Guguk kuşu modeli

Yusuf Ziya Cömert

 Guguk kuşunun ‘geçinme’ politikasını bilirsiniz.

Yumurtlama zamanı geldiğinde içinde yumurta olan kuş yuvalarını takip ediyor.

Yuvadaki anne kuş uzaklaşınca gidip o anne kuşun yumurtalarının arasına kendi yumurtasını bırakıyor.

Yuvada üç yumurta vardı. Dört olunca anne kuş fark edebilir.

Yuvadaki üç yumurtadan birini gagasıyla kapıp yuvanın dışına atıyor.

Yuvada kalıyor üç yumurta.

Anne kuşun yabancı yumurtayı fark etme ihtimali yok mu?

Var.

Hikmet-i Hüda… Guguk kuşu nasıl beceriyorsa, seçtiği yuvadaki yumurtalarla benzer renkte, benzer büyüklükte yumurtluyor.

Guguk kuşunun kendi yumurtalığındaki yumurtaların renkleri üzerindeki tasarrufu şaşılacak şey.

Bir ilim sahibi araştırsa da Allahu Teala bunu nasıl yaratıyor öğrensek. Belki araştıran olmuştur, biraz peşine düşmemiz lazım.

İş burada bitmiyor.

Yavrular yumurtadan çıkar, anne kuş bu yavrunun diğer ikisinden farklı olduğunu görür ve onu dışlayabilir.

Bunun da tedbiri alınmış.

Guguk kuşunun yumurtası diğer iki yumurtadan önce çatlıyor.

Guguk kuşunun yavrusu ev sahibesi olan kuşun yavrularından önce yumurtadan çıkıyor.

Yavru guguk kuşu üvey kardeşleri yumurtadan çıktığında, henüz gözleri bile açılmamışken, üvey annesi de yuvada yokken diğer iki civcivi ite ite yuvadan dışarı itiyor. Yuvada tek kalıyor.

Zavallı anne kuş gidip gelip yuvadaki tek yavru kuşu besliyor.

Hatta bir süre sonra guguk kuşunun üvey yavrusu üvey annesinden daha cüsseli hale geliyor.

Yine de üvey anne, kendisinden iki kat büyük yavrusuna dışarıdan yiyecek taşıyor, gagasıyla ağzına solucan, börtü böcek veriyor.

Bu asalakça davranış… Yani yavrusunu başka bir anneye baktırmak, bunu nesiller boyu devam ettirmek bir taraftan da tabiatın harikalarından biri.

Böyle bir hikâyeyi bilmek guguk kuşu hakkında menfi hisler beslememize sebep olabilir.

Olmasın.

Onların yaratılışı böyle.

Nihayet kuş onlar.

Fakat insanlar guguk kuşunun asalaklığını bir var olma biçimi olarak benimserse, bir politika gibi uygularsa, kötü hisler besleyebilirsiniz.

Ben, guguk kuşunun bu adetini 2014 Haziran’ında Star Gazetesi’nde yazmıştım.

İnsanların guguk kuşlarının bu davranış şeklini taklit etmesini biraz yorumlamıştım. İnternette sorgulayınca çıkıyor.

Nasıl?

Şöyle:

“Yuva kurmaması, başkasının yuvasına yerleşmesi, ‘tembellik’, ‘asalaklık’ olarak...

Yuvanın sahibinin yumurtasını yuvadan atması, ‘gaddarlık’ ve ‘ihanet’ olarak...

Guguk kuşunun, yuvadaki yumurtalara benzer desenli yumurta yapması ‘takıyye’ olarak...

Yumurtadan yeni çıkmış, kör ve tüysüz guguk yavrusunun, yuvadaki öteki yumurtaları ite kaka yuvadan aşağı atması ve yuvada başka yavru bırakmaması ‘kumpas’, ‘tasfiye’ olarak...

Üvey annesinin, kendisinden birkaç kat cüsseli guguk kuşuna yiyecek taşıması ‘himmet düzeni’ olarak yorumlanabilir.”

Olayı daha iyi anlamamıza yardım edecek belgeseller de var internette.

Şimdi biz, kamunun çeşitli alanlarında, emniyette, yargıda, bürokraside, TSK’da guguk kuşundan mülhem yöntemlerin uygulandığını gördük.

Lise talebelerinin gireceği sınavlarda sorulacak soruların çalınıp ‘bizden’ olan öğrencilere verildiğini de gördük.

KPSS soruların çalındığını da gördük.

Merak ettiğim, acaba aralarından birisi bu yapılanın haksızlık olduğunu, buna cevaz verilip verilemeyeceğini Gülen’e sordu mu?

Bu tür yapılarda ‘yukarıdan’ gelen bir şeyi sorgulamak adetten değildir, büyüklerimiz yapıyorsa vardır bildikleri deyip geçmek daha yaygındır.

Ama merak ediyorum, sorgulandıysa nasıl izah edildi?

“Dava için” denilmiş olabilir mi?

Ya da “Allah rızası için.”

Allah’ın böyle bir zulümden razı olacağını düşünmek Allah’a açık bir iftira değil midir?

Bu, bir parantez. Örgütün politikalarının bir yönüyle ilgili genişçe bir parantez.

15 Temmuz’a da geleceğim.