1. HABERLER

  2. DÜŞÜNCE - YORUM - ANALİZ

  3. Trump 2.0 Sonrası Avrupa Birliği Güvenliği
Trump 2.0 Sonrası Avrupa Birliği Güvenliği

Trump 2.0 Sonrası Avrupa Birliği Güvenliği

2025’te yeniden göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump açıkça AB’yi “hasım”, Brüksel’i “cehennem çukuru” şeklinde betimleyerek AB’ye “Savunmaya daha fazla para harcamazsanız sizi korumam” dedi. Peki AB’nin yeterince otonom bir savunma kapasitesi var mı?

A+A-

SELİM VATANDAŞ - perspektif

Hürriyetlerin Birliği’ni inşa etmeye çalışan Avrupa Birliği (AB), şimdi hüviyetinin birliğinin sınavını vermeye çalışıyor. AB on yıllarca, güvenlik ihtiyacını ABD’ye, enerji kaynaklarını Rusya’ya, ihracata dayalı büyümesini ise Çin’e bağlı olarak dışa bağımlı bir şekilde ikame etti. 2020’ler ise AB’ye artık bu gidişin sürdürülebilir olmadığını söylüyor.

Birlik, koronavirüs dönemindeki kapanmalarla aşı milliyetçiliği ve ulus devletin güçlenişinin olumsuz etkileri ile sarsılmıştı. Koronavirüs krizinin atlatılmasının ardından bu kez de 2022 yılında sınırlarının yanı başındaki Ukrayna’nın Rusya tarafından işgal edilmesiyle yüz yüze geldi. Bu dönemde yine Birlik içindeki hem aşırı sağcı hem de ayrılıkçı eğilimler palazlanmaya başladı. Son olarak ise Birlik, Donald Trump’ın Avrupa’ya artık güvenlik desteği veremeyeceğine ilişkin çıkışıyla sarsıldı.¹

Avrupa’nın Güvenlik Kapasitesi

Son 75 yıldır NATO ve ABD’nin güvenlik şemsiyesinde olan Avrupa, günümüzde artık bu “garanti” altında değil. AB’nin kendi güvenliğine ilişkin tartışmalar yeni değil fakat yeni bir seviyeye ulaştı. Peki AB’nin yeterince otonom bir savunma kapasitesi var mı? 

Bu noktada stratejik özerklik kavramı ön plana çıkıyor. AB’nin stratejik özerkliği sınır ötesindeki diğer aktörlere bağımlılığını azaltarak karar bütünlüğünün mümkün kılındığı politika alanlarında özerk bir şekilde hareket etme kapasitesini ifade ediyor.²

Avrupa güvenlik ve savunması; NATO, AB ve ulusal orduların bir araya geldiği zeminde şekilleniyor. Bu üçlü yapıda en büyük kırılganlık ulusal orduların Birliğin ortak güvenliğine ilişkin politikalarda çekimser kalmasıyken şimdi de fiilen ABD önderliğindeki NATO ayağının da sarsıldığını görmekteyiz. 

Öyle ki 2025’te yeniden göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump açıkça AB’yi “hasım”, Brüksel’i “cehennem çukuru” şeklinde betimleyerek AB’ye “Savunmaya daha fazla para harcamazsanız sizi korumam” dedi.³ ABD’nin Avrupa’daki askeri gücünü yüzde 20 azaltacağı ve Avrupa’dan 20 bin askerini geri çekebileceği yönündeki haberler de söz konusu krizin ciddiyetini pekiştirdi.

Peki olası bir majör krizde AB’nin kendi güvenliğini sağlayabilmesi mümkün mü? Öncelikle şunu kabul etmek gerekir ki 2024 yılında 841,4 milyar dolar olan ABD savunma bütçesi tek başına; AB’nin (457 milyar dolar) ve Çin’in (231 milyar dolar) askeri bütçesinden daha büyük. Elbette koşulların belirsizliği nedeniyle bu oldukça zor ve karmaşık bir soru. Fakat yine de belirli öngörülerde bulunulabilir. 

– PESCO girişimi dikkate değer: 26 AB üyesi⁴ savunma alanında daha sıkı işbirliği ve koordinasyon için Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği Savunma Anlaşması’na imza attı. 2017 yılında imzalanan PESCO ile ortak savunma ve güvenlik alanları iyileştirilmek isteniyor. Bunun yanında AB’nin ortak savunma bütçesinde ivme kazanılması arzu ediliyor. Öyle ki 2022 yılından 2023 yılına AB üyelerinin savunma harcamaları yüzde 10 arttı. 2024 yılında ise rekorun yenilenmesi bekleniyor. Söz konusu gelişmeler ABD şüpheci eğiliminin özellikle Fransa’nın etkisiyle Trump öncesinde de hız kazandığını gösteriyor.⁵ Nitekim 2014’te Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi, 2015-2016’da Paris-Brüksel’deki terör saldırıları, Libya ile Suriye’deki istikrarsızlıklar ve de 2020’de İngiltere’nin AB üyeliğinden çıkışı sürecinin PESCO’nun kilometre taşlarını oluşturduğunu ifade etmek mümkün.⁶

– Avrupa Savunma Fonu, yetersiz ama yine de bir adım: Avrupa Komisyonu’nun yeni bir savunma sanayii platformu oluşturmak için başlattığı bu girişim, üye devletler arasında savunma alanındaki işbirliğini ve araştırma projelerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu çerçevede 2021-2027 yılları için fona yaklaşık 8 milyar euro bütçe ayrıldı. Bu fonun 2,7 milyar eurosu gelecekteki olası risklere karşı savunma araştırmalarını içeriyor. Kalan 5,3 milyar euro ise üye devletler arası kapasite gelişim projelerini ve işbirliklerini desteklemeyi hedefliyor.

