1. YAZARLAR

  2. Bercan Tutar

  3. Ukrayna savaşının küresel sistemdeki domino etkisi
Bercan Tutar

Bercan Tutar

Ukrayna savaşının küresel sistemdeki domino etkisi

A+A-

Barış ve uzlaşıya varılsa bile ki öyle görünüyor Ukrayna savaşının küresel sistemdeki domino etkisi artarak sürecek. Bunun en büyük nedenlerinden biri de kuşkusuz ABD Başkanı Donald Trump'ın karşı karşıya kaldığı reel-politik dayatmalar nedeniyle Atlantik sisteminde ve dünyada kasırgalara yol açacak kararlar almaktan çekinmeyecek bir karaktere sahip olması.
ABD Başkanı'nı radikal kararlar almaya iten en zorlu global realite ise Ukrayna gerçeğiyle ortaya çıkan çok kutuplu küresel tablo. Bu yeni küresel tablonun bir yanında Rusya, bir yanında Çin, bir yanında da Türkiye gibi aktörler yer alıyor.
Dolayısıyla Trump dışındaki Batılı akademi, medya ve düşünce kuruluşları da bu gerçeğin farkında. Nitekim nereye bakarsak bakalım herkes bu yeni hakikati analiz edip anlamaya çalışıyor. Örneğin, Amerikan haber ajansı AP'deki analizde görüşlerine başvurulan uzmanların çoğu dün dördüncü yılına giren Ukrayna savaşını "dünyanın dengelerini altüst eden üç yıl" diye tanımlıyor.
BBC'ye konuşan uzmanlar da "Trump küresel normları paramparça ediyor, 2025 köklü bir değişime gebe olabilir" diyerek içinde bulundukları endişeyi dile getirmiş. Etekleri tutuşan Batılı analizcilerden kimileri de 2025'i dünyada küresel sarsıntılara yol açan 1968 ve 1989 yıllarına benzetiyor.

***

1968'de Sovyetler Birliği Çekoslovakya'yı işgal etmiş, Paris ayaklanmaları ve Amerika'daki Vietnam Savaşı karşıtı protestolarla öne çıkan 1968 öğrenci eylemleri dünyayı kasıp kavurmuştu. Soğuk Savaş'ın ve iki kutuplu dünya sisteminin sonunu getiren 1989'da ise Çin'de Tiananmen katliamı yapıldı, Berlin Duvarı yıkıldı ve ardından Sovyetler Birliği'nin çöküşü yaşandı.
Newsweek'ten David Faris, "Trump müttefiklerimize ve ilkelerimize ihanet etti" başlıklı ağıtında "Başkan Trump, ikinci dönemine başlar başlamaz daha bir aydan az bir süre içinde Amerikan önderliğindeki küresel güvenlik düzeninden geriye kalanların içini boşaltmayı başardı" serzenişinde bulunuyor.
War on the Rocks'tan Richard Fontaine, "Süper Güç Binayı Terk Etti: Münih 2025" başlıklı yazısında Atlantik'teki bölünmenin artık geri dönülemez bir noktaya ulaştığının altını çiziyor.
Brussels Signal'den Gabriel Elefteriu, "Avrupa: Şah Mat" yazısında "Avrupa'nın yüzyıllardır süren jeopolitik güç odağı ve AET/ AB kisvesi altında dünya meselelerinde bir şekilde önemli bir kolektif aktör olarak oynadığı rolü sona eriyor" diye hayıflanıyor.

***

Hayıflanmakta haklılar. Zira 24 Şubat 2022'de başlayan ve Rusya'nın "özel askeri harekât" diye nitelediği Ukrayna savaşı sadece Avrupa'nın değil küresel sistemin ekonomik ve siyasi güç haritalarını da kökünden değiştiriyor. Dünyadaki dengeleri temellerinden sarsıyor. Daha da sarsacak. ABD'nin stratejik projeksiyonunun değişmesiyle Avrupa'nın askeri, ekonomik ve güvenlik mimarisi köklü dönüşümlere maruz kalacak.
Bir bakıma NATO ve Avrupa ülkelerini yanına alan ABD'nin Ukrayna üzerinden Rusya'yı kuşatma projesi bir bumerang gibi dönerek kendisini ve müttefiklerini vuruyor.
Rusya'nın Ukrayna'da ABD ile güdümündeki 57 ülkenin oluşturduğu koalisyona karşı elde ettiği zafer hem dolaylı hem de doğrudan uluslararası siyaseti yeniden dizayn edecek dinamikleri ve domino taşlarını harekete geçirecek.
Dünya artık üç yıl önceki gibi olmayacak. Çünkü Ukrayna savaşının Avrupa kıtası başta olmak üzere küresel sistemdeki domino etkisi bundan sonra daha da şiddetlenerek devam edecek. Batılı uzmanların da işaret ettiği gibi özellikle 2025 yılı bu köklü dönüşümlerin zirve yılı olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar