Yerin Haberleri

Abdullah Yıldız

“Üç Aylarda Kısa Sureler” derslerimiz Zilzal Suresi ile devam ediyor. Zelzele/deprem anlamına gelen ve sûrenin ilk âyetinde geçen “zilzâl” kelimesi sureye ad olmuştur. Medine’de inen bu sure, hadis-i şerife göre, “Kur’ân’ın yarısına denktir” (Tirmizî, Sevâbu’l-Kur’ân 10). Konusu, kıyametin kopması ve insanların yeniden dirilip hesap vermesidir. Zilzal Sûresi mealen şöyledir:

“Rahmân Rahîm Allah’ın adıyla. 1-Yer kendine has sarsıntısıyla sallandığı, 2-Toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı, 3-Ve insan ‘ne oluyor buna!’ dediği vakit, 4-İşte o gün (yer) haberlerini anlatır, 5-Rabbinin ona bildirmesiyle. 6-O gün insanlar amellerini görmek için darmadağınık gelirler. 7-Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. 8-Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.”

Sure, ilk ayetinden son ayetine kadar kıyamet saatinin dehşetini anlatmak suretiyle insanların o gün için hazırlık yapmaları gerektiğini hatırlatıyor. O gün yerküre, bir kısmı ile değil bir bütün halinde şiddetle sarsılacak, dağlar yerlerinden kopup savrulacak, yeryüzündeki her şey yıkılacak (krş. Kehf 18/47; Tâhâ 20/101-107); ve tamamen düzlenecektir (İnşikak 84/3). Bu durum Vakıa suresinin 4-5. ayetlerinde de böyle tasvir edilir: “Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar parçalandığı ve dağılıp toz duman haline geldiği zaman.” Çünkü kıyamet sarsıntısı gerçekten çok büyük bir olaydır (Hac 22/1). Bütün bunlar Kıyamet’in ilk aşamasında gerçekleşecektir: Sûra ilk üflenişte bütün mahlûkât helak olacak; ikinci aşama olan sûra ikinci üflenişte ise bütün insanlar dirilecektir. Surenin 2. ayetinde, işte bu ikinci aşamaya dikkat çekilmektedir:

“Yer, ağırlıklarını dışarı çıkardığı zaman” ifadesi; a) Kabirlerdeki ölülerin dirilip dışarı çıkması, b) Yer altındaki madenler, gazlar ve lâvların dışarı çıkması şeklinde anlaşılmıştır. İnşikak 84/4. ayette yerin, “içindeki ağırlıkları dışarı atıp boşalması” vurgulanırken, İnfitar 82/4. âyette, kabirlerin içindekilerin dışarı çıkarılmasına dikkat çekilir. Bütün bunlar, Yasin suresinde açıklandığı üzere, sûrun ikinci üflenmesiyle gerçekleşecektir: “Sûra üfürülür. İşte o zaman onlar kabirlerinden çıkarılıp Rablerine doğru akın ederler” (Yâsîn 36/51). Olanları gören insan, “Ne oluyor buna!” diyerek korku ve şaşkınlığını ifade eder. Zira daha önce bu derecede şiddetli bir sarsıntı görülmemiştir. Bu şaşkınlık Yasin 36/52’de geçtiği üzere, yeniden diriltilip kabirlerden kaldırılmanın şaşkınlığı ile devam eder: “Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahman’ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen elçiler de doğru söylemişler” derler.

4-5. ayetler: “O gün yer, rabbinin ona vahyettiği şekilde bütün haberlerini anlatır”: Allah yere bir çeşit konuşma ve anlatma yeteneği verir, o da üzerinde olup bitenleri ve kimin ne yaptığını açıkça anlatır. Bir hadiste kıyamet günü arzın dile gelip konuşacağı bildirilir (İbn Mâce, Zühd 31).

6. ayet; insanların dünyadaki amellerine göre bölük bölük mahşer yerine ilerleyeceklerini bildiriyor.

7-8. ayetler ise; dünyada yapılan en küçük hayır veya şerrin bile kaybolmayıp, âhirette hesabının sorulacağını, karşılığının da ödül veya ceza şeklinde görüleceğini ifade ediyor. 

7-8. ayetler hakkında Tefhimü’l-Kur’ân’da şu hadislere yer verilmiştir:

Ebu Hureyre, Resulullah’ın (s.a) bu ayeti okuyarak şöyle sorduğunu rivayet etmiştir: “Bu ayetin, nasıl bir hali anlattığını biliyor musunuz?” Sahabe-i kiram: “Allah’ın Resulü daha iyi bilir” dediler. Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdu: “Bu hal, yeryüzünde amel işleyen erkek ve kadın her kulun yaptıkları hakkında, filan gün filan işi yapmıştır şeklinde şahitlik edip söyleyeceği haldir.” (Ahmed, Tirmizî, Neseî…) Rubeyye el-Hareşî, Rasulullah’tan rivayet etmiştir: “Yeryüzünden sakının. Çünkü bu sizin temelinizdir. Üzerinde işlediğiniz iyi ya da kötü amellerin tümünden haberdardır ve ona şahitlik edecektir” (Taberani). Ebu Said el-Hudri’den nakledilmiştir: O, bu (7-8.) ayetle ilgili olarak Resulullah’a şöyle dedi: “Yâ Resulallah! Kendi amellerimi görecek miyim?” Resulullah (s.a.) şöyle buyurdu: “Evet”. Ben şöyle dedim: “Küçük küçük günahları?” Resulullah: “Evet” dedi. Bunun üzerine ben: “Vay halime!” dedim; “Ben mahvoldum”.  Resulullah şöyle buyurdu: “Memnun ol ey Ebu Said! Çünkü yaptığın her salih amele on sevap verilecektir.”(İbn Ebî Hatim)