Beyaz Saray'ın İran ile İsrail arasında gerilimin artması ve savaşın genişlemesi riskinin kaçınılmaz olmadığı yönündeki açıklamalarının aksine, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Hizbullah komutanı Fuad Şükür'ün Lübnan topraklarında, bir süre sonra da Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye'nin İran topraklarında öldürülmesinin ardından İsrail ile İran arasında genişleyen bir çatışmaya tanık olduğumuzu vurguladı.
Cumhuriyetçi Partili Bolton, Heniyye'nin öldürülmesine İran'ın vereceği misillemenin etkili ve güçlü olacağı tahmininde bulunarak şunları söyledi: “Irak'taki saldırılar, Hizbullah milislerinin komutanı Fuad Şükür'ün hedef alınması ve ardından Heniyye'nin öldürülmesi gibi son birkaç hafta içinde meydana gelen bir dizi olaydan sonra, İsrail ve İran arasında gerçekten bir çatışma var diyebiliriz. Asıl soru ise İran'ın İsrail'e karşı misilleme tepkisinin ne şekilde olacağı.”
Bolton sözlerini şöyle sürdürdü: “İran'ın, çok etkili ve önemli bir hamle yapacak gibi durduğunu söylemeliyim. Öyle ki, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in büyük bir törenle Heniyye'nin tabutu başında dua etmesi ve sert bir karşılık verme sözü verdiği konuşması da bunu gösteriyor. Bence bu çok önemli bir olay ve bu seferki yanıt, İran'ın İsrail'e 320 roket ve insansız hava aracı (İHA) fırlattığı geçen nisan ayından farklı olacak.”
İsrail savunmasını güçlendiriyor
ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, İran'ın güçlü bir misilleme tehdidinin İsrail'in savunmasını güçlendirmesine neden olacağını, ancak İran'ın ne yapacağını ve İsrail'in nasıl karşılık vereceğini görmemiz gerektiğini söyledi. Bolton, “Yine çok ciddi olacak. Çünkü İran'ın İsmail Heniyye gibi kişileri Tahran'da ağırlarken onları koruyamaması, Dini Lider Hamaney'i çok zor bir duruma sokar. Dolayısıyla beklenti İran'ın çok güçlü bir karşılık vereceği yönünde” değerlendirmesinde bulundu.
Cevabın şekli ve Tahran'ın Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen'deki vekil güçleriyle koordine edilip edilmediği konusunda ise Bolton, İran'ın cevabının şeklini ve kapsamını kesin olarak bilmenin zor olduğunu belirtti. Bolton, “İran'ın İsrail'e yönelik önceki saldırıları 200'den fazla balistik füze içeriyordu. Bunların 120'si İsrail'e ulaşmadı. Ya fırlatma rampasında patladı ya da hedefe ulaşmadan düştü. Dolayısıyla bu gerçekten de gerilimi tırmandırmamak için tasarlanmış bir saldırıydı. Ancak diğer 60 balistik füze İsrail içindeki hedeflerine ulaşmış olsaydı ne olacağına da bakmak gerekir. Bu kez İran'ın gururunu ayaklar altına alıp, olanları görmezden gelebileceğini sanmıyorum. Dolayısıyla bu noktada İran'ın İsrail'deki hedefleri vuran, çok sayıda can kaybına ve hasara yol açacak ciddi bir karşılık verme olasılığının daha yüksek olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Beyaz Saray yetkililerinin daha geniş çaplı bir çatışmanın kaçınılmaz olmadığı yönündeki değerlendirmeleri üzerine Bolton şunları söyledi: “Yönetimin daha geniş çaplı bir çatışma istemediğini düşünüyorum. Ancak İsrail'in bakış açısına göre, Hizbullah'ın kuzey İsrail'i roketlerle bombalaması, Husi milislerinin Kızıldeniz'de seyrüseferi ve uluslararası ticaret yollarını tehdit etmesi, Irak ve Suriye'deki İran destekli milislerin zaman zaman saldırılar düzenlemesi nedeniyle durum zaten daha geniş çaplı bir savaşa girmiş durumda. ABD'nin daha geniş çaplı bir savaştan kaçınma arzusuna rağmen, durumun ABD'nin tahminlerini aştığını ve İsrail'in kendisini her taraftan kuşatılmış gördüğünü düşünüyorum. İsrail’in bu aşamada geri adım atacağını sanmıyorum."
Müzakerelerin ertelenmesi
Bolton, Hamas'ın baş siyasi müzakerecisi Heniyye'nin öldürülmesinin, Biden yönetiminin siyasi bir zafer elde etmeye çalıştığı ateşkes müzakereleri üzerinde önemli bir etkisi olacağını vurguladı. Bolton, “Kuşkusuz bu, müzakerelerde önemli bir gecikmeye sebep olacak. Ancak söz konusu müzakerelerin bir anlaşmaya varmaya hiçbir zaman yakın olmadığı da kabul edilmeli. Zira temel konular hep aynı kalmakta. Temel soru, ateşkes konusunun daha ne kadar cevapsız kalabileceği” ifadelerini kullandı.
