TÜSİAD’ın CHP’ye acıklı zararı
Bunların kanalında (Halk TV'de) eşek kadar "TÜSİAD Adeta Yeter Dedi" şeklindeki KJ'yi görünce hafızam silinmişçesine dumura uğradım.
O kadar ki "TÜSİAD neydi?" diye bir anlık kendime sordum.
Neyse ki çok geçmeden hatırladım, hem de Kaslowski'sine kadar... TÜSİAD'ın başında en son işbu gayrimüslim vardı. Adı yakıştığından mıdır nedir aklımda kaldı; yoksa şekil ve şemailini unuttum, ne iş yaptığını da bilmem. Zaten TÜSİAD hakkında bildiğim, Koç'ların değişmesi teklif dahi edilemez "ebet müddet" konumuydu. Gelen giden sair başkanları magazin mesabesinden ibaretti.
Evet konuya, yani söz konusu TÜSİAD açıklamasına, CHP yandaşı Halk TV sayesinde biraz geç de olsa muttali oldum.
Ne yalan söyleyeyim, mezkûr KJ'yi görür görmez de yarıda kalan maç dolayımında tartışılan hakemler ve federasyon konusunda (Fenerbahçe'mizin Başkanı Koç'un da etkisiyle) isyan ettiler sandım.
Diyeceksiniz ki TÜSİAD'ın futbolla ne alakası olur?
Ona bakarsanız "Katsayı" ve "İmam Hatiplerle" de alakaları yoktu ama yıllar yılı bu konularda az tepinmediler.
Nihayetinde dış politika dâhil çokluk alakasız konularda boy gösteren bir kuruluştan söz ediyoruz.
***
TÜSİAD'ın İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girmesine engel olmamamız gerektiğine dair lakırdılarını hadi komprador cibilliyetine verelim.
Kararları kesin olan Yüksek Seçim Kurulu'nun kararlarından kaygılı olduklarını belirtmelerine, seçilmiş demokratik hükümeti taşlı-sopalı yıkmaya çalışanlara yardım ve yataklık etmelerine (tıbbi malzeme sağlamalarına, internet bağlantısı hizmeti vermelerine) ne diyeceğiz?
Hadi AK Parti'yi kapatma davasının yanı sıra malum muhtıralara sessiz kalmalarını da söz konusu tıynetin ürünü sayalım. Devlette paralel yapı görmediklerini ilan etmelerini, hendek terörü karşısında susmalarını, 15 Temmuz'a giden yollarda "ananas" katkısı yapmalarını da bu tıynetle açıklayalım.
Peki bu cibilliyet veya tıynetle malul haldeyken hiç utanmadan/sıkılmadan iktidara demokrasi gibi konularda lagaluga etmelerini neye bağlayacağız?
"Muhalefet partisiymiş gibi hareket etme" alışkanlıklarına mı?
***
Alakasız konularda konuşmayı marifet bilen TÜSİAD, en çok konuşması gereken ekonomi konusunda genellikle arazi oluyor.
Faizler yüzde 50'ye vurdu, ağızlarını bıçak açmadı; çünkü işleri gayet tıkırında. Lakin faizlerin dipte olduğu, döviz rezervlerimizin tavan yaptığı, kredi sıkıntımızın hiç olmadığı, dahası IMF'ye borç verecek düzeye ulaştığımız yıllarda aynı TÜSİAD, "Neden IMF'yle yeni bir kredi anlaşması yapmıyorsunuz?" diyerek AK Parti'yi baskılamaya çalışıyordu.
CHP yandaşı Halk TV'nin "TÜSİAD Adeta Yeter Dedi!" manşetini sunan anchorman'i "Bu kadar sert ve kapsamlı çıkışa ilk kez tanık oluyoruz..." diyerek öyle coştu ki biraz daha kaptırsa, 28 Şubat döneminde TÜSİAD üyelerinin sahip olduğu ana akım medya gibi hükümete "Bırakın gidin" diyecekti.
Elemanın farkında olmadığı şudur: Olan yine CHP'ye, CHP'nin makyajına oldu!
Bakınız, günümüzün CHP'si, 70'li yıllardaki Ecevit'in CHP'si gibi "Ne ezen ne ezilen insanca halkça bir düzen" vaat ediyormuş kıvamında ilerliyordu. Buna mukabil, AK Parti'ye de orta ve alt sınıfları umursamayan, zenginlerle iş tutan parti imajı yapıştırılmaya çalışılıyordu.
"Patronlar Kulübü" TÜSİAD'ın AK Parti'ye yaptığı söz konusu muhalefet algıyı tersyüz etti; CHP'nin makyaj perdesini yıktı, viran eyledi.