Interpol’un aradığı iki Suriyeli Şam’da bir gün...

Yıldıray Oğur

İkisi de Suriye’de doğdu. İkisi de 2003 yılında bir terör örgütü için savaşmak üzere Irak’a gitti. İkisi de 2011 yılında Suriye savaşı parlak verince Suriye’ye döndü. İkisi de kod adları adlı. İkisi de uzun yıllardır üniformayla yaşadı. İkisi hakkında da Interpol’de arama kararı var. İkisi de dünyada terörist olarak adlandırılan örgütlerin mensubu.

Ve şimdi ikisi takım elbiseleri giyip, masaya oturarak Suriye’yi birleştiren anlaşmayı imzaladı.

Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Eş-Şara ile SDG komutanı Mazlum Kobani’den bahsediyoruz.

Uzun yıllar Colani adıyla Suriye’de dolaşan Şara, nihayet gerçek adına kavuştu. Ferhat Abdi Şahin’in ise Şahin Cilo’dan sonraki ikinci kod adı Mazlum Kobani.

Çünkü Şahin Cilo adıyla PKK’nın Avrupa temsilciliğini ve askeri kolu HPG’de komutanlık yaptı. Mazlum Kobani, onun dünyada Türkiye dışında terör örgütü olarak görülmeyen YPG’deki meşru adı.

Ama günün sonunda attığı imzayla Suriyeli orijinal ismi olan Ferhat Abdi Şahin’e bir adım daha yaklaşmış oldu.

Ama henüz iki Suriyeli arasında başka ülkeler var.

Kobani, anlaşma için Şam’a Amerikan ordusuna ait bir askeri uçakla ve Amerikalı subayların refakatinde geldi.

ABD, bu himayeyle Şam’a arkasındaki gücü göstermek istemiş olabilir.

Çünkü çok büyük bir toprak parçasını kontrol etse ve kalabalık bir askeri gücü olsa da aslında Suriyeli Kürtler dediğimizde Kamışlı, Haseke ve Afrin’de yoğun olarak bulunan en iyi tahmin 2 milyon, mevcut durumda ise 800 bine yakın bir nüfustan bahsediyoruz.

Ama bu anlaşmaya gelirken Şam yönetimi zor günler geçiriyordu.

Özellikle ABD, Sahil’deki katliamlar yüzünden yaptırımları kaldırmanın çok uzağına düşmüştü.

Zaten İsrail lobisi yüzünden uzağındaydı ama katliamlar için Dışişleri Bakanı “İslamcı teröristleri” suçlayınca, Şam’da birkaç saat elektirikle hahayatın geçmesine neden olan yaptırımlar daha da kalıcı gibi görünmüştü.

Ama anlaşmayla Şam yönetimi, Batı’da artık daha meşru. Ve tabii Suriye içindeki sapsarı bir alan yeşermeye doğru adım atınca daha da güçlü.

O yüzden bir süredir İsrail’in de himaye vaadleriyle ellerine silah alıp, boy gösteren Dürziler de bu tokalaşmadan sonra Şam’da Cumhurbaşkanı Sarayı’nda Şara ile buluştu ve Süveyda’da binalara nihayet Suriye bayrağı çekildi.

Şu anda yönetimin tek sorunu hala Lazkiye dağlarında bulunan eski Esadçı askerlerin silahlı milisleri.

Ama yeni Suriye’de artık eski Esad askerleri artık terörist.

Şam-SDG anlaşması bir peşrev ama güçlü bir peşrev.

“1- Dini ve etnik kökenlerine bakılmaksızın tüm Suriyelilerin siyasi sürece katılımı ve temsil hakları garanti altına alınacak.

2- Kürt toplumu Suriye devletinin yerli bir topluluğudur ve Suriye devleti onun vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını garanti altına almaktadır.

3- Suriye’nin tüm topraklarında ateşkes sağlanacak.

4- Suriye’nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumlar, sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimine entegre edilecek.

5- Yerlerinden edilmiş tüm Suriyelilerin kendi kasaba ve köylerine geri dönmelerinin sağlanması ve Suriye devleti tarafından korunmalarının sağlanması.

6- Suriye devletinin Esad kalıntılarına ve güvenliğine ve birliğine yönelik her türlü tehdide karşı mücadelesi desteklenecek.

7- Bölücü çağrılar, nefret söylemi ve Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasındaki birliğe zarar verecek tüm girişimler engellenecek

8- Yürütme komiteleri anlaşmanın en geç bu yılın sonuna kadar uygulanması için çalışılacak.”

Bu maddelerden özerklik ya da federasyon çıkmıyor.

Ama dünyadaki tek devlet biçimi de üniter devlet değil. Özellikle Kürt halkının anayasal güvence altına alınacağı maddesi önemli.

Yani günün sonunda Haseke ve Kamışlı’da okullarda sadece Arapça okutulmayacak.

Anlaşma çözüm sürecinin de bir meyvesi.

Öcalan’ın kimi kapsadığı çok tartışılan çağrısının nereleri kapsadığını da fiili olarak gösterdi.

YPG, PYD’yi tabii ki önderlik kabul ettiği Öcalan’ın her sözü bağlar. Bağladı da.

Çözüm sürecinin en riskli parçası da yerine böylece oturmuş oldu.

Suriye’de doğmuş, sonra ‘terörist’ olmuş iki isim şimdi Suriye’yi birleştiriyor. Ve nihayet Suriyeli oluyor, kod adlarını, üniformalarını bırakıp sivil hayata geçiyor.