Çözümü yapay zekaya sordum…

Mehmet Altan

Erzurum’un ‘milli ve manevi değerlere bağlı bir il olduğunu’ belirterek Valilik İl Spor Güvenlik Kurulu’nun maçı izlemeyi Amedspor taraftarlarına yasakladığını bir Türkiye’de olup biten üzerine uzun uzun, ciddiyetle konuşmağa gerek var mı?

“Var” diyenlere tavsiyem, 30 Ekim’de açıklanan AB Türkiye Raporu’nu okumaları…

AB, Türkiye için hazırladığı 95 sayfalık raporda;

1- Üyelik müzakerelerinin 2018’den bu yana ilerlemediğini

2- Demokratik standartlar,

3- Hukukun üstünlüğü

4- Yargı bağımsızlığı

5- Ve temel haklar konusunda

geriye gidişle ilgili kaygılarının giderilmediğini kayda geçirdi.

Daha doğrusu sadece mevcut karanlığın resmi çekmekle kalmadı, nedenlerini de çok çarpıcı bir şekilde açıklamış oldu.

Xxxxxxxx

Ancak mide kramplarıyla izlenen ve çıkışı olmayan gidişatta belki de tek eğlenceli şey, Hazine’den Sorumlu Bakan Mehmet Şimşek’in zaman zaman “yapay zeka” ile yaptığı açıklamalar.

En son olarak da şunları söyledi:

" Kayıt dışı ekonomiyle mücadele çalışmaları kapsamında kanundan kaçan ve sahtecilik yapan bu tür mükellefleri tespit etmek için yapay zekadan yararlanıyoruz. Sahte belge düzenleme riski yüksek mükellefler ile haksız iade talep etme riski yüksek olanları yapay zeka teknolojilerinden faydalanarak tespit etmek amacıyla TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü ile bir proje başlattık.

Artık devletten haksız iade almak, sahte belge düzenlemek amaçlı kurulan işletmeleri, birçok veriyi yapay zeka teknolojileriyle analiz ederek çok kısa sürede tespit edebileceğiz ve bunların derhal mükellefiyetlerini kapatabileceğiz.

Bu sayede gerek dürüst mükellefleri gerekse kamunun menfaatini koruyacağız."

Mükemmel…

Xxxxxx

Madem sahteciliği önlemek ve “kamu menfaatlerini” korumak için devlet yapay zeka desteğinden yararlanıyor, her türlü sorun için aynı uygulamaya neden gitmez ki?

Bir sokak röportajında “Ben Türk değilim” diyenin Sulh Ceza Hakimliğince “silahlı örgüt propagandası yapma” suçlamasıyla tutuklandığı bu ortamda, Mehmet Şimşek yöntemini izleyerek yapay zekaya “Türkiye’de Kürt Sorunu nasıl çözülür?” diye sordum.

Cevabını, Türkçesine ilişmeden olduğu gibi yayınlıyorum:

“Türkiye'de Kürt sorununun çözümü, çok boyutlu bir yaklaşımı gerektirir.

Sorunun çözümü için siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve hukuki alanlarda atılacak adımlar büyük önem taşır.

Kürt sorununun çözümüne yönelik başlıca adımlar şu şekilde özetlenebilir:

1. Demokratik Hakların Güçlendirilmesi

  • Kürt sorununun temelinde demokratik hak ve özgürlüklerin yetersizliği yatar. Dil, kültür ve kimlik haklarının tanınması, özgür bir ortamda ifade edilebilmesi için demokratik reformlara ihtiyaç vardır.
  • Anayasal değişiklikler, etnik kimliğe dayalı ayrımcılığı önleyici düzenlemelerle desteklenmelidir. Bu bağlamda, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve vatandaşların kendi kültürlerini özgürce yaşayabilecekleri ortamların sağlanması önemlidir.

2. Ekonomik Kalkınma ve Eşitlik

  • Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde, ekonomik koşullar Batı bölgelerine göre daha geri durumdadır. Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi için kalkınma projeleri yapılmalı, eğitim ve istihdam olanakları arttırılmalıdır.
  • Ekonomik kalkınmanın sağlanması, işsizlik oranının düşürülmesi ve eğitim imkanlarının yaygınlaştırılması, gençlerin iş ve yaşam umutlarını arttıracaktır.

