MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin Meclis’teki grup toplantısında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan Meclis’e getirilmesini ve burada örgütü lağvettiğini açıklamasını istedi. Bu gerçekleşirse de umut hakkının uygulanması gerektiğini söyledi. Bu açıklama tabii ki siyasette deprem etkisi yarattı, MHP’den istifa ettiğini söyleyen bazı isimler sosyal medyada eleştirilerini kamuoyunu duyurdu.
MHP bu beklenmedik çıkışı anlatmak için sahalara indi. ‘Bir ve Birlikte Hilal’e doğru Türkiye Toplantıları’ kapsamında Parti, il yönetimleri kapsamında düzenlenecek bölgesel toplantılarla söz konusu çağrıyı üyelere aktarma kararı aldı ve bunun ilki dün Erzurum’da yapıldı. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın partisinin düzenlediği Türkiye Toplantıları kapsamında Erzurum’da konuştu.
Fırtınalı bir iklimin hâkim olduğu dünyada, bölgesel ve uluslararası zeminin oldukça kaygan ve muhataralı olduğuna değinen Yalçın “Konjonktür kurşun gibi ağır, hava hayli bulanık ve puslu, siyasi görüş mesafesi oldukça düşüktür. Önümüzü görmekte, istikametimizi tayin etmekte zorlanmaktayız. Ahir zaman, baş döndürücü bir hızla gözlerimizin önünden akıp gitmekte; hayat, avuçlarımızın arasından kayarken âdeta bir meçhule kanat çırpmaktadır. Dünyamızı saran kaos ve belirsizlikten, tereddüt ve tereddiden bilistifade, yeni bir sömürü düzeni tesis etmeye soyunan küresel aktörler, hiç olmadığı kadar yoğun mesai sarf etmektedir. Eskinin kirli defterleri raflarından indirilmiş, yarım kalmış hesapları yeniden görmek için en kahpe mizanlar, en kalleş ittifaklar kurulmuştur. Doymak ve durmak bilmeyen küresel emperyalizm; harita değişimi, siyasi kadastro ve işgal için tutup her türlü alet ve edevatla, silah ve teçhizatla donattığı vekil ve taşeronlarını sahaya sürmüştür. Kaybetmekte olduğu evren jandarmalığını elinde tutmak için keçeyi suya atan baş emperyalist ABD bütün riskleri göze almış görünmektedir” dedi.
Milleti selamete çıkarmanın, devleti hedefe kazasız belasız ulaştırmanın yolunun lidere ittiba etmekten, aksakallı bir rehberin söz ve nasihatlerine uymaktan geçtiğini savunan Yalçın sözlerine şöyle devam etti:
“İkincisiyse bir olmak, iri olmak, diri olmaktır. Birbirimize sıkı sıkıya sarılmaktır. Toplumsal barışa tutunmak, bin yıllık kardeşlik hukukuna dayanmaktır. Birlik ve beraberlik; bizi belirsizliklere, fırtınalı havalara, dış etkenlere, haricî ve dâhilî tehlikelere karşı mukavemetli kılacaktır. İşte Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, bölgemizde giderek genişleyen ve dünyayı sarmakta olan yangın karşısında bilge lider hususiyeti ve devlet adamı tecrübesiyle siyasi tarihimiz açısından dönüm noktası oluşturan bir çağrı yapmıştır. Sayın Devlet Bahçeli doğrudan Türkiye’nin bekasına, milletimizin egemenliğine dönük emperyalist tehdidi savuşturmak üzere herkesi, her kesimi gönül seferberliğine, birlik ve beraberliğe davet etmiştir.”
Söz konusu çağrının hem içeriye hem de dışarı dönük mesaj taşıdığını söyleyen Yalçın “Bu davet yerel siyasi aktörler kadar uluslararası güç odaklarına da yönelik bir hamledir. Genel Başkanımızın daveti, ABD başta olmak üzere millî bütünlüğümüzü hedef alan küresel aktörlerin bölgeye dönük planlarını buruşturup çöpe atmıştır. Kirli hesapları boşa çıkarmıştır. Oyun kökünden değişmiş, tuzaklar bozulmuştur. Coğrafyamızda sözün ve egemenliğin sahibinin kim olduğu, millet vicdanını yansıtan, varlık refleksini temsil eden en kararlı siyasi partinin liderinin ağzından duyurulmuş, hatırlatılmıştır” dedi.
Yalçın sözlerini şöyle noktaladı:
“MHP daima Türk siyasetinin yolunu tıkayan değil, bilakis önünü açan siyasi parti olmuştur. MHP, milletimizin güvenlik, esenlik ve refahı neyi icap ettiriyorsa, devletimizin çıkarları neyi gerektiriyorsa siyasetini ona göre belirlemiştir. MHP, siyasi hayatı boyunca oyun kurmuş, oyun bozmuş ama oyun oynamamıştır. Şurası bir hakikattir ki büyük hamleleri, büyük çıkışları, büyük liderler ve büyük siyasi partiler yapar. Siyaset, korkakların işi değildir. O bakımdan onlar, siyaseten risk alır, cesur davranırlar. MHP Lideri de öyle yapmıştır. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, bütün siyasi riskleri göze alarak yaptığı çağrının ne kadar yerinde ve anlamlı olduğu, bölücü terör örgütü PKK’nın TUSAŞ’a yaptığı alçakça saldırıyla ortaya çıkmıştır. Malum çağrının, çok önemli temellere, sağlam gerekçelere ve liderlik ferasetine dayandığı hemen anlaşılmıştır.”