Kravattan fazlası lazım

Yusuf Ziya Cömert

Suriye devrimi 13 korkunç yılın ardından geldi.

Fakat sanki nihai aşaması yani ayağa kalkıp Esed’in sarayına yerleşmesi apandisit ameliyatından bile kolay oldu.

Tabii ki abartıyorum. Gerideki 13 korkunç yılı asla göz ardı etmiyorum.

Hatta bu 13 yılı hatırlatmaya çalışıyorum.

Çünkü bu 13 yıl olmasaydı gerçekten Suriye devrimi bir apandisit ameliyatı hafifliğinde kalırdı.

Devrimin senedidir bu her günü, her saati acıyla, meşakkatle geçen 13 yıl… Meşruiyet belgesidir.

Bu 13 yıl, masada Ahmed el-Şara’nın şık kravatından her zaman daha ağır çeker.

Kravatın, Ahmed el-Şara’ya aynaya baktığı zaman tuhaf gelmiş olacağını tahmin ediyorum.

Aynada kendisine gülmüş bile olabilir.

(Görüşme ile ilgili görüntülerde Fidan’ın ve Şara’nın yüzünden eksilmeyen tebessüm kravatla bile başlamış olabilir.)

Ama yadırgamıyorum. Eleştirmiyorum da…

Belli ki Şara, bulunduğu bölgede bilhassa batılı devletler tarafından doğru dürüst tanınmak istiyor.

Tanınmak, muhatap alınmak.

Muhtemelen kravatın da bir ‘iyi hal’ alameti olarak görülebileceğini ümit ediyor.

Şara’ya ‘sıfır kilometrede’ yekpare bir Suriye vermediler.

İsrail hala kenarından köşesinden tırtıklıyor Suriye’yi. Birkaç gün içinde Golan’ın geri kalanını da işgal etti.

Bir taraftan da Baas’tan miras savunma kapasitesini de hırpalıyor.

Hala Suriye toprağının enerji ve petrol bölgeleri dahil üçte birini YPG’nin kontrol ettiği söyleniyor.

Türkiye’nin de Şara’ya ilk siparişi YPG’nin izale edilmesi.

Bunu muhakkak kendisi de istiyor.

Belli ki çabalayacak.

Türkiye de Suriye’ye omuz verecek.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın konuşmasında da Şara’nın açıklamalarında da YPG’nin ortadan kaldırılmasına kuvvetli göndermeler vardı.

Bunun kotarılması için Trump’ın Beyaz Saray’a yerleşeceği günü beklemeleri gerekebilir.

Trump, 20 Ocak’ta “Hadiyin arkadaşlar, harç bitti yapı paydos” mu diyecek?

Yoksa “O kadar yatırım yaptık biraz daha duralım” deyip YPG’yle ittifakını rölantide mi tutacak?

Eğer İsrail, “YPG bana lazım” derse Trump’ın Suriye sorununu Türkiye’ye havale ettiğine dair beyanları geçerli olacak mı?

Bunlar uluslararası siyaset zemininde çözülebilecek ya da çözülemeyecek sorunlar.

Bir de ekonomisi var Suriye’nin.

13 senede yıkıldı Suriye.

Ne alt yapı kaldı ne üst yapı.

Ne de insan.

Baştan sona yeniden imar edilmesi lazım.

BM raporuna göre Suriye’nin yeniden inşası için 400 milyar dolar gerekiyor.

Dünyanın parası.

Tamam, biz inşaattan anlarız. Yaparız.

Ama parayı kim ödeyecek? Bizde bu sıralar o kadar para yok.

Araplar? Körfez rejimleri?

Şu ana kadar talipli çıkmadı.

Belki Katar, Türkiye’yle yakınlığı sebebiyle elini cebine atabilir.

Şara’nın sakalı bıyığı Arap liderlerinkinden biraz farklı.

Bir de HTŞ Arap rejimlerinin hemen ‘hoş geldin’ diyeceği meşrepten sayılmaz.

Biraz selefi.

Yani öteki zengin Arapların katılması zaman alır.

Avrupa’dan da “Hadi kolları sıvayalım el birlik Suriye’yi imar edelim” diye bir ses henüz çıkmadı.

Bunlar hep Suriye Devrimi’nin ‘iyi hal’ine bağlı.

Avrupa ve ABD, bizim yargıçlar gibi sadece Şara’nın kravatıyla devrimin ‘iyi hal’ine kanaat getirir mi?

Galiba kravattan fazlası lazım.

Belli ki Şara diplomasi biliyor.

Batı’nın alakasına hitap etmek için lazım olan gayreti gösteriyor.

Mesajları mutedil.

Nabza göre şerbet veriyor.

Başaracak gibi duruyor.