Çözüm sürecinde Türkiye: 2025

Önemli olan, Öcalan üzerindeki tecritin kalkmasıdır. Daha çok sürece müdahil olması çözüm sürecinin lehinedir.

Mesut Değer 22. Dönem Diyarbakır Milletvekili - İndyturk.com

2013, 2014, 2015 yıllarındaki çözüm sürecini yüksek sesle düşünecek olursak:

  1. Öncelikle 11 Mart 2019 yılında Kürt sorunu ile ilgili "çok iyi şeyler" olacağı açıklandı.
  2. Ardından 15 Temmuz 2014 olaylarının sonrasında "Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun" yasalaştı.
  3. 19 Ekim 2019'da Habur'da çadır mahkemesi kuruldu. 34 PKK üyesi Türkiye'ye gelerek Habur Kapısı'nda yargılama sonucu serbest bırakıldı.
  4. 28 Aralık 2012'de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını açıkladı.
  5. 21 Mart 2013'de Öcalan'ın mektubu, Diyarbakır'daki Nevruz'da Türkçe ve Kürtçe okundu.
  6. 25 Nisan 2013'de PKK, bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak'a çekeceğini açıkladı.
  7. 4 Nisan 2013'de Akil İnsanlar Heyeti oluşturuldu.
  8. 20 Ekim 2014'de Peşmergelerin Kobani'ye geçişinde Irak'tan Türkiye üzerinden Suriye'ye geçişi sağlandı.
  9. TRT 6 gibi birçok kültür ve sanat alanında yapılan yasal değişiklikler, Dolmabahçe toplantısı ve Şiwan Perver ile Mesud Barzani'nin Diyarbakır buluşması gibi gelişmeler yaşandı.
  10. Suriye'deki DAEŞ'e karşı savaşan Kürtlerin tedavilerinin sınırda yapılması ve yardım edilmesi gibi birçok alanda adımlar atıldığı hatırlatılmalıdır.

Ancak çözüm sürecinin baltalanmasını da hatırlayalım:

  1. 22 Temmuz 2015'te Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesinde iki polis şehit edildi.
  2. Selahattin Demirtaş'ın "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız" HDP Grubu'nun en kısa konuşması 17 Mart 2015'te yapıldı.
  3. 26 Aralık 2015'te Sırrı Süreyya Önder'in "kaçak çay içer gidersiniz" söylemi.
  4. 6-8 Ekim Kobani Olayları için sokak protestosu çağrısı yapıldı.
  5. Bölgede Hendek Olayları yaşandı.
  6. 11 Ağustos 2015'te çözüm süreci "şu anda buzdolabında" açıklaması ile noktalandı.

Selahattin Demirtaş'ın "Seni başkan yaptırmayacağız" cümlesi, Kürt Hareketi'nde en çok konuşulan konu olarak gündemde yerini aldı.

Diğer çok konuşulan konu ise; dönemin Başbakanı Davutoğlu'nun çözüm sürecinde HDP'ye gideceğini açıklamış olmasıydı.

HDP'nin burada yapması gereken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı partisine kabul etmek, Kürt sorunu ile ilgili bilgileri ve belgeleri paylaşarak sürece katkı sağlamaktı.

Ancak ne yapıldı?

"Bir kaçak çay içer gidersiniz" açıklaması sonrasında Başbakan HDP randevusunu iptal etti.

2013-2015 yılları arasında CHP'den süreci destekleyen tek kişi Mesut Değer'dir.

Süreci desteklemekle birlikte "Bu süreç ileride bozulabilir. Bu nedenle mutlaka yasal olarak korunmalıdır" açıklamasını yapan tek kişiydim.

CHP ve MHP eş zamanlı olarak karşı çıkıyordu. Özellikle CHP'ye geçen TR 705 kod adlı kişinin insan hakları, barış, demokrasi, kardeşlik, özgürlük konuşmalarından eser yoktu.

2024-2025 yılındaki bu süreci destekleyen bir avuç kişiden biri olarak her zaman şunu söylerim: Kürt sorununun çözümü, 783 bin kilometrekare toprağımızı ve 85 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir sorundur.

2024-2025 sürecine dönelim.

Önceki 3 yazımda süreci anlatmaya çalıştım.

Şimdi de sürecin doğru ilerlemesi için önerilerim olacaktır:

  1. Çözüm süreci bu 3 kişilik heyet üzerinden yürümez. Bu sürecin gerçekçi zeminde oluşturulmasına katkı sağlayamazlar. Mutlaka bu süreç, her iki tarafın da üst akıl tarafından şekillendirilmelidir. Bu heyet; siyasetin içinden seçilmiştir. Bu ilk açıklamadır, ancak sonrasında daha farklı bir yol izlenecektir. Bu katılan aktörler bir anlamda misafir aktörlerdir. Sürecin bu kişilerle yürütülemeyeceği düşüncesi hasıl olmuştur.
  2. Çözüm süreci çok komplike meselelerin dikkatle ortak kabulünü gerektirir. Titizlikle bir yol haritası belirlenmelidir.
  3. Bunun için Kürt tarafından Barış Müzakeresi, Öcalan'ın daha rahat çalışma ortamına taşınması gerekir.
  4. DEM'in şimdilik oluşturduğu heyet, bir iyi niyet heyetidir. Kuşkusuz bu tarihsel mesele, çok farklı ve karmaşık haliyle yeni bir anlaşmayla çözülür.
  5. Gerek anayasal gerekse de toplumsal kabul şartıyla çözüme sunulmalıdır.
  6. Kürtlerin anayasal olarak ikna edilmeleri şarttır. Yeni bir anayasa ve yeni bir toplumsal mutabakat için Kürtler, asli unsur olduklarını bilmelidirler.
  7. Siyasal iktidar, hükümet kartlarını açmalıdır.
  8. Öcalan'ın Suriye ile ilgili bir açıklama yapmasını beklemiyorum. Beklenmemelidir.
  9. Öcalan'ın İmralı'dan yapacağı basın açıklaması ile PKK'nın silah bırakacağını zannetmiyorum. Ancak açıklama etkili olur. Öcalan'a daha fazla hareket etme olanağı oluşturulması, İmralı'dan başka yere transfer edilmesi, ev hapsine geçişi ve ziyaret yasağının kalkması halinde etkili olur düşüncesindeyim.
  10. Önemli olan, Öcalan üzerindeki tecritin kalkmasıdır. Daha çok sürece müdahil olması çözüm sürecinin lehinedir.
  11. Süreç şekillendirilsin ki sağlam zemine otursun.
  12. Çözüm sürecini bozmak isteyen eğilimler ve taraflar, diyalogla ikna edilmelidir.
  13. Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısının Türkiye'yi ve toprak bütünlüğünü koruma adına çok önemli bir girişim olduğu düşüncesindeyim. Bu çağrının arkasında durmak gerektiğini ve tüm kesimlerin de sürece katkı sunması gerektiğini düşünüyorum.

MAKALELER Haberleri

Suriye ve histeri
Trump Panama Kanalı'nı neden istiyor?
Trump, neden Grönland'ı satın almak istiyor?
Kül yutmaz muhaliflerin ulvi davaları, kandırılan Kürtlerin süfli çıkarları
Rusya'ya yönelik yaptırımlar gerçekten işe yarıyor mu?