Gelin bugün “muhafazakârlık” üzerine biraz düşünce egzersizi yapalım. Siyaseten de, toplum hayatı açısından da güncel bir tarafı var bu konunun.
Bir kere iktidarda kendisini muhafazakâr diye tanımlayan bir parti var. Toplum geneli olarak da muhafazakâr niteliğimizle biliniriz.
Muhafazakârlığa eleştirel yaklaşan meselâ ülkenin ana muhalefet partisinin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Aslında en muhafazakâr parti biziz” gibi bir söz söylemişti. Kılıçdaroğlu’ndan liderliği alan kadro da (Özel ile İmamoğlu ile) “Değişim” vurgusunu öne çıkarmıştı. Hatta gelecekte siyasette daha etkin roller üstleneceği var sayılan Ekrem İmamoğlu “CHP değişmeden Türkiye değişmez” demişti. Bir ara da yine parti saflarında “CHP normalleşmeden Türkiye normalleşmez” ifadesi dolaşmıştı. “Değişim” denen şey, CHP için Kılıçdaroğlu’nun “En muhafazakâr” diye koruma alanında gördüğü şeylerde bir değişimi, yenilenmeyi mi işaret etmekteydi?