda Ahmet Türk, Devlet Bahçeli ve Sırrı Süreyya Önder hasta” diyen Kızılkaya, “Diğerleri de öyleydi. Mehmet Uzun beyin kanamasından öldü, Musa Anter başka bir şekilde hayatını kaybetti. Hiçbiri huzur içinde ve yatağında ölmedi” dedi.
“Süreç yavaşlayacak”
Kızılkaya, Sırrı Süreyya Önder’in çözüm sürecindeki rolüne de değinerek şunları söyledi:
“Sırrı Süreyya Önder çok iyi bir diplomattı, devlet ona çok güvenirdi. Ne yazık ki Kürtler içinde Sırrı Süreyya gibi bir diplomat yok. Onun hastalığıyla birlikte süreç yaralanıyor. Süreçten kan akacak ama umarım kelimeler arasında kalmaz. Sırrı Süreyya diplomasiyi çok iyi yönetiyordu. Sürecin tamamen çökeceğine inanmıyorum ama süreç yara aldı.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.