Hukuk dışı ya da keyfi bir kanun uygulaması ilk yaşadığında sarsıcı olur, ama insan bu tür bir “ilkler”in aslında bir “son”, yani bir istisna olduğunu düşünür. Uygulama tekrarladıkça, bir paradoks oluşturur. Hem korkulan olur, istisna ve hukuksuzluk kurala dönüşür, hem tekerrür kanıksamaya yol açar. Endişe salan ilk ağrı, zamanla bildik, tolere edilir bir sızıya dönüşür.
Kanıksama, otoriter rejimlerin, korku kadar önemli bir unsurudur.
Örneklerini dünden bugüne pek çok otoriter rejimde görmek mümkündür.
Kanıksama, beraberinde sıradanlaşmayı, zamanla toplumsal kabulü getirir. Sonra kuşaklar bu kabulün yeşerdiği dünyaya doğar, kabulü benimser, belki de desteklerler.