MHP lideri galiba bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor…

Fehmi Koru

MHP lideri Devlet Bahçeli, kendi partisinin tabanından başlayarak siyasi gelişmeleri izleyen herkesi şaşırtan çıkışından geri adım atmayı düşünmüyor. Her iki teklifinde de ısrarlı.

En iyisi, partisi grubunda bu hafta yaptığı konuşmanın o bölümünü aynen aktarayım:

“Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, ‘umut hakkı’ndan da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.”

Vaktiyle kendisiyle yol arkadaşlığı ettikleri halde sonradan yollarını ayırmış siyasiler de tepkilerinde ısrarlılar.

İYİ Parti genel başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Ben Devlet Bahçeli’yi çok iyi tanırım” hatırlatması yaptığı konuşmasını şu cümleyle tamamladı: “Buradan bir kere daha sesleniyorum, sen istersen gidip İmralı’da grup toplantısı yapabilirsin, bu saatten sonra yakışır da.”

Dervişoğlu, Bahçeli’nin ilk konuşması üzerine de, partisi kürsüsünden ona bir urgan fırlatmıştı.

Siyasetin içinde pişmiş, değişik hükümetlerde başbakan yardımcısı olarak görev üstlenmiş, yıllardır da AK Parti’yi iktidara, Tayyip Erdoğan’ı da cumhurbaşkanlığına seçtirmeyi başarmış bir lider Devlet Bahçeli…

Herhalde sözünün nereye çekileceğini bilmemesi mümkün değil.

Tekliflerini düz ifade etse, işin içine Abdullah Öcalan’ın çağrısını yapması için Meclis’e gelip DEM Parti’nin grup toplantısı kürsüsünü kullanması ayrıntısını eklemese, teklifleri başka bir zeminde tartışılırdı.

Hayır, o dolambaçlı yolu seçti.

Israrlı olduğunu ifade ederken de yine aynı ayrıntıyı tekrarladığına göre, Devlet Bahçeli için, İmralı’da tecrite maruz Öcalan’ın Meclis’ gelip DEM Parti kürsüsünü kullanması da teklifleriyle eş değerde.

Neden?

Öcalan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmış bir mahkum. Yasalarda o durumdaki mahkumlara bazı haklar tanıyan henüz ‘umut hakkı’ bulunmuyor. O hakkı kullanma imkanına kavuşabilmesi için, Öcalan’ın önce çağrısını yapmasını ve çağrısının silah bıraktırma sonucuna ulaşmasını şart koşuyor Devlet Bahçeli.

Bunlar olduğu takdirde Öcalan’a ‘umut hakkı’ kullanma yolu açılacak…

Senkronize bozukluğu var.

Nedenini anlatayım.

’Umut hakkı’ henüz yokken Öcalan İmralı’dan çıkamaz ki…

İmralı’dan gelip konuştuğunu ve konuşmasının PKK’ya silah bıraktırma sonucu doğurduğunu varsaysak bile, Öcalan’ın yeniden geldiği yere dönmesi gerekecek; ‘umut hakkı’ henüz yasalaşmadığı için…

Diyelim, arada hükümet bu amaçla bir yasa çıkarma gayretine girdi, yasanın Meclis’ten Öcalan’ı da kapsayacak biçimde çıkması mümkün olacak mı bakalım…

Bahçeli’nin “Arkasındayım” dediği sözünün ve ısrarlı olduğunu söylediği teklifinin hayata geçmesinin önünde çok ciddi engeller var.

Teklifi yapan, eş-zamanlı olarak, teklifinin en önemli bölümü saymamız gereken ‘umut hakkı’ yasalaşsın diye herhangi bir girişimde bulunuyor mu?

Hayır, bulunmuyor.

Daha da önemlisi, Bahçeli deneyiminde bir siyasetçinin Meclis’e gelmeyi işin içine kattığında alacağı tepkileri öngörmesi mümkün iken, tartıştırıcı bir ortamı özellikle istemesinin de bir sebebi olmalı.

Kendisine idamı hatırlatan urganı fırlatandan talep edip çalışma odasındaki diğer siyasi mesaj içeren malzemeler yanına yerleştirmesi de ayrıca anlamlı.

Ülkeyi ve insanlarını bir şeylere hazırlamak isteyen ancak böyle davranır…

MHP lideri tam da öyle davranıyor.

İyi de neye hazırlanmamız bekleniyor, bunu da söylese ya…

Yoksa, ısrarlı çıkışlarıyla tartışma gündemine girmesini sağladığı konuyla hepimizi hazırlamak istediği neyse, onunla ilgili ipucunu daha önce vermiş olabilir mi?

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turundan sonra, 28 Mayıs 2023’te, yaptığı konuşmanın en sonunda söylediği şu cümle sözgelimi: “Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez.”“Nerede, ne zaman ve ne değişecek?” soruları o cümle sarf edildiğinde anlamsız kaçıyordu, oysa o günden bu güne, ülkede, çevremizde ve dünyada yaşanan hızlı değişiklikler iyice görülür hale geldi.

Bahçeli, değişimin merkez ülkelerinden biri olacağı belli Türkiye’de, değişimin sınırlarını belirlemede rehberlik görevini üstlenmiş gibi sanki…

Ya da tartıştırmayı seviyor MHP lideri…