1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Van Barosu Başkanı Özaraz: Kürdistan Bayrağına hakaret, TCK’ya göre suçtur
Van Barosu Başkanı Özaraz: Kürdistan Bayrağına hakaret, TCK’ya göre suçtur

Van Barosu Başkanı Özaraz: Kürdistan Bayrağına hakaret, TCK’ya göre suçtur

.

A+A-

Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz,  Mansur Yavaş’ın Kürdistan Bayrağına yönelik hakaretlerin TCK’nın 341. Maddesindeki yabancı devletlerin bayraklarını ve sembollerini aşağılayan, hakaret içeren söylemlerin suç teşkil edeceğini, dolayısıyla Kürdistan Bölgesi’nin şikayetçi olabileceğini söyledi.

Van Barosu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Newroz kutlamalarında açılan Kürdistan bayrağına yönelik hakaretine tepki göstererek suç duyurusunda bulundu.

Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz ise Kürdistan Bayrağı'na yapılan hakaretle ilgili olarak, eğer Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani vekalet verirse, bu konuda hukuki işlem başlatacaklarını belirtti.

Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, 27 Mart'ta kendi sosyal medya hesab X2ten Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani'yi etiketleyerek vekalet talebinde bulundu.

Özaraz Kürdistan Bölgesi fotoğrafı ile yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

“Son dönemde Kürt halkına yönelik kin ve nefret suçu işleyenler, aynı zamanda Kürdistan Bayrağına hakaret ederek TCK 341. maddesini ihlal etmektedir. Sayın Mesrur Barzani’den vekalet verilmesi halinde, Kürdistan adına ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacağımı beyan ederim.”

Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, Rûdaw TV’de Hêvidar Zana'nın sunduğu bültene katılarak, TCK'da Kürdistan Bayrağına yönelik suç teşkil eden maddeden bahsetti ve Yavaş’ın söylemlerinin Kürt halkına yönelik nefret söylemi ve hakaret içerdiğini vurguladı.

ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik Saraçhane’de düzenlenen mitingde Kürdistan Bayrağı’na yönelik “Kürt halkına yönelik nefret söylemleri” içerdiğini belirterek şunları dile getirdi:

"Kürdistan Bayrağına 'paçavra' diyerek hakaret etti"

“İstanbul'da tabi bazı siyasetçiler uygulamaya yönelik tepkilerini dile getirmek adına Saraçhane'de konuşmalar yapıyorlardı. O konuşmalar içerisinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da konuşmacılardan biriydi. Fakat maalesef Mansur Yavaş yaptığı konuşmasında hukuksuzluklara tepkisini dile getirmek yerine kendilerine uygulanan hukuksuzluğun neden Kürtlere uygulanmadığı yönünde bir sistemde bulunmuştu. Tabi bu sistemini dile getirirken aynı zamanda Kürtlerin özellikle Newroz alanlarında Kürdistan bayrağı ile yaptığı kutlamaları hedef almıştı. Ve özellikle Kürdistan bayrağını paçavra diyerek aşağılama, hakaret etme gibi bir tutumda bulunmuştu. Bunun yanı sıra insani olan kollu kuvvetlerinin çocuklara yönelik tutumunu eleştirmişti. Dolayısıyla Kürtlere yönelik hakaret ve haksızlığın yanı sıra aynı zamanda Kürtlerin özellikle evrensel olarak kabul edilen bayrağını ve yine Kürdistan federe yönetiminin bayrağını hedef alarak Paçavra diye nitelendirmişti. Tabii biz Van Barosu olarak Öncelikle suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurumuzun konusu ise “Kürt halkının aşağılama”, “Kürt halkına yönelik nefret söylemleri” ve “nefrete tahrik” suçunun işlenmesi noktasındaydı.”

"Mansur Yavaş’ın açıklamalarından sonra Kürt değerlerine saldırılar yaygınlaştı"

“Mansur Yavaş'ın açıklamasından sonra maalesef Türkiye'de farklı siyasi parti temsilcileri, farklı siyasetçiler ve özellikle kamuoyuna da yaygınlaşan bir Kürt halkı nefreti ve Kürt değerlerine saldırı yaygınlaşmaya başladı. Bunların başında Kürdistan'ın Bayrağına yönelik aşağılayıcı, hakaret edici söylemler” diyen Özaraz TCK’da yabancı ülke bayraklarına ilişkin düzenlemeyi hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

TCK 341. Madde: Yabancı Bayraklara hakaret suçu

“Türk Ceza Kanunun 341. Maddesinde “yabancı bayraklar” adı altında bir düzenleme vardır. Yabancı devletlerin bayraklarını ve sembollerini aşağılayan, hakaret içeren söylemlerin suç teşkil edeceği ve bu noktada bu suça muhatap kalanların cezalandırabileceği yönündedir bu düzenleme. Fakat bu düzenlemenin şöyle bir farklılığı vardır. Bu düzenleme kapsamında şikâyeti olabilecek kişi ve kurum sadece ilgili bayrak ve sembollerin sahibi devlet olabiliyor. O devlet sadece ve sadece şikayetçi olabilecek kurum ancak ve ancak o bayrağı sahip devlet kurumu olabiliyor.

