Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimizi yalnızca seçimden seçime gönülleri alınacak, oyları kazanılacak, geçici gündem malzemesi yapılacak bir aktör olarak asla görmedik, görmüyoruz." dedi.
Erdoğan, dün Gaziantep'e gerçekleştirdiği ziyarette Şahinbey Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Gençlerle Buluşma" programına katıldı.
Burada konuşan Erdoğan, Şahinbey'e kazandırılan Millet Kütüphanesi'nin, Türkiye'de bu tür kütüphanelerin ve sanat merkezlerinin ancak AK Parti tarafından yapılabileceğini gösterdiğini vurguladı.
Ankara'daki Millet Kütüphanesi için birilerinin "yapamaz, edemez" dediğini anımsatan Erdoğan, "Yaptık ve şu anda dünyanın değişik yerlerinden gelen bütün devlet başkanları orayı gezdikleri zaman, hakikaten 'bu projenin bir örneği bize verilebilir mi' diyor. Biz de tabii yani bu tür şeyleri kıskanmıyoruz. Yeter ki alın, sizin ülkenizde de böyle bir projeyi uygulayın diyoruz." ifadelerini kullandı.
Anadolu'nun göbeğinde, gaziler diyarında, Gaziantep'te böyle bir merkezin açılmış olmasının kendileri için iftihar vesilesi olduğunu belirten Erdoğan, burada 150 bin kitap olduğunu, bunun ileride daha da artacağını, gençlerin bu kitaplardan istifade edeceğini söyledi.
Erdoğan, kütüphanenin çekim alanı olacağını, gençlerin burayı kendileri için bir merkez haline getireceğini dile getirerek, Şahinbey Belediyesini programı düzenlediği ve Millet Kütüphanesi'ni şehre kazandırdığı için tebrik etti.
Kütüphanenin aynı zamanda Türkiye'nin en büyük ikinci kütüphanesi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şahinbey Belediyemizin 218 bin öğrencimizi, ecdadımızla buluşturduğu Çanakkale gezileri başta olmak üzere, gençlerimize yönelik faaliyetlerini de takdirle karşılıyoruz. CHP'li belediyeler ile AK Parti ve Cumhur İttifakı belediyeciliği arasındaki temel farklardan biri işte budur. Biz, mazi ile ati arasında sağlam köprüler kurmayı hedefliyoruz. Onlar ise gençlerin hayallerine set çekmenin, umutlarını kırmanın, Batı'daki marjinal akımları özgürlük maskesiyle ülkemize taşımanın derdindeler."
"Uluslararası standartları karşılayan üniversiteler açtık"
Gaziantep'te dolu dolu bir gün geçirdiklerini, öncelikle yapımı tamamlanan 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini büyük bir coşkuyla icra ettiklerini anımsatan Erdoğan, ardından Gaziantep İl Kongresi'nde yol ve dava arkadaşları ile bir araya gelerek, yeni ekiplerini kurduklarını söyledi.
Gönülleri birleştirmek, şehri ve Türkiye'nin meselelerini ele almak üzere şimdi de gençlerle bir arada olduklarını ifade eden Erdoğan, düzenlenen programın 46'ncı buluşma olduğunu aktardı.
AK Parti'nin, siyasi tarihte gençlere en fazla değer veren, proje ve programlarını gençleri merkeze alarak hayata geçiren bir parti olduğunun vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimizi yalnızca seçimden seçime gönülleri alınacak, oyları kazanılacak, geçici gündem malzemesi yapılacak bir aktör olarak asla görmedik, görmüyoruz. Eğitimden kültüre, spordan sosyal hayata, gençlerimizin önünü açan, onlara ufuk çizen ne kadar yenilik, uygulama varsa bunu biz hayata geçirdik. Bakın şu anda sizlerle gönül gönüle verip sohbet ettiğimiz Şahinbey Millet Kütüphanesi gibi birçok merkezi ülkemizin 81 vilayetinde biz inşa ettik. Gerek müfredatı gerek eğitim kadrosu gerekse altyapısı ve teknolojik imkanlarıyla her şehrimize çağın ihtiyaçlarına cevap veren, uluslararası standartları karşılayan üniversiteler açtık. Hatırlayın, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda her yerde üniversite yoktu. Sağ olsun Tatlıses'e üniversiteyi falan sorunca ne dedi? 'Oxford vardı da gitmedik mi' dedi. Biz, bu incelikleri bildiğimiz için Türkiye'nin dört bir yanında 81 vilayette bu üniversitelerin yapımını hedefledik ve yaptık."