– Stratejik Pusula: AB, 2020 yılında; ABD’nin NATO örneğinden hareketle kendisi için gelecek 10 yılı planlamak üzere bir yol haritası hazırladı ve 21 Mart 2022 Stratejik Pusula belgesini onayladı. Belgede AB’nin hiçbir dönemde rastlanmamış ölçüde birlik içinde olduğu ve ortaklarıyla birlikte Avrupa’da barışı yeniden tesis etmeye ve güvenlik düzenini savunmaya kararlı bulunduğu belirtildi. Rusya ise açıkça AB için bir tehdit olarak ifade edildi. ABD’nin ise Birliğin en “sadık” ve en önemli stratejik ortağı olmaya devam ettiğinin altı çizildi. Bu bağlamda silahların kontrolüne ilişkin olarak NATO ile yakın koordinasyon içinde çalışılması gerektiğinin önemi vurgulandı. Rapor’a göre AB’nin savunma ve güvenlik alanında özellikle gelecek 10 yılda kararlı bir şekilde güçlenmesi gerekiyor.⁷ Fakat Stratejik Pusula, üye devletlerin çıkar eşiğini henüz aşamamış bir AB için idealist ve kısmen romantik bir metin olarak kalmaya devam ediyor.

Trump NATO’yu modası geçmiş bir teşkilat olarak görüyor. Klasik Batılı uluslararası sistem normlarıyla eşleşmeyen bu radikal tutum transatlantik düzende ciddi bir sarsıntıya yol açtı. Özellikle ABD’deki küresel güç çözülmesi ile birlikte stratejik otonomi tartışmaları giderek büyüyor. AB de gücün ve güven(lik) koşullarının yeniden şekillendiği hiyerarşide yerini inşa etmeye çalışıyor. 2016 yılında dönemin AB Komisyonu Başkanı Juncker tarafından ortaya atılan “Avrupa Ordusu” fikri henüz ütopik konumunu koruyor. 

Trump’ın bu ikinci döneminde, uluslararası sistemin II. Dünya Savaşı sonrasındaki çakılı normlarına karşı radikal ve fevri çıkışlarına Barack Obama’nın transatlantik gemisi metaforunu hatırlatmak gerekiyor: “Demokratik toplumların işleyişi okyanus gemileri gibidir. Dümeni yavaşça çevirirsiniz ve o büyük gemi yön değiştirir. […] Sizin dümeni 50 derece çevirmeniz bütün bir geminin alabora olmasına neden olabilir.”⁸ Kısacası Trump’ın keskin ve ani çıkışlarının uluslararası düzende majör bir kriz yaşanmadıkça hızlı bir dönüşümü hazırlaması olası görülmüyor. Fakat sistemdeki ABD çekimserliğine karşı, Birliğin de artık “jeopolitik uyanışını” gerçekleştirmesi gerekiyor.

__

¹Varma, Tara. “European Strategic Autonomy: The Path to a Geopolitical Europe.” The Washington Quarterly 47, no. 1 (2024): 65–83. https://doi.org/10.1080/0163660X.2024.2327820.

²Damen, Mario. EU Strategic Autonomy Monitor: EU Strategic Autonomy 2013-2023 – From Concept to Capacity. European Parliamentary Research Service (EPRS), Strategic Foresight and Capabilities Unit, July 2022. https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2022/733589/EPRS_STU(2022)733589_EN.pdf.

³Valente Rasquinho, Selen. “Trump’ın Yol Açtığı Panik, Avrupalı Liderleri Savaşın 4. Yılında Kiev’de Buluşturuyor.” Anadolu Ajansı, 22 Şubat 2025.

⁴Malta tarafsızlık politikası nedeniyle çekimser kaldı.

⁵European Defence Agency. “EU Defence Spending Hits New Records in 2023, 2024”, December 4, 2024. https://eda.europa.eu/news-and-events/news/2024/12/04/eu-defence-spending-hits-new-records-in-2023-2024.

⁶Giuglietti, Lorenzo. “The EU’s Permanent Structured Cooperation, NATO, and the US: Beyond a Zero-Sum Game.” Collage of Europe Policy Brief, May 2021.

⁷Bkz: “A Strategic Compass for Security and Defence – For a European Union that protects its citizens, values and interests and contributes to international peace and security”, March 2022, https://www.eeas.europa.eu/sites/default/files/documents/strategic_compass_en3_web.pdf 

⁸Gopnik, Adam. “President Obama Speaks His Mind.” Interview by Adam Gopnik. The New Yorker, May 15, 2016.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.