Gökhan Özcan - Yenişafak
Bu devirde insanın içinden güzelleşeceğine inananların sayısı oldukça azaldı. Güzelliğin salt fiziksel bir şey olduğuna ve satın alınabileceğine inandırıldı çünkü insanlar. İnsanlara güzellik satmak üzere endüstriler, sektörler oluşturuldu. Bu arza talep, bu yatırımlara müşteri gerekiyordu. Her türlü medya aracıyla güzellik sektörünün ekonomi-politiği desteklendi. Nihayetinde insanların büyük bir kısmı vücut geliştirerek, yüz gerdirerek, dolgu yaptırarak, kozmetiğe, makyaja yüklenerek, muhtelif güzelleştirici kürlere rağbet ederek, trendlere göre giyinerek, marka ürünler kullanarak ve bunun gibi şeylere tonla para harcayarak güzelleşebilecekleri yönünde ikna edildiler.
Bugün bu güzellik endüstrileri adeta paraya para demiyor. Hemen herkesi kendilerine müşteri kılmış durumdalar. Ancak fiziksel olan her şey eskimeye, kaybolmaya, sona ermeye mahkûm… Güzellik endüstrileri bu eskime handikabına geciktirici hal çareleri üretti kendince ve bunlardan da ayrıca servet kazanıyor. Ancak müşterilerine geçici olmayan bir tatmin duygusu kazandırmayı garanti edemiyorlar hâlâ. Genç olan yaşlanıyor, güzel olan zaman içinde yıpranıp tazeliğini yitiriyor, trend olan eskiyor, moda olan demode oluyor, güzellik sektörü tariflerini sürekli değiştiriyor ve dolayısıyla kasten erişilmez hale getirilmiş olan güzellik bir türlü yakalanamıyor.
Oysa her şeyi maddeleştiren bu yeni zamanların öncesindeki asırlar boyunca, ‘güzel’ kavramının içini fiziksel olanın ötesinde çok daha zengin bir anlam münderecatı ile genişletebiliyordu insanlar. İçinden güzelleşebilen insanlar, maddi sınırlardan, dar fiziksel ölçütlerden, lisanın tabii kısıtlamalarından yakalarını kurtarabiliyor, içlerinin sınırsızlığı içinde güzelliğin sonsuz tezahürlerine erişebiliyorlardı. Belki herkes için elinin altındaki bir şey değildi bu ama arayanlar için her zaman böyle bir imkân vardı. Şimdi asıl sınırlar zihinlere konduğu için, kendi saplantılarından yükselen duvarların ardında ne olduğunu göremiyor insanlar. Dolayısıyla güzellik fiziksel ve satın alınabilir bir şey olmanın dışında bir anlama biçimine neredeyse hiçbir surette yol bulup erişemiyor.
Gazzeli şehit Rim’in dedesi Halid Nebhan da birkaç gün önce şehitlik makamına yükseldi malumunuz. Bu mübarek dede ve torun, bu çağın arayıp bulamadığı, hatta yabancısı olduğu aslî güzelliğin yakıcı ama bir o kadar da müşahhas görüntülerini bıraktılar bize. Şüphe yok ki Rim ve dedesinin ölümün soğukluğunu yanına yaklaştırmayan sıcaklıktaki veda görüntüleri insanlık tarafından daima hatırlanacak. Hatırlanmakla da kalmayacak; Rim ve dedesi, bugünün ve geleceğin insanlarına katıksız güzelliğin ne olabileceğine dair ilham kaynağı olmaya devam edecek. Onların fotoğrafları, güzelliği fiziksel sınırlara, satın alınabilir imkanlara, dar ölçütlere, kısır çarelere mahkum kılan dev endüstrilerin yükselttiği aşılmaz duvarlarda kocaman gedikler açacak.
Şehit Halid Nebhan, Gazze mücadelesinin her ânını bezeyen insanî güzelliğinin sembolü olmakla kalmadı; şartlar ne olursa olsun, şehirler tarumar edilir, canlara kıyılırken bile, insanın içinden çok güzel olabileceğini ve öylece kalabileceğini gösterdi bütün insanlığa. Bunun insanlığın kıyılarına çok değerli ve çok şükredilesi kavramsal bir şok dalgası olarak vuracağını tahmin ediyor ve umuyorum.
Halid Nebhan, on yıllar boyunca üstüne negatif algılar ve önyargılar yığılan kıyafetleriyle, sakalı, sarığı, entarisi, sıcacık kalbi, gülen yüzü, ‘ruhlara ruh katan’ zarif lisanı, ‘artiz’leşmeyen güzelliği ile bu dünyaya nasıl yakıştıysa, muhtemel ki sonsuz aleme de çok yakışacak.
Şehadeti benim beklediğim bir şeydi esasen, bir hikayeci olarak bu hikâyenin böyle bir sonu çağırdığını seziyordum. Alemde tesadüf diye bir şey olmadığına göre, bütün dünyanın Halid Nebhan ve ruhunun ruhu Rim ile tanışmasında Rabbimizin bir muradı, bizim için aşikâr kıldığı bir şeyler olsa gerek.
Güzellik hiçbir yere gitmiş değil; güzellik için iç cebimizdeki cüzdanlarımıza sarılmak yerine hemen yanı başındaki kalplerimize yönelebilirsek, sonsuz güzelliği hiç şüphesiz orada Halid Nebhan’ın bulduğu yerde en canlı haliyle bulabileceğiz.
Allah cümlemizi içindeki güzelliği bulabilenlerden, içinden güzelleşebilenlerden eylesin.