‘Bir Halil gider bin Halil gelir’

Bercan Tutar

Soykırımcı Siyonist zihniyet güç kaybettikçe daha da barbarlaşıyor. Bunun en somut kanıtı İsrail'in suç ortağı ABD'nin Filistin protestolarına katılan öğrencilere yönelik başlattığı sürek avıdır. Geçen yıl Columbia Üniversitesi'nde başlayan öğrenci protestoları Harvard, Princeton, Yale ve Stanford'ın ardından ülkenin bütün kalburüstü kampüslerine sıçramış hatta medyada fazla gündeme gelmese de siyahilerin ve diğer azınlık öğrencilerin çoğunlukta olduğu devlet üniversitelerinde daha büyük bir aktivizme ve isyana yol açmıştı.
ABD'deki gösteriler dünyanın diğer kampüslerine de yayıldı. Bu barışçıl direnişler siyonistlerin kimyasını bozmaya yetti. Çünkü korku duvarlarını aşan Batılı öğrenciler, siyonizmin kalesi ABD'de İsrail'e meydan okuyordu.
Üstelik bu isyanın başladığı yerin sembolik ve tarihi anlamı da çok büyüktü. Çünkü Columbia Üniversitesi demek siyonist kurguyu yazdığı kitaplarla tuzla buz ederek Filistin davasında ikonik bir figüre dönüşen Edward Said demekti.

***

Histerik travmalar yaşayan siyonistler işte bu yüzden Said'in uzun yıllar ders verdiği Columbia'daki gösterileri bastırmak için diğer üniversitelere göre daha fazla şiddet uyguladı. Ama baş edemediler. Donald Trump geçen yıl kampüsleri kasıp kavuran protestoların intikamını şimdi alıyor. Soykırımcı İsrail'i memnun etmek için temel Amerikan haklarını, değer ve özgürlüklerini çiğneyen Trump, bir yıl sonra protestolara katılan cesur öğrencileri siyonist kinle teker teker tutuklamaya başladı. Eğitim haklarını ellerinden alıp sınır dışı etmeye çalışıyor.
Columbia'dan da intikam alan Trump yönetimi imzaladığı yeni Antisemizmle Mücadele Görev Gücü rehberliğinde üniversiteye yapılan 400 milyon dolarlık yardımı da kesti. Üniversitenin Ortadoğu, Asya ve Afrika bölümlerini de kapatmaya hazırlanıyor.

***

Bir haftadır başlayan yeni süreçte onlarca öğrenci okullarından atıldı. Son olarak Columbia'daki protestolara liderlik eden Filistinli Mahmud Halil, mezun olmasına rağmen geçen hafta Manhattan'daki evinde tutuklandı. Hem de sekiz aylık hamile olan Amerikalı eşinin gözleri önünde. Sürekli oturma izni olmasına rağmen sınır dışı edilmekle tehdit ediliyor.
Halil'in tutuklanması her kesimde tepkiye yol açtı. Dün Gazze için ayağa kalkanlar bugün "Adalet bölünemez!" diyerek Halil için ayakta. Siyahilerden büyük dayanışma görüyor. Medya, sanat, siyaset, spor, magazin ve müzik dünyası, Halil'e saldıranları kınıyor.
Genel hissiyat şöyle: "Halil nefret kampanyası yürütmedi. Antisemitik değil. Filistinlilerin insan hakları için ayağa kalktı. Siz ise Halilleri ve okullarını vahşi bir öfkeyle linç ediyorsunuz. Asıl ırkçı sizsiniz!..."
Evet, siyonistler ve Amerikalı destekçileri bu kez baltayı taşa vurdu. Ne yapsalar da kaybedecekler. Bir Halil gider bin Halil gelir. Çünkü Gazze'deki direniş ruhu artık ABD'deki bütün korku duvarlarını yıkmış durumda.