Erdoğan, üniversitelerin kampüslerini modern ve konforlu öğrenci yurtlarıyla donattıklarını, zenginleştirdiklerini belirterek, şehirleri gençlik ve teknoloji merkezleriyle, bilim yuvalarıyla, spor tesisleriyle donattıklarını söyledi.
"Partinin tüm birimlerini okul olarak görüyoruz"
Hiçbir şehri diğerlerinden ayırmadıklarının, üstün ve ayrıcalıklı görmediklerinin altını çizen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Bunların hiçbiriyle yetinmeyerek siyasette gençlerimizin önünü açtık. Birilerinin ısrarla karşı çıkmasına, statükocu bir anlayışla 'ne gerek var' demesine aldırmadan, seçilme yaşını hatırlayın, 30'dan nereye indirdik? 18'e. Bunu biz yaptık. Ne diyorlardı? 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız?' Biz, böyle bir şeyi kabullenmedik. Asıl olan genç yaşta Parlamento'da diri, dingin, genç iradeyi oraya yerleştirmek dedik ve bunu yaptık. Milli iradenin tecelligahı olan Gazi Meclisimizde gençlerin daha fazla temsil edilmesini sağladık, onlara daha fazla imkan tanıdık. Sevgili gençler şu hususu sizlerle büyük bir gururla paylaşmak isterim. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki en genç 5 milletvekilinden 4'ü milletin umuduyla yola çıkan, siyaseti milletin çizdiği istikamette yürüten AK Partimizin saflarında siyaset yapıyor. Partimizin en genç 4 milletvekilimizden biri yine Gaziantep'in evladı olan Mesut Bozatlı kardeşimizdir. Kendisi daha önce partimizin ilk gençlik kolları başkanı olarak görev yapmış, şehrimize, gençlerimize ve ülkemize başarıyla hizmet etmişti. Şimdi de bu vazifeyi Yüce Meclis'imizin çatısı altında yürütüyor."
Erdoğan, gençlik kolları başta olmak üzere partinin tüm birimlerini, tüm kademelerini bir okul olarak gördüklerine işaret ederek, "Bu okullarda ülkesine, milletine ve değerlerine bağlı gençler yetiştirmeye gayret ediyoruz. Bunu muhalefet partilerinde asla göremezsiniz. Onlar, gençleri kendi siyasi ajandalarının, rant mekanizmalarının bir parçası, işlevsel bir aracı olarak kullanır, sonra da bir kenara atarlar." dedi.
"Gençlerimizle yürümeye devam edeceğiz"
Gençlerin sorunları ve Türkiye'nin aydınlık yarınlarının inşasında söz sahibi olmalarının AK Parti'nin gündeminde yer aldığını ancak muhalefette bunun bulunmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onlar ne yaparsa yapsın, bizim yol arkadaşımız sizlersiniz. Siz gençlerimizle daha nice uzun yolları el ele, omuz omuza, gönül gönüle vererek yürümeye devam edeceğiz. Unutmayın, sizler duruşunuzla, bilginizle, merhametinizle dünyaya örnek olmuş gençlersiniz. Sınırımızın hemen ötesindeki Suriye'de savaştan, ölümden ve zulümden kaçıp ülkemize sığınan milyonlarca insana şefkatle kucak açmış, onlarla ekmeğinizi paylaşmış, müşfik gönüllersiniz. Yalnız bu misafirperverlik ruhu bile sizlerle iftihar etmemiz için yeterlidir. Hep söylüyorum, biz, sizin zamanınızın misafirleriyiz. Büyüklerimizin bize emanet ettiği sancağı, bizden, siz devralacaksınız. Türkiye Yüzyılı'nın asıl mimarı yine sizler olacaksınız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da özgüvenli, bilgili, birikimli ve vicdanlı bir şekilde ülkemize değer katacağınıza yürekten inanıyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin."