3. Eğitimde Eşitlik ve Anadil Hakkı

  • Kürt vatandaşların anadil eğitimi hakkı tanınarak kültürel kimliklerine saygı gösterilmelidir. Anadil eğitimine erişim imkanı, bireylerin kendilerini daha iyi ifade etmelerini sağlar ve toplum içindeki aidiyet duygusunu güçlendirir.
  • Eğitim sisteminde çeşitlilik sağlanarak, dil ve kültür farklılıklarına daha duyarlı bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.

4. Toplumsal Barış ve Güven İnşası

  • Kürt sorununun çözümünde, toplumun farklı kesimleri arasındaki güvenin yeniden tesis edilmesi önemlidir. Bu doğrultuda, ayrıştırıcı söylemlerden kaçınılmalı, toplum içinde kardeşlik ve birlikte yaşama kültürü güçlendirilmelidir.
  • Taraflar arasındaki kutuplaşmayı azaltmaya yönelik politikalar benimsenmeli; geçmişe dönük toplumsal yaraların iyileştirilmesi için barış ve uzlaşı çalışmaları yapılmalıdır.

5. Siyasi Temsil ve Katılım

  • Kürt vatandaşların siyaset sahnesinde daha güçlü bir şekilde temsil edilmesi, sorunların çözümünde doğrudan etkili olacaktır. Bu kapsamda, Kürt siyasi hareketlerinin, toplumun genel çıkarlarını da gözeten bir yaklaşımla sisteme dahil edilmesi önemlidir.
  • Eşit temsilin sağlanması ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, vatandaşların kendi bölgelerinde etkin olmalarını sağlayacaktır.

6. Uluslararası İlişkiler ve Bölgesel İstikrar

  • Kürt sorununun çözümü için Türkiye’nin komşu ülkelerdeki Kürt hareketleriyle dengeli bir ilişki geliştirmesi gerekir. Bu doğrultuda, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle yapıcı ve barışçıl ilişkiler kurması, sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.
  • Uluslararası toplulukların da barış süreçlerini destekleyici bir rol üstlenmeleri, güven ortamının tesis edilmesine katkı sağlayacaktır.

7. Silahlı Çatışmaların Sona Erdirilmesi

  • Şiddet ve terör eylemlerinin sona erdirilmesi, çözüm sürecinin en temel koşuludur. Bu noktada, silahlı örgütlerin Türkiye topraklarında silahlı faaliyetlerine son vermeleri, güvenlik ve huzurun sağlanması açısından önem taşır.
  • Çatışmasızlık ortamının sağlanması, tarafların birbirine karşı güven duymalarını kolaylaştıracak ve çözüm sürecinin ilerlemesine olanak tanıyacaktır.

8. Toplumun Tüm Kesimlerinin Katılımı

  • Kürt sorunu yalnızca Kürt vatandaşları ilgilendiren bir konu değildir. Türkiye toplumunun tüm kesimleri, bu sorunun çözümünde etkin rol almalıdır. Bu bağlamda, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar ve toplum liderleri sürece dahil edilmelidir.
  • Toplumda barış kültürünün yaygınlaşması ve sorunun köklü bir şekilde çözülmesi için geniş bir toplumsal mutabakat gereklidir.

Sonuç

Kürt sorununun çözümü, kapsayıcı bir yaklaşım ve toplumsal uzlaşı gerektirir. Siyasi kararlılık, hukuki reformlar, toplumsal destek ve ekonomik kalkınma süreçleriyle bu sorun aşılabilir. Bu adımların hayata geçirilmesi için uzun vadeli ve sabırlı bir süreç gerekecektir.”

Xxxxxx

Eğer sulh ceza hakimi devreye girip yapay zekayı tutuklamayacaksa Mehmet Şimşek'e bir sorum var:

Sahtecilik konusunda yararlandığımız yapay zekadan, “siyasal zekanın” yüz yıldır çözemediği Kürt Sorununu çözmek için neden yararlanmıyoruz?