Bayramoğlu: Ortada beklendiği gibi bir çözüm süreci yok

DEM Parti’nin de hem Öcalan’a ve hem de Kandil’e bakarak bir tutum belirlediğini ifade eden Bayramoğlu, partinin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamanın da “mesafeli” olduğuna dikkati çekti.

Gazeteci Ali Bayramoğlu, Bahçeli’nin açıklamalarının Kürt sorununun çözümüne yönelik adımlardan çok PKK'nin silah bırakması amacını taşıdığını söyledi.  

Rûdaw TV’de Hêvîdar Zana’nın sunduğu 15:00 bültenine konuk olan Ali Bayramoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ile gündeme gelen “yeni çözüm süreci” hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Çözüm süreçlerinin farklı olduğunu, herkesin kendi beklentilerine göre bir anlam yüklediğini belirten Bayramoğlu, Bahçeli’nin açıklamalarında bir tutarsızlık görmediğini söyledi.

Bayramoğlu, “Esas olarak Bahçeli'nin veya buna iktidarın diyelim hatta devletin düşündüğü PKK'ya silah bıraktırmak ve lağvedilmesini sağlamak. Buna karşılık da örgütün lideri hakkında bazı rahatlatıcı adımlar atmak, gerekirse örgütün diğer mensupları hakkında da bazı entegrasyon formülleri geliştirmek var. Dolayısıyla Kürt sorununun çözümüne yönelik olmaktan çok PKK'nın silah bırakmasına yönelik bir hamle olduğunu görmek lazım” dedi.         

“Ortada beklenen bir çözüm süreci olduğunu düşünmüyorum”

Bunu bir “devlet stratejisi” olarak değerlendiren ve demokratik bir hamle olmadığını belirten Ali Bayramoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Devletin arzu ettiği şey güvenlik gediklerini kapatmak. Ortadoğu’da silahlı bir Kürt örgütünü silahsızlandırılması arayışı ve bunu dar bir çerçeveye koymak istiyorlar. Ana sorulardan bir tanesi şu; diyelim ki devlet şunu söylüyor. Şiddet ve silahı bırakın, derdiniz neyse bunu siyaset ile ifade edin. Bunun güvencesi de sözden başka bir şey değil. Dolayısıyla örgüt dediğimizi yapının bir politikası belli bir tarihselliği var. Şu anda Rojava diye kontrol ettikleri bir alan var. Bunlar Kürtlerin bütün kozları ve kazanımları.

Şimdi Kürt hareketi hiçbir şey almadan bunları bırakır mı? Bu çok önemli bir tartışma ve ben burada sorun çıkacağını zannediyorum. Kaldı ki Öcalan’ın da kalkıp örgüte hadi silah bırakın karşılığında söz alıyoruz diyeceğinden çok emin değilim. Öte yandan Kürt tarafı buna razı olur mu? Acaba devlet DEM ve Öcalan birlikteliğinin üzerinden örgütü sıkıştırmaya mı çalışıyor şeklinde çok çok soru var karşımızda.

Diğer taraftan devlet kısmına geçtiğimiz zaman, velev ki böyle bir söz karşı tarafta kabul gördü peki bu iktidar siyasi hakların veya Kürtlerin talep ettiği hakların gerçekleşmesi için siyaset yapma imkanlarını gerçekten açacak mı? Dolayısıyla çözüm süreci dediğimiz ya da açılım dediğimiz sürece çok büyük anlam atfetmeden temkinle ve dikkatle izlemek gerekiyor. Bir anlamı var mı? Tabii ki de çok büyük bir anlamı var. Toplumu etkiliyor. CHP'yi etkiliyor. Bir meşruiyet veriyor tekrar çatışmaların son bulması tartışmasına ama ortada daha umut edilen, beklenen çözüm süreci tarzı bir süreç olduğunu düşünmüyorum.”

“Öcalan koşullardan neyi kastediyor bilmiyoruz”

Devletin Öcalan ile bu aşamada görüşmeyi sürdürdüğünü belirten Bayramoğlu, “Nasıl bir yere vardılar birlikte, nasıl bir mutabakata vardıklarını bilmiyoruz. Nitekim Öcalan'ın hapishaneden yeğeniyle yolladığı notta koşullar oluşursa yapma iradem ve gücün var diyor. Bir de koşullar kelimesinin altını çizmek lazım. Öcalan koşullardan neyi kastediyor bilmiyoruz. Müzakereyi mi kastediyor, başka talepleri mi dile getiriyor. Dolayısıyla hala tecrit altında olan bir kişi var. Yani sesi ancak devletin müsaade ettiği oranda ve imkanlarla çıkabiliyor” diye konuştu.

DEM Parti’nin de hem Öcalan’a ve hem de Kandil’e bakarak bir tutum belirlediğini ifade eden Bayramoğlu, partinin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamanın da “mesafeli” olduğuna dikkati çekti.

Bayramoğlu, “Yani gitgide bir güven sorusu ortaya çıkıyor. Şimdi böyle bir Meclisin bu konularda oluşması pek mümkün değil. Demirtaş derseniz o ancak avukatları aracılığıyla kısa kısa konuşabiliyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugüne kadar Kürt meselesinin nasıl tanımlanacağı konusunda net bir fikre sahip olmadığını dile getiren Bayramoğlu, “Böyle bir hamle Cumhuriyet Halk Partisi'ne güven ve cesaret vererek onu daha ileriye doğru itebilir. Dolayısıyla bu topa gelecekler mi, gelmeyecekler mi göreceğiz ama eğer girerlerse en azından bu sürecin ilerlemesine katkıları olur” yorumunu yaptı.

“Cumhurbaşkanı'nın Öcalan'ı konuşturması lazım”

“Öcalan'ı Cumhurbaşkanı'nın konuşturması lazım. Top Cumhurbaşkanında. Öcalan ben yardımına hazırım, çözerim dedi. Peki nasıl? Hangi koşullarda? Cumhurbaşkanı (Ankara’daki) saldırıdan sonra biraz ortalığın sakinleşmesini bekliyor olabilir. Bilmiyoruz tam olarak. Diğer tarafta Bahçeli ile Cumhurbaşkanı arasındaki fikir alışverişinin de ne olduğunu tam bilmiyoruz. Bu için biraz daha bekleyerek görmek lazımdır” dedi.

Ali Bayramoğlu, sadece silah bırakma üstüne değil aynı zamanda Kürtlerin talepleri temelinde bir çözüm sürecinin gelişmesi halinde Rojava'nın da bu kapsama girebileceğini ve böyle bir durumda ABD ile Rusya'nın da karşı çıkmak adına yapabileceği çok fazla bir şeyin kalmayacağını söyledi.

Rojava’nın bu sürecin bir parçası olduğunu ve Türkiye açısından “büyük bir korku” olduğunu belirten Bayramoğlu, “Zaten ana kilit noktası orası. Dış dinamikleri dikkate alan siyasi iktidar Ortadoğu'daki muhtemel yeni gelişmeleri de dikkate alarak Kürt hareketini kontrol altına alma arayışına girmiştir” şeklinde konuştu.

Güncel Haberleri

MSB:Ortada organize ve kasıtlı disiplinsizlik var
Yerlikaya soruşturma açılan belediyelerin sayısını açıkladı
AYM'den "pasaport" kararı
Uras:"Bahçeli artık barışmalıyız diye bakıyor"
Van Barosu: Rojin Kabaiş'in otopsi ve adli tıp raporu yanıltıcı bilgilerle paylaşıldı