* 2024’te dünya kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan biri ABD’deki başkanlık seçimleriydi. 5 Kasım’da gerçekleştirilen seçimleri Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump, bir dönem aradan sonra ikinci kez kazandı. İktidarı elinde bulunduran Demokrat Parti’nin politikalarına tepki gösteren taraftarlarından bazılarının seçimleri boykot etmesinin, bazılarının da Cumhuriyetçi Parti adayına oy vermesinin böyle bir sonuca neden olduğu tahmin ediliyor. Siyonist işgalcilere ve Gazze’deki insanlık dışı katliamlarına, soykırım savaşlarına destek konusunda ise aralarında bir fark olmadığı biliniyor.
* Batı emperyalizminin büyük babası niteliği taşıyan ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra onun şefliğini ABD’ye devretmiş olan İngiltere’de de 4 Temmuz’da genel seçim gerçekleştirildi. Seçimlerden sol çizgideki İşçi Partisi zaferle çıktı. Bazıları bunu Filistin halkı açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Ancak Filistin’de, İngiliz emperyalizminin gayri meşru çocuğu niteliğindeki siyonist işgalin desteklenmesi, onun geleceğini tehlikeye sokacak her gelişmeye karşı tavır alınması İngiltere’de iktidarı elinde bulunduran kadronun siyasi iradesini aşan değişmez bir tavırdır ve bu tavrın sürdürülmesini siyasi iktidarı ellerinde tutanlar değil derin devlet unsurları takip eder. Dolayısıyla bu konuda İşçi Partisi’nin politikasının çok fazla bir rolü olmayacağı gibi zaten onun mesele hakkında dışa yansıyan tutumunun samimiyetten uzak olduğunu geçmişte şahit olunanlar gözler önüne sermiştir.
* Batı emperyalizminin başını çeken ülkelerden Fransa da 2024’te 30 Haziran ve 7 Temmuz’da iki turlu erken genel seçim gerçekleştirdi. Seçimlerden sonra oluşturulan koalisyon hükümeti, ülkenin yaşadığı birtakım ekonomik sorunlar yüzünden, bütçe konusunda ittifak sağlanamaması sebebiyle 4 Aralık’ta oylanan gensoru önergesinin kabul edilmesi sebebiyle iktidar hakkını kaybetti. Bu olay Fransa’da 1962’den bu yana yani son 62 yıl içinde vuku bulan tek gensoruyla hükümetin düşürülmesi olması açısından dikkat çekti. Özellikle Covid 19 sonrasında tüm dünyanın yaşadığı ekonomik kriz Avrupa ülkelerini de ciddi şekilde etkiliyor.
* Aynı zamanda Rusya ile ABD ve Avrupa’nın güç ve hakimiyet savaşı niteliği taşıyan Ukrayna Savaşı 2024 yılı boyunca da devam etti. Barış veya ateşkes sağlanması amaçlı girişimlerden herhangi bir sonuç alınamadı. Ukrayna Savaşı’nın Rusya’yı Suriye’deki Baas diktasına desteğini çekmeye zorladığı gibi aynı zamanda Avrupa ülkelerinin yaşadığı ekonomik krizlerin büyümesine yol açtığı tahmin ediliyor. Çünkü Avrupa ülkelerinin Rusya’nın ilerlemesini engellemek için Ukrayna’ya büyük çapta yardımlarda bulunma ihtiyacı duymaları kendi ekonomilerine de ciddi şekilde etki ediyor. Buna Covid 19 olayının yol açtığı ekonomik krizle, Filistin topraklarındaki işgalini sürdürmek için ABD ve Avrupa’nın yardımlarına büyük çapta ihtiyaç duyan siyonist işgal rejimine yapılan yardımlar da eklenince Avrupa ülkelerinde ekonomik sorunlar daha belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. Bu sorunların önümüzdeki dönemlerde daha da büyümesi ihtimali yüksek.
* İngiltere’de her ne kadar İşçi Partisi 2024 seçimlerinden zaferle çıktıysa da Avrupa’da aşırı sağcı ve ırkçı partilerin son dönemde ciddi bir yükseliş içinde oldukları dikkatlerden kaçmıyor. Bu konudaki siyasi ve toplumsal gelişmeler 2024 yılı içinde yaşanan gelişmelerde daha net bir şekilde kendini gösterdi. Birçok ülkede ırkçı partiler artık siyasi gelişmeleri yönlendirebilecek güce ulaşmış durumda.
* Nüfusça dünyanın en kalabalık ülkesi haline gelen Hindistan’da, 19 Nisan’da başlayan ve altı haftalık süreçte tamamlanan genel seçimler gerçekleştirildi. 250 milyon civarında Müslümanın yaşadığı bu ülkede seçimlerden zaferle çıkan ittifak, Hindu ırkçısı, Müslümanlar aleyhindeki politikaları ve açıklamalarıyla öne çıkan Narendra Modi’nin liderliğindeki Hindistan Halk Partisi (Bharatiya Janata Partisi -BJP) öncülüğünde oluşturulan Ulusal Demokratik İttifak (NDA) oldu.