"Yeni sürecin aktörlerinden biri Öcalan olur"

Önceki süreçte en büyük engeli milliyetçiler çıkarmıştı. MHP bu sürece karşıydı. MHP'nin yeni süreçte yer alması iktidar açısından çok iyi bir durumu ortaya çıkaracak

2013’te başlayan çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyetinde yer alan Doç. Dr. Vahap Coşkun, iç ve dış koşulların Türkiye'ye yeni bir çözüm sürecini dayattığını belirtti. Coşkun, MHP ve CHP'nin tutumunun önceki sürece göre daha uygun olduğuna ve bunun kalıcı çözüm ihtimalini güçlendireceğine dikkati çekti. Coşkun, yeni süreçte çok sayıda aktörün bulunması gerektiğini ve aktörlerden birinin de Öcalan olacağını söyledi.

Dicle Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun Kürt sorununun çözümü konusunda kafa yoran isimlerden biri. Bu güne kadar bu sorunun çözümü ve insan hakları konusunda 3 kitap yazdı. Coşkun, 2013 yılında Türkiye'de hükümet ile PKK arasında çözüm süreci başladığında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti üyelerinden biriydi. Kendisi heyetin 63 üyesiyle birlikte şehir şehir gezerek sürecin olumlu yanlarını ve Kürt sorununun çözümünü anlattı.

Meclis’in yeni dönem açılışında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diyalog ve iç barıştan bahsetti. Bu konuşma yeni bir çözüm süreci umutlarını bir kez daha canlandırdı. Erdoğan'ın konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli DEM Parti grubuna giderek tokalaştı. Bahçeli'ye çözüm sürecinin aktörlerinden Efkan Ala eşlik ediyordu. Bu adımlarla birlikte yeni bir çözüm sürecinin başlayabileceği ihtimali bir kez daha gündeme geldi. Doç. Dr. Vahap Coşkun, bu gelişmeler hakkında Rûdaw Diyarbakır Temsilcisi Maşallah Dekak'ın sorularını yanıtladı.

Rûdaw: Çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti üyelerinden biriydiniz. Erdoğan'ın konuşması ile Bahçeli'nin tokalaşmasını bir araya getirdiğinizde Türkiye'de yeni bir barış ve çözüm sürecinin yaşanabileceği ihtimalini görüyor musunuz?

Vahap Coşkun: Türkiye'de gündem çok hızlı değişiyor. Bahçeli, tokalaşmadan bir hafta önce DEM Parti’nin kapatılmasından bahsediyordu ama bir hafta sonra gidip tokalaştı. DEM Parti’nin Türkiye partisi olmasını istediklerini söyledi. Bu hem siyasilerin hem de kamuoyunun dikkatini çekti. Şimdi herkes yeni bir süreçten bahsediyor. Bugün yeni bir sürecin başladığını ya da böyle bir sürecin başlayacağına dair güçlü bir işaret gördüğümüzü söyleyemeyiz. Ama önemli gelişmeler var. Sadece Devlet Bahçeli bunu söylemedi, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Bahçeli'ye destek verdi. Öte yandan yeni bir anayasa yapmak istediklerini ve bu süreçte tüm partilerle işbirliği yapabileceklerini söyledi. “Siyaset istiyorlarsa siyasette kalabilirler. Silahtan kaçınan herkesle işbirliği yapabiliriz” dedi. Bu yüzden bunlar yeni işaretler. Ancak henüz yeni bir sürecin başladığını söyleyemeyiz. Bunu söylemek için henüz çok erken.

Rûdaw: Devlet Bahçeli, DEM Partili milletvekilleri ile tokalaştığında Efkan Ala da yanındaydı. Biliyorsunuz Efkan Ala çözüm sürecinin önemli aktörlerinden biriydi.

