ABD’de ‘hayal kırıklığı’ kazanacak

Bercan Tutar

ABD'de 5 Kasım'daki başkanlık seçimleri öncesi yapılan geniş çaplı sandık anketleri, Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın kıl payı da olsa ipi göğüsleyeceğine işaret ediyor. Ancak birçok analiste ve bazı sosyolojik araştırmalara göre ise sandıktan 'hayal kırıklığı', 'endişe' ve 'şiddet' çıkacak. Çünkü Amerikan halkının yüzde 70'i büyük bir ümitsizliğin pençesinde olduğunu itiraf ediyor.
Buna uzmanlar 'epistemik kriz' veya 'hakikatin çöküşü' adını veriyor. Haliyle bu sosyo-ekonomik ve psikolojik atmosfer seçimleri de baskı altına alıyor. Dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi ABD'de de gerçek ile kurgu arasındaki bağ kopmuş durumda. Bu olgu veya algı sandıkta muazzam sonuçlara yol açmaya gebe görünüyor.
Zira kutuplaşan insanlar farklı dünyalara inanıyor. Tıpkı İsmet Özel'in "İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır" dizesindeki gibi. Ortak bir anlayış yok. Neyin gerçek ve doğru olduğuna karar verememe ayrışmayı derinleştiriyor. Yani ABD'nin yönetilemez bir ülkeye dönüşme riski artıyor.

***

"Bilginin Anayasası: Hakikatin Savunması" kitabının yazarı Jonathan Rauch neyin doğru olduğu konusundaki tarihsel, kültürel, ahlaki ve siyasi anlaşmazlıkların toplumsal şiddete ve acılara yol açacağı uyarısında bulunuyor.
Şu anda ABD'de farklı hakikatler var. Örneğin Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 69'u 2020 seçim sonucunun meşru olmadığını ve Joe Biden'ın seçimi çaldığını düşünüyor. Demokratların ezici çoğunluğu da Trump'ın ülkeyi diktatörlüğe götüreceğine inanıyor.
Anket ortalamalarına göre de Amerikalıların yalnızca yüzde 28'i ülkenin doğru yolda olduğunu söylerken yüzde 61'e göre ise ülke yanlış yolda. Bu neden önemli? Çünkü ülkenin yanlış yolda olduğuna inanan seçmenler iktidardaki partiden ziyade muhalefete yani Trump'a oy vermeye eğilimli olacaktır.
İkincisi de Biden'ın ortalama onay oranı hâlâ içler acısı bir şekilde yüzde 41 seviyesinde. Amerikalıların yüzde 56'sı performansını onaylamıyor. Bu da önemli! Çünkü Biden'dan memnun olmayanlar onun kendi yerine aday gösterdiği Kamala Harris'e de oy vermeyecektir.

***

Siyasi iklim şu anda Trump'tan yana. Bunun bir nedeni de Amerikalıların anketlerde kendilerini nasıl tanımladıklarıyla ilgili. Anketlere göre Ekim 2016'da ülke kendini Cumhuriyetçilere göre 3 puanlık bir farkla Demokrat olarak tanımlıyordu. Ekim 2020'de de 6 puanlık bir farkla Demokrat olarak tanımlamıştı. Ancak 2024'ün Eylül ayında kendini Cumhuriyetçi diye tanımlayanların oranı Demokratlara göre 1 puan önde çıktı. Dahası anketler hem ulusal düzeyde hem kritik eyaletlerde Trump'ın lehine döndü. Anket ortalamaları Trump'ı onda birlik farkla yüzde 48.4'e yüzde 48.3 önde gösteriyor. Bu büyük bir olay çünkü anketler aylardır Harris'i işaret ediyordu. Pennsylvania, Michigan, Wisconsin, Arizona, Kuzey Carolina, Georgia ve Nevada gibi çekişmeli eyaletlerin hepsinde de Trump önde.
Peki, Trump ezici bir zaferin eşiğinde mi? Kimse kesin olarak bilmiyor. Zira tüm faktörler Trump'ı işaret etmesine rağmen bazı araştırmalar hâlâ istatistiksel bir beraberliğe işaret ediyor. Bu yüzden Harris'i hesaba katmamak mümkün değil. Çekişmeli bir yarış olacak. Seçimden sonra da mücadele sürecek. Çünkü kimse sonuçları yani gerçeği kabul etmeyecek. Bu da ABD'deki seçimlerin galibinin Trump ya da Harris değil 'hayal kırklığı, endişe, şiddet ve kaos' olacağını gösteriyor.