Biz bu nedenle özellikle bu noktada Van'da özellikle şahsım olarak bu anlamda bir vekâlet verilirse gerekli işlemleri yapabileceğimi hatta bizler olmazsak bile bu noktada Kürdistan Federal Yönetiminin de bir şekilde bu kişiler hakkında Türkiye'de suç duyurusunda bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Aslında benim çağrımda bu noktada bu yönde Kürdistan Federal Yönetimine yaptım çağrıyı. Yoksa öbür türlü dediğimiz gibi vatandaşlar ya da o halkın bireyleri bu şikâyeti yapamıyor. Mevcut Türkiye yasal düzenlemesine göre.

"Kin ve nefret suçundan zaten biz gerekli suç duyurusunu yapmıştık"

Şimdi burada şöyle bir ayrım gözetelim öncelikle. Şimdi burada bir halkın değeri aşağılanıyor. Kin ve nefret kapsamında kalıyor. Kin ve nefret suçundan zaten biz gerekli suç duyurusunu yapmıştık. Fakat kin ve nefret suçu biraz daha geniş yorumlanabilir. Özellikle ifade özgürlüğü kapsamında kalabilecek hususlar olduğu için bu suçta cezalandırma biraz daha kısıtlı kalıyor. Fakat özel düzenleme olan işte 341. madde dediğimiz madde direk İlgili kişinin bir devletin bayrağı ve sembolüne yönelik hakareti net olarak suç olarak düzenlenmiştir ve ilgili muhatabı cezalandırılır. İşte orada temel kıstas da Ancak ve ancak ilgili devlet kurumunun şikayeti olabileceği o devlete tabi vatandaşların şikayetinin hukuken bir geçerli bulunmuyor. Dolayısıyla vatandaşlar üzerinden bu şikayet yapılamıyor maalesef.”

"Toplumsal barışa zarar veriyor"

Mansur Yavaş’ın açıklamalının Türkiye’deki yeni sürece zarar verdiğini hatırlatan Van Baro Başkanı “Şimdi normalde olması gereken aslında açık net söyleyeyim. Şimdi biliyorsunuz Türkiye'de ilerleyen bir süreç de söz konusu bu süreçte özellikle barış kardeşlik birlikte yaşam eşit yaşam aynı ülkede aynı değerlere sahip birbirinin değerlerine sahip çıkma ve değerlerini koruma noktasında şu an ilerleyen bir süreç var. Ve bu sürece de aslında bu tutum ve söylemler, davranışlar maalesef ciddi zararlar veriyor. Halk arasında toplumsal barışı zedeleyen bir pozisyon oluşturuyor” dedi.

"Yetkili kurumlar re'sen soruşturma başlatmalı"

Bir halkın değerlerini aşağılanmasına yönelik normalde re ’sen soruşturma açılması gerektiğini belirten Özaraz şunları dile getirdi:

 “Bu ilgililer hakkında da tabi olması gereken ilgili devlet birimlerinin, savcılıklarının tespit ve soruşturmaları direkt resen açmasıdır. Fakat bu maalesef Türkiye'de halen dahi Kürtlerin o değerlerini korunması yönünde uygulamada net bir etkin bir soruşturma ve cezalandırma söz konusu değil. İlerleyen süreçte bunun olmasını umut ederek zaten bu anlamda yaptığımız bu suç duyuruları, bu çağrılar, bu destekler de Türkiye'de bu kültürün oturtmasını, bu kültürün oturacak şekilde biraz daha resen bir hareketlilik oluşturma noktasında farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz tutum ve çıkışlardır açıkçası. Birbirlerini hedef almaktan vazgeçecek ve birbirlerinin biraz daha değerlerine, sembollerine, kültürlerine saygı duyacak bir pozisyona gelmesi asıl hedefimiz.”

"Şeyh Said’in ailesinin şikayet hakkı var"

Şeyh Said’e yönelik hakaretlere ilişkin ise aile bireylerinin ancak hukuk yoluna başvurabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

“Şeyh Said ile ilgili durum biraz daha farklı bir pozisyon. Şimdi Türk Ceza Kanunu'nda düzenlemeler aslında kişilere hakaret, biraz daha ailenin hakkı olan, ailenin şikayetçi olabileceği durumlardır. Daha önceden tabii ki yaşanan bu tür pozisyonlar oldu, olmadı değil. O tür durumlarda biz barolar şikayetlerimizi yaptık, şikayetçi olduk. Ancak ne yazık ki orada şikayet hakkı bize ait değil, aileye ait bir şikayet hakkıdır. Şeyh Said’in torunlarının yaptığı şikayetler de oldu. O şikayetlere yönelik şu an bizler de dava açılırsa davalara katılma noktasında bekliyoruz. Orada davacı noktasında katılıp takip etme. Özellikle bu değerlerin Kürtlerin bir değeri olduğu her ne kadar söylüyorsak da fakat Ceza Kanununda hukuki düzenlemelerde maalesef tüm toplumun şikayetçi olma hakkı yok sadece aile birerlerinin o konuda şikayetçi olma hakkı var."

rudaw

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.