Vahap Coşkun: Evet, çözüm sürecinde çok kritik bir rolü vardı. Bu konuda AK Parti içerisinde iki kliğin olduğunu söyleyebilirim. Bir taraf mevcut politikayı destekliyor. Ancak Efkan Ala ve arkadaşları bu politikanın AK Parti açısından hem de Türkiye açısından yanlış olduğuna inanıyor. AK Parti için yanlış. Çünkü 2016'dan bu yana yürütülen politika Kürtlerin AK Parti'ye olan desteklerini çekmelerine neden oldu. Kürtlerin AK Parti'ye verdiği destek giderek azalıyor. Türkiye için de yanlıştır. Çünkü bu politika Türkiye'nin sorunlarını çözmüyor, sorunların artmasına neden oluyor. Çünkü bugün Türkiye hem Irak'ta hem Suriye'de hem de Kürdistan'da çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Bu sıkıntının temelinde ne var? Tabii ki Kürt sorunu var. Türkiye bölgede güçlü bir aktör olmak istiyorsa öncelikle bu sorunu çözmeli. Bu nedenle Efkan Ala'nın (Bahçeli'nin yanında) hazır bulunması bir işaret olarak değerlendirilmelidir.

Rûdaw: CHP de bu süreçte daha ılımlı görünüyor. Özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in duruşu...

Vahap Coşkun: CHP önceki süreçte olumlu bir rol oynamadı. Birçok engel çıkardı. Ama CHP'ye baktığımızda Kürt sorununun çözümü için bir programı yok. Ancak bugün engel de olmuyor. Dolayısıyla bu AK Parti'nin, hükümetin elini güçlendiriyor.

Rûdaw: DEVA, Gelecek ve Saadet de bu sürece karşı değil. DEM Parti böyle bir süreci destekliyor. CHP daha ılımlı. Böyle bir durumda barış süreci eskisinden daha mümkün değil mi?

Vahap Coşkun: Önceki süreçte en büyük engeli milliyetçiler çıkarmıştı. MHP bu sürece karşıydı. MHP'nin yeni süreçte yer alması iktidar açısından çok iyi bir durumu ortaya çıkaracak. Çünkü en büyük protestolar o cepheden geliyordu. Ama bu cephe bu işin içinde yer alırsa, bu süreçte yer alırsa o zaman iktidarın eli daha güçlü olur. Bahçeli'nin açıklamasından da bu görülebiliyor. Süreç, Orta Doğu'da büyük bir yangının yaşandığı 2013-15 yıllarında başladı. O dönemde ateşin Türkiye'ye sıçramaması için kendi içinde barışı inşa etmesi gerekiyordu. Bu yüzden süreç başlatılmıştı. Bugün de öyle düşünüyorlar. Şartlar ve koşullar buna uygundur. Sadece bölge açısından değil Türkiye’nin kendi içindeki durum için de geçerli. Bugün Türkiye'de bir ekonomik kriz var. Bunu nasıl çözeceksiniz? Bir yandan yeni bir anayasa yazmak istiyorsunuz, bunu nasıl yapacaksınız? DEM Parti'nin desteği olmadan bunu yapamazsınız. Mecliste ortaklık kurmazsanız yapamazsınız. Hem dış politikada hem de iç politikada yeni bir sürece büyük ihtiyaç var.

Rûdaw: Yeni bir süreç başlarsa aktörleri kimler olacak? Öcalan mı, Kandil mi, DEM Parti mi? Yoksa hepsi birlikte mi aktör olacak? Ya da onlar olmadan mı yürüyecek?

Vahap Coşkun: Onlar olmadan yürüyemezler. Eğer silahlardan kurtulmak istiyorsanız, silah kimin elindeyse onunla müzakere yapmalısınız. Onlarla alıp vermelisiniz. Dolayısıyla PKK ve Öcalan da bu süreçte yer alacak. Zaten işaretler de var. Devlet bu süreci en çok Öcalan üzerinde yürütmek istiyor. Dolayısıyla Öcalan burada aktör olarak yerini alacak. PKK de yer alacak. Öcalan PKK'nin lideri olsa da PKK yönetiminde yer almıyor. PKK yönetimi farklıdır. PKK yönetiminin süreç için ikna edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu süreçte hem Öcalan hem de PKK yer alacak. Öte yandan DEM Parti de yer alacak. Bir süreç yürütmek istiyorsanız bunun hukuka göre olması, hukuki zeminde yürütülmesi gerekiyor. Hukuki süreç nerede işleyecek? Tabii ki Meclis'te. Meclis'te de DEM Parti var. Onun da yer alması gerekiyor. Önceki süreçte sürekli muhataplar soruluyordu. O zaman da birden fazla muhatap olması gerektiğini söylüyordum. Muhataplar ne kadar çok olursa iş o kadar kolay olur. Muhatap sayısı sorun değil. Tam tersine iyi bir fırsattır. Hem siyasi hem hukuki açıdan fırsat yaratır.