Ayşegül Sarıkaya isimli üniversite öğrencisinin, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkındaki tutuklama kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Uluslararası Ceza Mahkemesi çok isabetli bir karar verdi. Ama bundan önce verilen kararlara da Netanyahu hiçbir zaman uymamıştır. Buna da uymayacaktır. Uysa da uymasa da bu kararın verilmiş olması, İsrail karşıtı ülkelerin onur mücadelesini kazanmasıdır. Bu çok önemliydi. Netanyahu, mahkemelerin vermiş olduğu kararlar karşısında bakalım ne yapacak. Bir de tabii dünya çok değişik bir süreci yaşıyor. Şimdi Amerika'da Trump yönetimi geldi. Trump ile Amerika'daki yeni yönetim nasıl oluşacak bunu da göreceğiz. Bütün bunlarla birlikte de dünya çok farklı bir yere doğru evriliyor. Onun için de bizim önümüzdeki 2-3 ay çok önemli. Biz de Türkiye olarak elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz, ortaya koyuyoruz ve mesajlarımızı da ona göre dünyaya veriyoruz."
"İyi oynayan kazansın"
Programa katılanlar arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın torunu, Ali Tahir Erdoğan da yer aldı. Programda söz alan Bilal Erdoğan'ın oğlu 11 yaşındaki Ali Tahir, kendisine imkan verildiği için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Oğlum kendini takdim etsene" sözleri üzerine, "Benim adım Ali Tahir. Soyadım, Erdoğan. Bugün siyasi tecrübe kazanmış oldum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, başka bir üniversite öğrencisinin, "Sizce Türk futbolunda siyaset var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Siyasetin girmediği yer mi var? Her yere maalesef siyaset bulaşıyor. Pazartesi günü Rizespor, Gaziantep ile oynayacak. Şimdi ne diyeceğim ben? 'İyi oynayan kazansın' derler. Burada da iyi oynayan kazansın. Maalesef Türk futbolunda bu kadar kulübümüz var. Bütün bunlara rağmen başarıya gelince hep dip yapıyor. Bu kadar kulüp, bu kadar tesis ama buna rağmen dip yapıyor. Artık bunu aşmamız lazım. Gençlik ve Spor Bakanı'mız burada inşallah bunu da aşarız."
"Dünyada liderler arasında iki kişi kaldık"
Diğer bir gencin, Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "Özgürlük. Anılar 1954-2021" adlı kitabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili bölümleri hatırlatıp, diplomatik ilişkilerdeki başarısını neye borçlu olduğunu sordu.
Yabancı liderlere karşı kullanılan ifadelerin önemli olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"İfadelerin yanında, onlarla olan diyalog mekanizmasını devam ettirmek çok çok önemli. Biz buna diplomasi atakları diyoruz. Bu diplomasi ataklarını devam ettirmek. Şu anda da dünyada liderler arasında zaten iki kişi kaldık. Bir ben varım, bir de Vladimir Putin var. Yani bunu ben olduğum için söylemiyorum. Yani vakayı söylüyorum. Tabii 22 yıl bu fakirin görev süresi var. Neredeyse bir o kadar da Sayın Putin'in var. Diğerleri hepsi elimine oldu. Şu anda süreç devam ediyor. Temennimiz odur ki bu münasebetleri bu diyalog içerisinde sürdürmeye devam edelim. Merkel'in Almanya siyasetinde bir yeri vardı. Merkel gittikten sonra Almanya'da siyaset bitti. Çok ilginçtir. Sevdiğim bir lider Schröder'dir. Schröder'in bize karşı olan saygısı çok çok farklıydı ve hakikaten iyi bir liderdi. Bizimle olan münasebetleri çok çok farklıydı. Ramazan'da mesela benim oturduğum masada Schröder, bira filan içmezdi. Böyle saygısı olan bir insandı, farklı bir insandı. Schröder ile şu anda hala diyaloğumuz devam eder. Hatta zaman zaman Türkiye'ye geldiği de oluyor. Alman siyasetinde Schröder'in çok çok güçlü bir konumu var. Temennim odur ki Türk siyasetinde de Schröder benzeri siyasetçiler olsun."
"Nasıl, 3 bin lira iyi mi?"
