Kürt siyasetçi, Altan Tan, Rûdaw’a Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye’nin Rojava Özerk Yönetimi ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile anlaşmasının mümkün olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Tan, Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesi sonrası parçalılığın bittiğini, şu anda yeni bir durumun ortaya çıktığını kaydetti.
Tan şöyle devam etti:
“Suriye 3-4 parça olmadı. Şu anda Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsediliyor ve bu konuda Türkiye büyük bir rol almış durumda.
Şu anda durum buyken Demokratik Birlik Partisi (PYD) ne düşünüyor?
“PYD ya da PKK’ye Rakka ve Deyrezzor dahil Fırat’ın doğusunun verilmesi mümkün değil”
100 bin silahlı üyesi olan PYD ya da PKK’ye Rakka ve Deyrezzor dahil Fırat’ın doğusunun verilmesi mümkün değil. Neden?
Birincisi Suriye’deki yeni rejim bunu kabul etmez. İkincisi Türkiye kabul etmez. Üçüncüsü ise Deyrezzor ve Rakka halkı kabul etmez.
Deyrezzor ve Rakka’nın yaklaşık yüzde 85’i Arap, Haseke kentinin merkezi de yüzde 60 oranında Arap.
Bu yüzden de PYD, YPG, PKK taleplerini değiştirmeli. Şu anda artık yeni bir durum söz konusu.
Ayrıca dördüncü olarak bugüne kadar YPG ve PKK, ABD’nin desteğiyle bir diktatörlük gibi “tek parti, tek ideoloji” olarak yönetti.
250 bin Rojavalı Kürt şu anda Güney Kürdistan’da. Roj Peşmergeleri şu anda Güney Kürdistan’da. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Rojava’da siyaset yapamıyor. Bu şekliyle de bu saatten sonra bu siyaset artık mümkün değil.
“PKK ve PYD yeni siyaset yürütmeli”
Şu andaki duruma göre PYD ve PKK ne diyor, talepleri nedir?
Artık önlerinde iki yol var: Ya yeni bir siyaset belirlenir ya da Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetimle savaşması beklenir ki bu da mümkün değil.
Dolayısıyla tek seçenek ‘yeni bir siyasetin’ belirlenmesidir.”
Türkiye’nin YPG ve DSG’ye karşı tavrının yumuşaması için ne yapması gerektiği sorusunu yanıtlayan Tan, “Birincisi Türkiye ile Suriye’nin yeni yönetimi ile ilişki kurması gerekiyor. Ancak bu şekliyle ilişki kurulması mümkün görünmüyor. İkincisi de PYD’nin Güney Kürdistan ile, Başkan Mesud Barzani ile, ENKS ile, Roj Peşmergeleri ile ilişki kurmalı” dedi.
“Kısa bir zamanda Öcalan PKK, PYD, Rojava, Türkiye ile ilgili taleplerini ve fikirlerini açıklayacak”
Rojava meselesinin iktidar ile DEM Parti ve Abdullah Öcalan arasındaki görüşmeler bazında ele alınıp alınmayacağı sorusunu cevaplayan Tan, şöyle konuştu:
“Şimdi Öcalan, sadece DEM Parti ile konuşmak istemiyor. Öcalan, ‘Ben tüm Türkiye hakkındaki projelerimi açıklamak istiyorum’ diyor. Gazeteciler, siyasetçiler vesaire. DEM de onlarla olsun.
Açıkçası benim de çok bilgim yok. Ancak ben kısa bir zamanda Öcalan da PKK, PYD, Rojava, Türkiye ile ilgili taleplerini ve fikirlerini açıklayacak.
Öcalan’ın sözlerinin Kandil üzerinde etki edip etmeyeceğini bilmiyorum. Bu mesele de çok karışık. Çünkü şu anda Kandil de Avrupa’daki PKK de pek çok devlete bağlı. Öcalan’ın söylediklerini belki kabul ederler, belki de etmezler.
Ancak mühim olan akla karanın ortaya çıkacak olmasıdır. Bu anlamda Öcalan’ın söyleyecekleri çok önemlidir. İşte o zaman şeffaflık olacak. Bir kısmı kabul eder, bir kısmı kabul etmez; bu önemli değildir.”
“Ortadoğu’da Türkiye’ye karşı bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değil”
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik olası operasyonunun olup olmayacağı şeklindeki soruyu yanıtlayan Tan, şunları söyledi:
“Ortadoğu’da Türkiye’ye karşı bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değil. Şu anda pek çok Kürt sırtını Avrupa’ya, ABD’ye, İran’a dayadı ve bu yolda yürüyeceğiz, varsın Türkiye bize karşı olsun, biz ona karşı savaşırız ve başaracağız diyor. Bu mümkün değil.
Türkiye Efrin’e, Serekaniye’ye, Cerablus’a girince Rusya, ABD izin vermez dediler. Bunlar boş laflar. Maalesef siyasetçilerimiz uzun ve derin düşünemiyor.
“Türkiye’yle savaşarak biz Kürtlerin kazanım elde etmesi mümkün değil”
Hendekler döneminde de özerklik ilan edeceğiz dediler. O zaman parlamenterdim. HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ çıkıp ‘Biz sırtımızı YPG ve YPJ’ye dayadık’ dedi.
Ben de o dönem çıkıp dedim ki onlar bize sırtını dayasın. Biz Türkiye’de güçlü olursak onlara yardım edebiliriz dedim. Bugün de bunlar aynı yanlış fikri benimsiyor.
Türkiye’yle savaşarak, onun tersine giderek biz Kürtlerin kazanım elde etmesi, arzu ettiğimiz bir sonuca ulaşması mümkün değil.”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a ilişkin söylemleri sonrası başlayan yeni çözüm süreci tartışmalarını değerlendiren Tan, “Bahçeli’nin söyledikleri Türk derin devletin sözleridir. Bu yüzden bu süreci iyi anlamamız lazım. Savaşmadan, öldürmeden, kan dökmeden bir sonuca varmamız lazım” dedi.
Rudaw