Rûdaw: Böyle bir süreçte somut adımları hızlı bir şekilde atmak mümkün müdür?

Vahap Coşkun: Zaten halkı böyle bir sürece ikna etmek istiyorsanız ve halk da bu sürece inanıyorsa somut adımlar atmanız gerekiyor.

Rûdaw: Hangi somut adımlar atılabilir?

Vahap Coşkun: Bugün hükümet mahkeme kararlarını uygulamıyor. Bu kararlar uygulanırsa bu zaten çok önemli bir adım olur. Eğer somut adımlar atmazsanız bu süreci sadece lafla yürütemezsiniz. Bu nedenle somut adımlara ihtiyaç var. Mesela Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları uygulanırsa Demirtaş'ın cezaevinden çıkması gerekiyor. Mecliste kayyım atanmasını engelleme yönünde değişiklik yapıp, kayyım sürecini bitirebilirsiniz. Öcalan'ı biraz daha kamuoyunun önüne çıkarabilirsiniz. Kendi düşüncelerini ve fikirlerini insanlara anlatabilir. Bu adımları uygulayabilirsiniz. MHP'nin bu politikasında da gördük, hükümet bu adımları atabilir.

Rûdaw: Fakat sıraladığınız bu adımlar taktiksel adımlardır, temel değildir. Örneğin Kürtçe eğitim gibi temel adımlar nasıl olacak?

Vahap Coşkun: Temel adımlardan bahsedeceksek doğrusu atılması gereken epeyce adım var. Yeni anayasada vatandaşlık nasıl tanımlanacak? Kürtler bu yeni anayasada kendilerini görecek mi? Bu çok büyük bir problem. İkincisi eğitim nasıl olacak? Bugün Kürtlerin çoğu dillerini hem eğitimde hem de devlet işlerinde kullanmak istiyor.

Rûdaw: Kürtçenin ikinci resmi dil olması...

Vahap Coşkun: Bugün ikinci resmi dil olabilmesi muhtemelen bunun için çok erken ama dilin anayasada tanınması gerekiyor. Bu önemli bir adımdır. Öte yandan yerel yönetimler nasıl olacak? Bu üç soru Kürt sorununun birer parçaları. Bu üç adım da siyasi ve hukuki adımlardır. Bir sorun daha var; PKK silahlarından nasıl vazgeçecek? PKK silahlarını bıraktığında PKK’lilerin akıbeti ne olacak? PKK liderlerinin akıbeti ne olacak? Bütün bunların süreç içerisinde tartışılması gerekiyor. Ama bütün bunları konuşabilmemiz için öncelikle bir sürecin başlatılması gerekiyor.

Doç. Dr. Vahap Coşkun kimdir?

Doç. Dr. Vahap Coşkun Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. Doktorasını da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yapan Coşkun, Dr. unvanını aldı.

Şu an Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Muhtelif gazete ve dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi olan Coşkun, İnsan hakları, demokrasi, Kürt sorunu ve bunun hukuki yansımaları üzerine çalışmalarıyla bilinmektedir.

Vahap Coşkun, 3 Nisan 2013 tarihinde hükûmet tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil İnsanlar listesinde yer aldı.

Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA) Yönetim Kurulu Başkanı olan Coşkun, Kürt sorununun çözümü ve insan hakları hakkında üç kitap yazmıştır.

Kaynak:rudaw

RÖPORTAJ Haberleri

Bahçeli’yi destekliyorum, DEM, Kandil ve İmralı bu fırsatı kaçırmamalı
Kürt meselesindeki düğüm Rojava'da çözülecek
Sınıf atlamak isteyen Müslümanlar mütevazi bir hayata razı olabilir mi?
Direniş sineması, sadece bir eğlence aracı değildir
"PKK'nın şiddet ve terör politikaları barışın yolunu tıkıyor"