Bolton, Başkan Biden'ın, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve esirleri serbest bırakarak Beyaz Saray'daki görev süresi için tarihi miras oluşturacak siyasi bir zafer elde etmek için bu müzakereleri zorlamak istediğini, ancak yaşanan olayların böyle bir anlaşmaya yönelik umutlarını yıkmış göründüğünü belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan Bolton, “Biden'ın bu müzakereler için bastırmaya devam edeceğini düşünüyorum. Ancak iki tarafın (Hamas ve İsrail) bir anlaşmaya varmaktan halen çok uzak olduğunu da düşünüyorum” dedi.
Zayıflayan ABD etkisi
ABD yönetiminin İsrail üzerindeki etkisini kaybetmesi konusunda Bolton, ABD yönetiminin, bazı kanallar aracılığıyla İsrailliler ve Filistinli taraflar üzerinde yoğun ve sürekli bir baskı uyguladığını vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın ülkesinin İsmail Heniyye'ye İran'daki suikast planlarından haberdar olmadığını söylemesi, Washington'un İsrail'den önceden herhangi bir bildirim almadığını ve saldırıya katılmadığını iddia etmesi ve bunun ABD'nin İsrail üzerindeki etkisinin zayıflığı ve eksikliği anlamına gelip gelmediği sorusu üzerine Bolton şu cevabı verdi: “İsraillilerin ABD yönetimini planlarından haberdar etmediklerine inanıyorum. Çünkü yönetimde çalışan Tahran yanlılarının sayısı göz önüne alındığında, bilginin sızdırılmasından ya da İran'a aktarılmasından korktular. Bu elbette Biden dönemindeki Beyaz Saray'ın İsrail üzerindeki etkisinin zayıflığını yansıtıyor. Ben bunun doğru olduğunu düşünüyorum.”
Netanyahu-Biden görüşmesi
Netanyahu ile Başkan Biden arasındaki telefon görüşmesi ile İsrail'in ABD'yi bölgede açık bir savaşa sürükleme ve Washington'u İran'la doğrudan çatışmaya itme kabiliyetinin boyutuyla ilgili olarak Bolton şu ifadeleri kullandı: “Netanyahu'nun Başkan Biden ile görüşmesinin temel amacı, İsrail'in bölgede atmayı planladığı adımlar konusunda onu bilgilendirmektir. Biden'ın Hamas ile ateşkes müzakerelerini ele alacağına inanmıyorum. Zira bence bu müzakereler sona erdi ve yakın zamanda müzakerelerin yapılması için bir yol olmayacak. ABD'yi mevcut hareketlere dahil etme niyeti olduğuna da inanmıyorum, ancak pek çok şey İran'ın ne yapacağına bağlı. İran'ın tepkisinin şeklini öğrenene kadar Washington'un gelecekteki yönünü bilmek zor.”
Bolton, İsrail'in Heniyye'yi İran topraklarında hedef almasının, reformist olarak nitelendirilen ve Batı'ya açılmayı teşvik eden yeni İran Cumhurbaşkanı’nın gündemi üzerindeki etkisi konusunda ise şunları söyledi: “İsmail Heniyye suikastının yeni İran Cumhurbaşkanı’nın gündemi ve Batı ile diplomatik müzakereleri yürütme kabiliyeti üzerinde büyük bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü burada amaç, Heniyye'ye suikast düzenlemekti ve onu suikast planını uygulamak için uygun bir yerde buldular. Diğer yandan kararları veren İran Dini Lideri’dir. Bu nedenle, yeni İran Cumhurbaşkanı sadece Dini Lider tarafından ulusal güvenlik konularında belirlenen politikaların bir uygulayıcısıdır.”
Trump veya Harris ile İran ilişkisi
Bolton, ister yeni bir Trump yönetimi ister Kamala Harris yönetimi altında olsun, ABD'nin İran'a yönelik politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda ise şunları söyledi: “Her iki yönetimde de yer almayacağım ama benim görüşüm, iktidardakiler gidene kadar Ortadoğu'da barış ve istikrar olmayacağı. İran rejiminin barış ve güvenliğe yönelik ana tehdit olduğu ve İran halkı hükümetin kontrolünü ele geçirene kadar daha fazla huzursuzluk beklememiz gerektiğine inanıyorum. Sanırım hem Trump hem de Harris bu konuda hemfikir olacak. Trump, Tahran'daki hükümet Trump'ın başkan olduğu dönemden daha az popüler olsa da İran halkının hükümeti devirmesine yardımcı olmak için gerekeni yapmaya kesinlikle istekli değil. Harris yönetiminin ise İran'la nasıl başa çıkacağını bilmiyorum.”
nerinaazad