Muhalefet partilerinin yönetimindeki belediyelerin konser etkinliklerinde bir sanatçıya 50-60 milyon lira ödemesiyle ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi böyle bir harcamayı şarkıya, türküye, şuna buna falan vermek hele hele bir taraftan ağlayacaksın, 'ekonomide şartlar şöyle zor, böyle zor' diyeceksin ve böyle bir zamanda kalkıp bu tür harcamaları yapacaksın. Böyle bir şeye Cumhurbaşkanı olarak girmem, müsaade de etmem."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerine 2025 yılında verilecek burs miktarının, ocak ayı itibarıyla 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılacağını bildirdi.
Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a seslenerek, "Bu sene ne burs vereceğiz? Rakamı aldın benden." dedi. Bakan Bak da "3 bin lira dediniz efendim, aylık 3 bin lira." yanıtını verdi.
Bunun üzerine, salondakilere "Nasıl, 3 bin lira iyi mi?" diye soran Erdoğan, "2 bin alınıyordu. Şimdi onu 3 bine yükselttik. Daha iyi olacak inşallah. Ama bizim Özgür kardeşimiz sağ olsun, halen nerelerde yüzüyor." ifadelerini kullandı.
"O gün bugündür Haliç şu anda pırıl pırıl"
İzmir'de üniversite okuyan bir gencin, "İzmir bir öğrenci şehri olmasına rağmen, böyle ders çalışabileceğimiz kütüphanemiz yok." ifadelerinin ardından CHP'li belediyelerin bu hizmetleri yapıp yapamayacağı yönündeki sorusu üzerine Erdoğan, "Bana göre yapmaz ve yapamaz. Böyle bir derdi yok." cevabını verdi.
Hizmet etmenin dert işi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aşkın tanımını şöyle öğrendim; aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bunlarda böyle bir şey yok. Hiç... İstanbul'da belediye başkanı olduğum zaman İstanbul çöp, çukur, çamurdu. Ama biz İstanbul'u o 4,5 yıl içerisinde farklı bir hale getirdik. Haliç adeta çamur deryasıydı. Oradan 9,5 kilometreye Haliç'in çamurunu taşıdık ve orada 500 bin metrekare devasa bir park oluşturduk. Haliç'i de çamurdan temizledik. O gün bugündür Haliç şu anda pırıl pırıl, koku moku bir şey yok. Öbür taraftan da boğazdan tünel açarak, Haliç'e o tünelle boğazın suyunu taşıdık. Dağı deldik. Bunları bu şekilde yaptık. Ama ne yaparsan yap, yani oy verecek olan vatandaş. Senin o dağları delip de oraya suyu getirmeni şey yapmıyor. Biz yani 110 kilometreden Istranca Dağları'ndan o İstanbul'un susuzluğunda İstanbul'a su getirdik. Su yoktu. Dedik ya aşk. Aşk, dağları bile deldirtir."
"2 KYK yurdu satın almayı konuştuk"
Erdoğan, "Bugünkü Recep Tayyip Erdoğan, 20 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan'a bir şeyler söylemek isteseydi, neyi söylerdi? 20 yaşındaki halinize neyi söylemek isterdiniz?" sorusuna, "20 yaşındayken ben daha imam hatipten mezun olmuş ve üniversiteye adım atan bir öğrenciydim. Bizde KYK de yoktu. Şimdi biz bugün uçakta gelirken Bakanımızla 2 tane KYK yurdu satın almayı, 3'üncüsünün hazırlığını yapmayı konuştuk." cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Edirnekapı'daki alacağımız yurt kaç öğrenci alıyor?" sorusunu Gençlik ve Spor Bakanı Bak, "İki blokta 1800 öğrenci. O büyük olan tamamlanınca da 5 bin öğrenci alacağız." şeklinde cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Derdimiz var bizim, aşkımız var bizim." dedi.
Soruyu soran Mevlana Ahmet Habibullah isimli gence Erdoğan, "İsmin zaten bizi eritti daha başta. Sen ilhamı Mevlana'dan alıyorsun. Bu gidişle de inşallah o izi sürmek suretiyle Mesnevi'yi ihmal etme. Mesnevi'yi de okumak suretiyle şöyle ilhamda zenginleşir ve yola öyle devam edersin." tavsiyelerinde bulundu.
Programın sonunda Gaziantep Milletvekili Mesut Bozatlı ve Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti.
AA